Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/433 E. 2022/940 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/433
KARAR NO: 2022/940
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/11/2019
NUMARASI: 2016/409 Esas – 2019/934 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının maliki olduğu … plakalı araca sürücü ve malik … yönetimindeki ve davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın % 100 kusurlu olarak çarparak hasar verdiğini, tutanaktan da anlaşılacağı üzere 09.01.2015 günü 02.00 sıralarında meydana gelen kazada davacıya ait … plakalı park halindeki aracın hasar gördüğünü, davalı sürücünün kusurunu ikrar ettiğini, değer kaybına ilişkin olarak davalı yana yapılan girişimlerin sonuçsuz kalması nedeniyle dava açtıklarını, değer kaybının ZMMS poliçesi kapsamında olduğunu, davayı 6100 Sayılı HMK 107.maddesi gereği açtıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 250,00 TL değer kaybı hasar ve eksik ödenen 250,00 TL tamir bedelinin 09.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu kaza için davacıya ödeme yapıldığını, bu nedenle haksız ve kötü niyetli davanın reddinin gerektiğini, davacının hem hasar hem de değer kaybı zararının ödendiğini, davacının davalı şirkete yaptığı başvuru sonucu … plakalı araçta oluşan hasar bedeline ilişkin 25.03.2015 tarihinde 9.884,00 TL hasar bedeli ödendiğini, aynı zamanda değer kaybına ilişkin olarak 8.985,36 TL’nin davacı vekili …’e ödendiğini, bu ödemelerle davalının sorumluluğunun kalmadığını, hangi parçaların değiştirildiğinin, bunların değer kaybına neden olup olmadıklarının irdelenmesi, daha önceden de kazaya karışıp karışmadığının araştırılması gerektiğini, aracın eski değer kaybı nedeniyle ilave değer kaybına uğramayacağını, yapılan ödemenin dikkate alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacı aracının park etmenin yasak olduğu alana park edip etmediğinin araştırılması gerektiğini, davalının ancak ZMMS poliçesi limitleri dahilinde sorumlu olacağını, hasar halinde hasarlı parçanın onarımı mümkün değilse eşdeğeri veya orijinali ile değiştirilebileceğini, bu şekilde araçtaki gerçek hasarın 9.884,00 TL olarak hesaplandığını ve davacıya ödendiğini, faizin başlangıç tarihine ilişkin talebinin kabul edilemeyeceğini, başvurudan 8 gün sonra temerrüte düşeceklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 8.453,19 TL hasar bedeli ile 1.014,64 TL değer kaybının 23/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; UYAP sistemi üzerinden sundukları ekspertiz raporunun dosya içerisine alınmadığını, ek rapora karşı UYAP sistemi üzerinden sunulan 04.12.2017 tarihli dilekçe ekinde bir kez daha anılan ekspertiz raporu ibraz edilmiş ve raporun hesaplamada dikkate alınması talep edilmiş ise de anılan ekspertiz raporunun dosyada bulunmadığı gerekçesiyle itirazlarının bir kez daha incelenmediğini ve eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile dosya kapsamında bulunan 18.03.2015 tarihli eksper raporunda dava konusu araçta meydana gelen hasar miktarı arasında fahiş fark bulunduğunu, çelişkinin giderilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda her ne kadar belirtilen rakamların piyasa değerlerine göre belirlendiği belirtilmiş ise de piyasa araştırmasına ilişkin herhangi dayanak bir belge, veri vs. yer verilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 09.01.2015 günü saat 02.00 sıralarında davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı araç sürücüsü …, yönetimindeki aracıyla seyri sırasında iki yönlü birer şeritli yolda karşı yönden gelen araçlara ayrılan şeride tecavüz etmiş ve seyrine göre geliş şeridinin sağında park halinde bulunan … plakalı araca çarpması, bu aracın da park halindeki dava dışı … plakalı araca çarpması ile meydana gelen trafik kazası nedeniyle park halindeki aracı hasarlanan davacının eksik ödeme yapıldığı iddiası ile eksik hasar bedeli ve değer kaybını talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı şirkete ZMMS poliçesi sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’in olayda tam %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından davacının vekili … adına 07/10/2015 tarihinde değer kaybı ödemesi olarak 8.985,36 TL, davacı adına da 24/03/2015 tarihinde 9.884,00 TL hasar ödemesi yapıldığı dekont örneklerinden anlaşılmıştır. Davalı şirket tarafından gönderilen hasar dosyası üzerinden hasar ve değer kaybı incelemesi yapılmış kök raporda hasar bedeli parça ve işçilik dahil 18.337,19 TL olarak belirlenmiştir. Değer kaybı da emsal uygulanarak belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 2. ek raporda davalının sunduğu ekspertiz raporuna da atıf yapılarak bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmiş,” … Hasar yönünden yeniden yapılan incelemede, dosyada bir eksper raporu olduğu, davalı şirketin itiraz dilekçesinde bahsettiği eksper raporunun dosyada olmadığı, kök raporda da belirtildiği üzere dava konusu araçtaki hasar miktarının, dosyaya sunulan eksper raporunda da belirtildiği üzere 18.337.19 TL olduğu, davalı şirketçe 9.884,00 TL ödeme yapıldığından davacının davalıdan talep edebileceği bakiye hasar miktarının 8.453,19.TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekili 2. itiraz dilekçesi ekinde, dosyada zaten var olan ve kök ve ek raporun düzenlenmesinde dikkate alınmış olan eksper raporunu tekrar sunmuştur. Bu eksper raporunda, parça bedellerinden %22 oranında indirim yapılmışsa da bu indirimin gerekçesi dosyaya sunulmadığı gibi bu indirimi yapmayı kabul eden bir yetkili servis beyanı da sunulmamıştır. Bu nedenle anılan eksper raporunda piyasa uygulamalarına uygun olmayan indirim oranına itibar etmek mümkün olamamıştır. Ayrıca Yargıtay yerleşik içtihatları da, tüketicilerin mesnedi gösterilmeyen bu indirimleri kabule zorlanamayacağını açıkça ifade etmektedir. Dolayısıyla anılan eksper raporunda belirtilen parça fiyatları indirimi piyasada uygulanması mümkün olmayan fiyatlar olup heyetimizce de uygun görülmemektedir. Yine anılan eksper raporunda parça ve işçilik bedellerine KDV eklenmemiştir. Ancak Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre hasar bedeline KDV’nin eklenmesi gerekmektedir. Kök raporda tüm bu hususlar dikkate alınarak hesaplama yapılmış ve davacının bakiye maddi alacağı hesaplanmıştır.” açıklaması yapılmış olup itiraz dilekçeleri ekinde bulunan ekspertiz raporlarının da incelendiği, neden kabul edilmediği belirtildiği, kaldı ki aracın hasarlı parçaları, onarım işçilik ve diğer maliyet bedelleri ile kaza ile illiyet bağı açıklanarak hasarın belirlendiği görüldüğünden bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Davacıya ait hasarlı aracın markası, modeli, hasarlı parçaları, değişen ve boyanan parçaları da incelenerek Yargıtay 17. Hukuk Dairesince benimsenen fark yöntemine göre kaza tarihindeki hasarlı haldeki değeri ile hasarsız haldeki değeri arasındaki fark üzerinden değer kaybının hesaplanmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen değer kaybına ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 646,75 TL harçtan peşin alınan 161,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 485,05 TL harcın davalıdanztahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/05/2022