Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/435 E. 2020/3938 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/435
KARAR NO : 2020/3938
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAH.
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI : 2018/73 Esas -2019/401 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müteveffa … 24/05/2013 tarihinde … plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, müvekkillerinin müteveffanın desteğinden mahrum kaldıklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL davacı anne … için, 1.000,00 TL davacı baba … için maddi tazminattan müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan, her bir davacı için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar Yasemin ve …’tan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: Kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin kusurlarının bulunmadığını, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/56 Esas, 2015/56 Karar sayılı dosyasında yargılama sonucunda beraat ettiklerini, davacıların yeniden dava açmalarının MK 2. maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: …aracın şirketlerinde trafik poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sorumluluklarının 225.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, KTK 86.maddesi gereğince araç işleten ve sürücüsünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmadığını, faizin dava tarihinden talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin davayı reddetmekle müvekkilinin Hazineye karşı borçlandığını ve Sigorta şirketine vekalet ücreti ve yargılama giderlerini de ödemek zorunda kalacağını bunun ise hukuka kaynaklık eden toplum vicdanında ”ebeveynlerin çocuğunun ölümüne sevindiği görünümünü verebileceği için hiç olmazsa bu masrafları karşılayacak kadar kısmi kabul kararı verilmesi gerektiğini ayrıca Borçlar Kanununa göre de trafik kazalarında zarar veren kusursuz sorumlu olup bu açıdan değerlendirildiğinde de davanın kabulü gerektiğini, Mahkemece dosyanın ATK’ya gönderilme talebinin de kabul edilmediğini, neticede ortada ölen bir kişi olmasına rağmen suçlunun olmaması, cezalandırılanın olmaması, tazminat yükümlüsünün de olmaması ölen kişiyi eşyadan daha değersiz hale getireceğini yargılamada çocukların geleceğimizin teminatı olduğu gerçeği de gözden uzak tutulmaması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece verilen 27/12/2016 tarih 2015/436 Esas-2016/1072 Karar sayılı kararı, Dairemizin 28/12/2017 tarih 2017/620 Esas 2017/1240 Karar sayılı ilamı ile;” Dava, hukuki niteliği itibari ile trafik kazası nedeniyle vefat edenin mirasçıları tarafından açılan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat davasıdır. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, karşılıklı meydana gelen kazalarda, ancak sigortalısı olan işletenin 2918 sayılı KTK 91/1.maddesi gereğince 85/1-son maddesine göre sorumluluklarını kusuruna isabet eden miktar kadar zorunlu sigorta limitlerine kadar karşılamakla sorumludur. Sigorta şirketi dışında davada yer alan işleten ve sürücünün de kusur oranları dışında sorumlu tutulma imkanı bulunmadığından bu anlamda karşılıklı olarak kusur oranlarının tespiti bu talepler açısından önem arzeder. Dosya kapsamından ve UYAP sisteminden, sanık sürücünün beraat ettiği ceza dosyasının Yargıtay’da olduğu, henüz kesinleşmediği görülmüştür. TBK.nun 74. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararına bu yönleriyle bağlıdır. Ceza mahkemesince “sanığın üzerine atılı bulunan suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatine” karar verilmiş olup, henüz kesinleşmemiş olan ceza davasında verilen beraat gerekçesine göre mahkemenin bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar vermesi gerekmektedir.” gerekçesiyle HMK ‘nun 353/1-a/6 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Mahkemece yeniden yapılan yargılamada, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/56 E – 2015/56 K. Sayılı dava dosyasının Yargıtay’dan döndüğü, “sanığın taksiri bulunmadığından atılı suçtan CMK 223/2 – c maddesi gereğince beraatine ” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek onama kararı verildiği ve ilgili kararın Yargıtay düzelterek onama kararı doğrultusunda 12/06/2018 tarihinde kesinleştiğinden, ceza dosyasında sanığın taksiri bulunmadığından atılı suçtan CMK 223/2 – c maddesi gereğince beraatine karar verildiği ceza dosyasında davalı konumunda bulunan sürücü …’ın dava konusu kazada kusurlu olmadığının sabit olup, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, karşılıklı meydana gelen kazalarda, ancak sigortalısı olan işletenin 2918 sayılı KTK 91/1.maddesi gereğince 85/1-son maddesine göre sorumluluklarını kusuruna isabet eden miktar kadar zorunlu sigorta limitlerine kadar karşılamakla sorumlu olup davalı … şirketinin de sigortalısının kusuru olmadığından yüklenecek bir kusur olmadığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İlk Derece Mahkemesince, Dairemizin 28/12/2017 tarih 2017/620 Esas 2017/1240Karar sayılı kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesine, davalı sürücünün kusursuz olduğunun ceza mahkemesi kararıyla kesinleşmesine göre davacının tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/11/2020