Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/380 E. 2022/496 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/380
KARAR NO : 2022/496
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI : 2017/784 Esas – 2019/1072 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete sigortalı …’in malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 23/05/2017 tarihinde …’a ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kaza akabinde müvekkilince hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığını ve aracın tamir bedelinin KDV dahil 10.318,24 TL olarak tespit edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.300,00 TL hasar bedeli ile 100,00 TL değer kaybı bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihi olan 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin ancak ZMMS Sigortası Genel Şartları B.2 maddesinde öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini, davacının dayandığı hasar bedeline ilişkin ekspertiz raporunun ve fahiş olarak belirlenen hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz masrafının kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,” Davanın kısmen kabulü ile 10.318,24 TL hasar bedeli ile 71,40 değer kaybı tazminatının 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, değer kaybı tazminatı yönünden fazlaya ilişkin talep ile ekspertiz ücreti talebinin reddine, ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı …Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalı .Sgorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporu taraflarına tebliğ edilmediğinden beyan ve itiraz hakkının kısıtlandığını, bilirkişi raporları arasında hasar tutarı ile ilgili fahiş bir fark bulunduğunu ve denetime elverişli olmadığını, raporun aracın hasarlı ve değişmesi gereken parçaları yönünden çelişkili tespitler içerdiğini, dava konusu araç üzerinde keşif yapılmak suretiyle üçlü bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla hasar tutarının belirlenmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için tebligatın davanın taraflarına usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. (HMK’nın 144.maddesi) Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur (Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 12/06/2019 tarih, 2016/17072 Esas ve 2019/7123 Karar sayılı ilamı).
Dosya kapsamına göre İlk Derece Mahkemesince hasarın belirlenmesi için alınan 28/02/2019 tarihli 2. bilirkişi raporu, davalı vekiline tebliğ edilmemiş, davalı vekiline 2. hasar bilirkişinden alınan ek rapor tebliğ edilmiştir. Ek raporda ise değer kaybı hesaplaması yapılmış ancak hasara ilişkin değerlendirme yapılmamıştır. İlk Derece Mahkemesince 28/02/2019 tarihli 2. bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
HMK’nın 280. maddesi uyarınca, bilirkişi raporlarının taraflara tebliği zorunlu olup, raporun tebliğ edilmemesi savunma hakkını kısıtlar mahiyettedir. Mahkemece 28/02/2019 tarihli 2. hasar bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliğ edilip cevap süresi beklenilip varsa itirazları değerlendirilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kabule göre de mahkemece hasar tespiti için iki ayrı bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, iki rapor arasında hasara uğrayan parçaların tespiti ve değeri konusunda çelişki bulunmasına rağmen mahkemece bu çelişki giderilmeden ve gerekçeli kararda bu husus tartışılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/03/2022