Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/52 E. 2022/572 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/52
KARAR NO: 2022/572
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2018/575 Esas – 2019/975 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nun, … plakalı aracıyla seyir halindeyken, davalı …’in sevk ve idaresindeki, diğer davalı tarafından trafik sigortası ile teminat altına alınmış olan … plakalı araç ile kendisine çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalının, kaza esnasında son derece yüksek oranda (1.71 promil) alkollü olduğunu, davalının kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğunu, davalı … aleyhinde Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2017/125 Esas sayılı dosya ile trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan ve Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2017/381 Esas sayılı dosya ile de taksirle yaralamaya sebep olmak suçundan ceza davası açıldığını, kaza nedeniyle müvekkilinin kullanmakta olduğu aracın kullanılamaz hale geldiğini, aracın, pert olarak işlem görüp trafikten çekildiğini, müvekkilinin ayrıca, uzun yıllardır hobi ve spor amaçlı olarak motosiklet kullanmakta iken, bu kaza nedeniyle motosiklet kullanamadığını, müvekkilinin fiziksel hasarları ve yaşamış olduğu travma, motosiklet kullanmasına engel olduğu gibi, müvekkilinin yaşam kalitesinin son derece olumsuz etkilendiğini, müvekkiline, aracın gerçek değerinin çok altında bir pert bedeli ödemesi yapıldığını, müvekkilinin, aracın pert olması nedeniyle şahsı ve çocukları için servis hizmetinden yararlanmak durumunda kaldığını, aylık olarak okul servisi ödemeleri yapmak durumunda kaldığını, müvekkilinin bu nedenle uğradığı zararın aylık 500,00.-TL olduğunu, müvekkilinin, kazadan kısa bir süre önce satın almış olduğu otomobili için ödemiş olduğu tutar ile, aynı marka ve model arabayı satın alamadığını, bu nedenle uğradığı zararın yaklaşık 10.000,00.-TL olduğunu, müvekkiline ödenen pert bedelinin, aracın o günkü rayiç değerini karşılamadığı gibi, bugünkü şartlarda aynı marka ve model araçta yaşanan değer artışı nedeniyle, müvekkilinin zararının her geçen gün arttığını, ayrıca, aracının periyodik bakımlarını kazadan hemen önce yaptırdığını, kazanın meydana geldiği Ocak ayında trafik sigortası ve vergi ödemeleri ile sair ödemeleri gerçekleştirdiğini, müvekkilinin, yararlanmadığı bir hizmetin bedelini ödemiş olmaktan dolayı da zarara uğradığını, meydana gelen zararın tazmini için davalılara ihtarname tebliğ edildiğini, ancak bu ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi, ödeme de yapılmadığını beyan ile, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin yaşadığı fiziksel zarar ile elem ve kederden doğan manevi zararların tazmini için 10.000,00.-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsilini, müvekkilinin aracının pert olması sebebiyle meydana gelen zararları için şimdilik 5.000,00.-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini, talep etmiş, ıslah dilekçesi ile sigorta pert bedelini 15.000,00 TL ye çıkarmıştır. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 29.08.2016 – 14.03.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu karayolu mali mesuliyet (Trafik) sigorta poliçesi ile sigortalandığını, zarara uğrayan şeyin dava dilekçesinde iddia edildiği üzere belirli bir süre kullanılamaması nedeniyle oluştuğu iddia edilen davacının kendisi ve çocukları için yaptığı servis ödemelerinin, aracın periyodik bakımı, trafik sigortası ve vergi ödemeleri gibi kalemler dolaylı zararlar olup, sigorta şirketinin dolaylı zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, talep edilen maddi hasar ve değer kaybının fahiş olduğunu, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, dava öncesi müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, bu nedenle kaza tarihinden faiz yürütülmesi talebinin reddi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüdünün ancak hesaplamaya esas tüm belgelerin tebliğ edilmesiyle gerçekleşebileceğini beyan ile davanın reddine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının aksine ölüm tehlikesi geçiren tarafın müvekkili olduğunu, müvekkili hakkındaki davanın ayrılarak yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın yine yaşanan kazadan dolayı aracın pert bedelinin düşük olduğunu ileri sürdüğünü, davacıya kusursuz olması sebebiyle istemi durumunda kendisine bir araç tahsis edilebileceği de mümkün olup, davacının servis ücreti istemine ilişkin istemlerinin de reddine karar verilmesini, servis ücretlerinin de tarifeli tutar üzerinden belirlenmesi gerektiğini, davacının veya çocuklarının daha önceden de servis kullanıp kullanmadığının da belirlenmesini, davacının aracının bakımlarını yaptırdığı, trafik sigortası ve vergi ödemelerinin talep edilmesi de yasal mevzuatlar tarafından yapılması zorunlu olup bu konularda ki talepleri varsa ilgili kurumlardan talep edebileceğinin de açık olduğunu, trafik kazası nedeniyle kalıcı bir zararın ortaya çıkmadığının da ortada olduğunu, manevi tazminat takdirinde bu hususun dikkate alınmasını beyan ile davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kısmen Kabulüne, 1-) 5.000,00 TL manevi tazminatın 17/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya Ödenmesine, 2a-) Davacının kazada pert total hal alan aracı nedeni ile gerçek zarar miktarından (43.000,00 TL den davalı … A.Ş tarafından ödenen 28.000,00 TL nin mahsubu sonrası) bakiye 15.000,00 TL nin davalı …’den 17/01/2017 tarihinden, davalı … A.Ş’nin poliçedeki limit ile sorumluluğu sınırlı olmak üzere 03/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2b-) Sigortali aracın sovtajının davalı-sigortacı teslimi ile sigortalı aracı alacak kişiye veya sigortacıya noterlikçe kesin satışının davacı tarafından bedelsiz yapılmasına, 2c-)3600 İkame araç bedeli ve 236 TL çekici ve otopark ücretinin davalı Erdemden 17/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı … şirketi yönünden ise söz konusu zarar kalemlerinin tahsili talebinin bu zararların dolaylı zarar olduğu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi Kapsamında kalmadığı anlaşıldığından Reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin maddi hasar sebebiyle araç başına 33.000,00 TL teminat sınırı bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan 28.000 TL’lik ödemeden sonra teminat limiti 5.000 TL kalmış olmasına ve teminat limitinin fazlasından sorumlu tutulamayacağından kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, Yerel mahkemece fiili durum esas alınarak hüküm kurulması gerekirken; hatalı şekilde pert olan aracın davalılar uhdesine bırakılmış olduğunu, araç fiilen taraflarında olmadığı gibi halihazırda kimde olduğunun bilinmediğini, bahsedildiği üzere pert olan aracın nerede bulunduğu, kimde olduğu, işbu dava açılmadan önce satılıp satılmadığı belli olmadığını, dava dilekçesinde aracın davalılara bırakılması talebinin de bulunmadığını, talebi aşar şekilde ve hatalı olarak hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 17/01/2017 tarihinde davalı sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken, aynı istikamette önünde seyir halinde olan davacı … yönetimindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat edildiği anlaşılmaktadır. Tam hasarlı kabul edilen aracın kimin uhdesinde bırakılacağı hususunda tercih hakkı araç sahibine aittir. Araç sahibi, hasarlı aracın kendisinde kalmasını istemediği sürece, sigortacı sovtaj değerinin indirilmesini isteyemez. Ancak araç sahibininde hasarlı aracı trafikten çekme belgesiyle, takyidatlardan âri şekilde sigortacıya teslim etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Edimler karşılıklı olup, bir taraf edimini yerine getirmedikçe karşı taraftan edimini yerine getirmesini bekleyemez. Yargılama aşamasında davacı vekili 21/03/2019 tarihli oturumda “araç bizde değildir, kazadan sonra araç otoparka çekilmişti, biz aracın hurda hali sigorta şirketi bünyesinde kalmasına rıza ve muvafakat gösteriyoruz,” yönünde beyanda bulunmuştur. Bu haliyle davacı tarafça, hasarlı aracın kendisinde kalmasını istemediği açıklanmış olmakla birlikte, Mahkemece ZMSS genel şartları B.2. maddesi 3. bendi uyarınca gerekli değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, ZMSS genel şartları B.2. maddesi 3. bendi uyarınca gerekli değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre “hurda tescil belgesi”, “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi ibrazının gerekip gerekmediğinin tartışılması, ibrazı gerektiği sonucuna ulaşıldığı takdirde belge(ler)in sigortacıya ibraz edilmeden tazminat ödenmeyeceğinin göz önünde bulundurulması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi ve ayrıca davalı … şirketince yapılan ödemeye göre kalan poliçe limiti gösterilmeden hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. Davalı … şirketi vekilinin bu hususlara değinen istinaf başvurusu yerindedir.Dosyada davacının yaralanmasına bağlı rapor alınmamış olmakla beraber, dosya üzerinde ve uyap sisteminden yapılan incelemede, İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararının verildiği 2017/212 E. 2018/32 K. Nolu dosyada yapılan yargılaması aşamasında, Edirne 3.Asliye Ceza Mahkemesi 2017/381 Esas sayılı dava dosyası ile taksirle yaralama suçundan dava açıldığı, soruşturma aşamasında davacı açısından 17/01/2017 tarihli geçici rapor düzenlendiği, raporda kati raporun ortopedi uzmanı tarafından verileceği de açıklanmış olduğundan, manevi tazminat talebi açısından ceza dosyasına sunulan kati rapor getirtilmek suretiyle incelenip değerlendirilmeden karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı ve davalı …. A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2022