Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/419 E. 2020/722 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/419
KARAR NO : 2020/722
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI : 2017/104 Esas – 2017/644 Karar
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 07/03/2013
BİRLEŞEN İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/1374 ESAS 2014/307 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin müşterek çocukları olan … San. ve Tic. A.Ş.’den alınan 21/10/2012 tarih ve … seri numaralı bilet ile davalı … San. ve Tic. A.Ş. Ye ait … plakalı … sevk ve idaresindeki araçta 6 numaralı koltukta İstanbul dan Bulgaristan’a seyir halindeyken Dereköy yakınlarında aracın kaymaya başlayarak bariyerlere çarpması neticesinde sürüklenmesi sonrasında yüksek bir levhaya çarparak takla atarak şarampole yuvarlandığını, müvekkillerinin müşterek çocukları … hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik davacılardan her biri için 12.500,00 TL maddi tazminat ile davacılardan her biri için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.01.2012 tarihinde müteveffa … de içinde bulunduğu … plaka sayılı yolcu otobüsünün İstanbul ilinden Bulgaristan ülkesine seyir halinde iken şoförün aracın sevk ve idaresini yitirdiğini, aracın bariyerlere çarptığını, daha sonra bariyerlerde seyreden aracın yol kenarındaki tabelaya çarparak yolun sol tarafında bulunan şarampolden yuvarlanarak dere yatağına ters vaziyette dönüştüğünü, yaşanan bu kaza sebebiyle … ile birlikte 3 kişinin daha hayatını kaybettiğini, davalı otobüs firması ile yapılan görüşmelerde Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırmadıklarının ortaya çıktığını, bu sebeple, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası 2012 yılı için belirlenmiş olan 150.000 TL tazminat tutarının yasal mirasçı olan davacılara ödenmesi amacıyla güvence hesabına 18.10.2012 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, Güvence Hesabı’nın yapılan bu başvuruyu, aracın yabancı plakalı olması sebebiyle 21.11.2012 tarihinde reddettiğini, müvekkilleri tarafından Zorunlu Kottuk Ferdi Kaza Sigortası tazminat tutarının tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile Güvence Hesabı ve …San. Tic. A.Ş. hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı/borçluların, başlatılmış olan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin, takip konusu miktara işletilecek en yüksek ticari faiz miktarı ile devamına, %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı….San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı araç Bulgar plakalı olduğunu, aracın Bulgaristan da faaliyet gösteren …. Şirketine ait olduğundan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, Bulgaristan firmasına müvekkilinin bilet kesmekte yetkisinin bulunmadığını, Türkiye’de yolcu taşımacılığı yapan iki şirket ile yabancı bir ülke ile karşılıklı taşımacılık yapan bir Türk şirketinin yasal durumu ve sorumluluğunun farklı olduğunu, yabancı ülke otobüs otobüsün işletmecisi Türkiye’de bilet kesemediği için ve mevzuattaki zorunluluk nedeniyle bilet kesildiğini, yoksa bilet kestiği otobüsün işleten olan şirket ile aralarında herhangi bir anlaşma ilk büyük kazanç yada kar ilişkisi bulunmadığını bu nedenle işletme sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, kaza yapan şirketin Bulgar Şirketi … olduğunu, araçtaki yolcuların emniyet kemerlerini takmadıklarını, takmış olsalardı bu durumun yaşanmayacağını, aynı zamanda talep edilen manevi tazminatında yüksek bir bedel olduğunu, müvekkilinin işleten olmadığını savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda geçerli bir yeşil kart sigortaları mevcutsa yeşil kart sigortacıları adına kusur esasına göre sebebiyet verilen üçüncü şahıs hasarlarını tedvir edildiğini, sorumluluk bedelinin poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat talep edilemeyeceğini, öncelikle destekten yoksun kalınıp kalınmadığı ile kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Asıl davanın; Maddi tazminat yönünden kabulü ile; davacı … için 36.290,67 TL, davacı … için 35.470,45 TL destekten yoksun kalma tazminatının; davalı Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 12/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, (davalı Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu için poliçe limiti ile sınırlı olmak şartı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,Asıl davanın; manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile; davacı … için 30.000,00 TL … için 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar … San. Tic. A.Ş.’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1374 Esas 2014/307 Karar sayılı dosyası ile birleşen dosyada açılan itirazın iptali davasının reddine, birleşen dosyada davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/104 Esas Ve 2017/644 Sayılı Karar açısından istinaf sebepleri; mahkeme tarafından hükmedilen tazminat miktarlarının oldukça düşük olduğunu, mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda müteveffanın asgari ücret mukabilinde çalışacağı kabul edilerek hesaplama yapıldığını, maddi tazminatın zararı karşılamada yetersiz kaldığını, manevi tazminat miktarına 30.000,00 TL olarak hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun düşmediğini, müvekkillerde oluşan manevi zararı karşılamaya yetmediğini, ölenin kişisel kusuru tazminatta indirim sebebi olduğunu, kazanın oluşumuna sebebiyet veren davalı … asli kusurlu (%100 oranında) olduğu dosya içerisinde sabit olduğu, bu açıdan da manevi tazminat miktarında bir indirime gidilmesi söz konusu olmadığını, verilen kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak hakkaniyete uygun miktarlarda maddi tazminata ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini; Birleşen İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1374 esas ve 20174/307 sayılı kararı açısından istinaf sebepleri; davalı … 4925 sayılı Karayolları Taşıma Kanunu gereğince, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğunu, bu zorunluluğa uymayarak, kötü niyetli bir şekilde aracın plakasının yabancı plakalı olmasına dayanan davalı şirket …. işleten sıfatıyla sorumlu olduğunu, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’ndan tamamen farklı bir sigorta türü olduğunu, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasında risk gerçekleştiği anda (ki olayda ölüm şeklinde gerçekleşmiştir), sigorta bedeli (150.000 TL) hak sahiplerine verileceğini, eğer Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırılmamış ise (işleten davalı … bu sigortayı yaptırma yükümlülüğü altındadır) o zaman işleten sigorta bedelini (150.000 TL) sözleşmeye aykırılık sebebiyle hak sahiplerine ödemekle mükellef olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davaya konu trafik kazasına konu aracın yabancı plakalı olduğu sabittir. Yabancı plakalı araçlar, gümrükte sadece zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlü olup, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma yükümlülükleri bulunmamaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalı işletenin ve güvence hesabının talep konusu zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasından kaynaklanan tazminattan bu yönde bir poliçe olmadığı ve yaptırılması zorunlu olmadığı nedenle sorumlu olmayacağı, gözetilerek birleşen davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/8005 E. -2018/1416 K. ve 2014/14509 E.- 2016/11886K. sayılı kararları).TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarlarının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Davacılar … davaya konu kazada ölen çocukları … desteğinden yoksun kaldıkları gerekçesiyle maddi tazminat isteminde bulunmuş; Mahkemece, 04/04/2016 tarihli hesap bilirkişi raporu hükme esas alınarak talebin kabulüne karar verilmiştir.Hükme esas alınan 04/04/2016 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda, 9 yaşındayken yaşamını kaybeden destek … asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı anne ve babanın ekonomik sosyal durum araştırmasına göre statüleri dikkate alındığında küçük yaşta vefat eden desteğin yaşamış olsaydı üniversite eğitimi alacağı ve bu nedenle asgari ücretin bir miktar üzerinde gelir elde edeceği kabul edilmesi gerektiğinden bu yöne değinen istinaf talebi yerindedir ( Emsal nitelikte Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/9307 E- 2016/8725 K. ve 2016/13096 E. – 2019/5586 K. Sayılı karaları).Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/06/2020