Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/374 E. 2022/937 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/374
KARAR NO: 2022/937
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2017/1046 Esas – 2019/1012 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin 15/09/2017 tarihinde kendisine ait … plaka nolu aracına … plakalı aracın arkadan çarptığını, kaza nedeniyle müvekkilinin vücudunda çeşitli yaralanmalar olduğunu, kaza nedeniyle Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi olduğunu, … plakalı aracın maliki olan …’ın aracını kullanan şoför …’ın polis merkezinde ifadesinin alındığını, kaza yaparak kaçtığını kabul ettiğini, kaza ile ilgili video ve görüntülerin mevcut olduğunu, müvekkilinin maddi olarak büyük zarar gördüğünü, emekli olmasına rağmen halen çalıştığını, hastane yol ve tedavi için masraf ettiklerini, müvekkilinin halen iyileşemediğini belirterek maddi tazminat olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen merkez bankasının mevduata uyguladığı en yüksek reeskont avans faiziyle birlikte, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat yönünden; Davanın kabulü ile; 1.404,06-TL geçici iş göremezlik, 250,00-TL tedavi sürecindeki yol ve diğer masraflar, 23.000,00-TL araç hasarı için olmak üzere toplam 24.654,06-TL’nin tüm davalılardan (davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 26/04/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise, kaza tarihi olan 15/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, Manevi tazminat yönünden; Davanın kısmen kabulü ile; 3.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan kaza tarihi olan 15/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı sıfatının bulunmadığını, zarara konu trafik kazasının 15.09.2017 tarihinde saat 14:30 – 15:00 arasında meydana geldiğini, talebe konu edilen zorunlu mali mesuliyet poliçesinin ilk priminin ise yine 15.09.2017 tarihinde saat 16:02’de ödendiğini, bu durumda, sigorta poliçesinin kazadan sonra tanzim edildiğini, dolayısıyla poliçe vadesi dışında gerçekleşen kaza nedeniyle meydana gelen zarar için sigorta şirketinin tazmin yükümlülüğünün bulunmadığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığını, araç hasarı fahiş hesaplandığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 15.09.2017 tarihinde saat 14.30 sularında davacı sürücü …’in, sevk ve yönetimindeki … plakalı araç ile davalı sürücü …’ın sevk ve yönetimindeki … plakalı çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması ve aracının hasara uğraması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda davalı sigorta şirketi istinaf dilekçesinde poliçenin kazadan sonra düzenlendiği iddiasında bulunmuş ise de dosyaya gönderilen hasar dosyasında bulunan poliçe örneğinde başlangıcı 15/09/2017 gün, saat 12.00 olarak görünmektedir. Bu halde ilk prim 15.09.2017 tarihinde kaza saatinden sonra saat 16:02’de ödenmiş olsa da poliçe başlangıç saatinin kaza saatinden önce olduğu anlaşılmakla prim ödemelerinin kaza saatinden sonra yapılmış olması poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmayacağından istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ve tedavi giderine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2972 Esas ve 2018/12903 Karar sayılı ilamında da belirttiği gibi;”… zarar gören aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise tamir bedelinin, ekonomik değilse; aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa rayiç bedelinde sovtaj değerinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının hesaplanarak” karar verilmelidir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan hasar raporuna göre, aracın kazalı haldeki fotoğrafları da incelenerek aracın tamirinin ekonomik olamayacağı kanaatine varılarak pert total işlemi gören bu araçta değer kaybı şartlarının oluşmadığını aracın yaşı, modeli, kullanım amacı gibi hususlar dikkate alındığında hasarsız haldeki değerinin 38.000,00 TL, hasarlı haldeki değerinin 15.000,00 TL olduğu belirtilerek gerçek zararın 23.000,00 TL olarak hesaplanmanmıştır. Mahkemece bu bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu hususa değinen davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.889,05 TL harçtan peşin alınan 472,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.416,78 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/05/2022