Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/375 E. 2022/478 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/375
KARAR NO: 2022/478
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2015/403 Esas – 2019/729 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 07/12/2011 günü meydana gelen kazada … plakalı aracın sürücüsü olan davacılar murisi …’ın vefat ettiğini, araçta bulunan murisin kardeşi ve davacı …’ın da yaralandığını, kazanın oluşumunda …’ın kullandığı … plakalı kamyonet ile sürücüsü … olan … Plakalı kamyonun kusurlu olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … plakalı araç için, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … plakalı araç için ZMMS poliçesi düzenlediğini, davalı …’in … plakalı kamyonun, davalı …, … plakalı kamyonun maliki ve işleteni olduklarını, muris …’ın vefatı ile eşi … çocukları …, …, …’ın maddi destekten yoksun kaldığını, muris …’ın büyükbaş hayvancılık ve çiftçilik yaparak geçimini sağladığı belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, maddi tazminatlar yönünden belirsiz alacak olarak, davacı eş … için 8.000,00 TL manevi 500,00 TL maddi, çocuklar …, …, … için 3000 TL manevi 500 TL maddi, … için 3000 TL manevi, davacı … için abisinin vefatı nedeniyle 5000 TL manevi, kendi yaralanması nedeniyle 5000 TL maddi tazminatın, davalı işletenler ve sürücüler yönünden olay tarihinden itibaren yasal faiziyle, davalı sigorta şirketleri yönünden maddi tazminatlar için dava tarihinden itibaren yasal faiziyle, müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … adına kayıtlı … plakalı araç için, 28/12/2010-2011 vadeli … numaralı 200.000 TL limitli ZMMS poliçesini düzenlediğini, müvekkilinin sorumluluğunu araca yüklenen kusur ve sigorta limiti ile sınırlı olduğunu, davacıların zararının ve kusur oranını bilir kişilerce belirlenmesi gerektiğini, faizin başlangıcının dava tarihi olabileceği olabileceğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçsinde özetle; Müvekkili şirketin … adına kayıtlı … plakalı araç için, 08/12/2010-2011 tarihlerini kapsar, … numaralı 200.000,00 TL limitli ZMMS poliçesini düzenlediğini, manevi tazminat taleplerini poliçe kapsamı dışında olduğunu, davacılar murisinin desteğinin ispatlanması gerektiğinin, asgari ücret üzerinden gelirin kabul edilmesi gerektiğini, …’ın kaza tutanağında ismi geçmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul etmediğini, kazanın oluşumunda kusuru olmadığını, yetkili mahkemenin Muş Bulanık Asliye Ticaret/ Hukuk mahkemeleri olduğunu, manevi tazminat yönünden dosyanın tefrik edilip yetkili mahkemeye gönderilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Kazanın meydana geldiği Muş ili mahkemelerinin yetkili olduğunu, yeniden keşif yapılan kusur bilirkişi raporu alınmasını istediğini, tanık dinletme talebi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ikametinin bulunduğu Muş Bulanık mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı …’ın kendi yaralanması nedeniyle açtığı maddi ve manevi tazminat istemli davada; a-Davalı … Sigorta A.Ş yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, b-Diğer davalılar yönünden davanın sabit olmadığından reddine, 2-Davacılar …, …, …, …’ın muris …ın vefatı nedeniyle açtıkları destekten yoksun kalma istemli davada; a-Davalı … Sigorta A.Ş ve davalı … Sigorta A.Ş yönünden; taraflar sulh olup davalılar yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına b-Davalı …, … (… plakalı araç) yönünden; Davacıların karşılanmayın bakiye maddi tazminat taleplerinden %25 kusura isabet eden 17.550,28 TL nin kaza tarihi olan 07/12/2011 tarihinden avans faiziyle davalılardan alınıp davacılara verilmesine c-Davalı … ve … (… plakalı araç) yönünden; davacıların karşılanmayan bakiye maddi tazminat taleplerinden %75 kusura isabet eden 422.950,84 TL nin kaza tarihi olan 07/12/2011 tarihinden avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine 3- Tüm davacıların muris …ın vefatı nedeniyle açtıkları manevi tazminat istemli davada; … için 4.000 TL, …, için 1.500 TL, …, için 1.500 TL … için 1.500 TL, … için 1.500 TL …, için 1.500 TL nin kaza tarihi olan 07/12/2011 tarihinden yasal faiziyle davalılar …, …, … ve …den müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine fazla istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece maddi tazminat, yargılama harç ve gideri ile vekalet ücretinin davalıların kusurları oranında tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Poliçe tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 50.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş, ayrıca müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişki düzenlenmiştir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin BK’nın 141.maddesine göre ise müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 145.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir. Somut olayda mahkemece hükme esas alınan kusur raporuna göre; kazanın meydana gelmesinde davacılar murisi …z’ın kusursuz, … plakalı kamyon sürücüsü davalı …’nun asli ve %75 kusurlu ile … plaka sayılı kamyon sürücüsü …’ın tali ve %25 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesinde maddi tazminatlar her iki aracın sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısından müşterek ve müteselsilen talep edilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan dava dışı araç sürücüsü ve işleteni zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 141. vd. maddeleri gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince maddi tazminat bakımından, davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken kusurları oranında sorumlu tutulmalarına karar verilmesi doğru olmamıştır. Aynı şekilde yargılama gideri ve vekalet ücretinin de kusur oranında belirlenmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Kabule göre de HMK’nın 355.maddesi gereğince resen yapılan inceleme sonucunda; Hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda 2.seçenekte her bir davacının alması gereken maddi tazminat miktarı belirlenmiş ancak sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra her bir davacının talep edebileceği tazminat miktarı hesaplanmamıştır. Davacılar vekili de ıslah dilekçesi ile talep edilen toplam tazminat miktarını belirtmiş ancak her bir davacı için talep edilen tazminat miktarını açıklamamıştır. İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın gerekçe kısmında 18/02/2019 tarihli ek raporun hükmü esas alındığı belirtildikten sonra “bilirkişi raporuna göre davacı eş … için, 725.025,08 TL, davacı çocuk … için 33.413,38 TL, davacı çocuk … için 44.350,14 TL, Davacı çocuk … için, 67.412,53 TL olmak üzere Toplam; 870.201,13 TL maddi tazminat isteyebilecekleri sabit bulunmuştur. Davacıların maddi tazminat taleplerinin 200.000,00 TL sinin … Sigorta A.Ş. , 200.000,00 TL sinin … Sigorta A.Ş tarafından karşılandığı dosyaya sunulan sulh, ibra beyanları ile sabittir. Davacıların karşılanmayan maddi tazminat taleplerinin 440.501,12 TL olduğu anlaşılmıştır.” açıklamasına yer verilmiş ancak 870.201,13 TL maddi tazminattan sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler toplamı 400.000,00 TL düşüldüğünde 470.201,13 TL kaldığı halde ne şekilde 440.501,12 TL karşılanmayan maddi tazminat olduğu sonucuna ulaşıldığı açıklanmamıştır. Yine ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması nedeniyle her bir davacı için (ödemeler düşüldükten sonra) maddi tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınmaksızın ve davacılar vekiline ıslah dilekçesinde belirtilen tazminattan her bir davacı için ne kadar maddi tazminat talep ettiğini açıklamak üzere mehil verilmeden tüm davacılar için ortak maddi tazminata hükmedilerek hükmün infazında tereddüt oluşturulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken bilirkişi heyetinden en son rapor tarihi itibariyle sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra her bir davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınması, ek rapor alındıktan sonra davacılar vekiline ıslah dilekçesinde artırılan maddi tazminattan her bir davacı için ne kadar maddi tazminat talep ettiğini açıklamak üzere mehil verilmesi ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek her bir davacı için kabul edilen maddi tazminat miktarı ayrı ayrı belirtilerek işleten ve sürücü olan davalılar …, …, … ve …’in maddi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tamamından müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi olmalıdır. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesin. istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/03/2022