Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/352 E. 2020/582 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/352
KARAR NO: 2020/582
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
NUMARASI: 2019/814 Esas 2019 – 969 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHz: 02/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın malik ve işleteni olduğunu, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, 18.10.2018 tarihinde müvekkil …’a ait … plakalı araca çarpması suretiyle maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, mevcut kazada davalı …’ya ait aracın sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, bu kazada hasar gören müvekkil aracın işbu hasarın onarımı için 30 gün tamirhanede kaldığını, aracın tamir süresi içerisinde uğradığı kazanç kaybı bedelinin bağımsız eksper tarafından KDV hariç 5.010,00 TL olarak belirlendiğini, bu alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı borçluların itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin yetkili olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, 2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili Eskişehir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Usulüne uygun geçerli bir yetki itirazından bahsedebilmek için yetki itirazında bulunan borçlunun, yetkili icra dairesinin neresi olduğunu da belirtmesi gerektiğini, oysa somut olayda davalı/ borçluların itiraz dilekçelerinde, sadece icra dairesinin yetkisiz olduğu belirttiğini, yetkili icra dairesini göstermediklerini, ortada geçerli bir yetki itirazı bulunmadığını, kesin yetki kuralının öngörüldüğü durumlar dışında yetki itirazı ileri sürülmediği takdirde mahkeme resen bu durumu göz önünde bulunduramayacağını, dava konusu olayda da kesin yetki hallerinden birinin bulunmadığını, davalı/borçlular süresi içerisinde cevap dilekçesi dahi sunmadıklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan kazanç kaybının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince “… icra dairelerinin yetki hususu İ.İ.K’nun 50. maddesinde düzenlendiği, buna göre; para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir. Bu hüküm uyarınca yetki hususunun HMK hükümleri uyarınca belirleneceği açıktır. HMK’nın 6. maddesi uyarınca Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Bu hükümler uyarınca somut olayda davalının yerleşim yeri ve kazanın meydana geldiği yer itibariyle takibin yapıldığı Bakırköy İcra daireleri yetkili ve görevli olmadığından, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olduğu, bu kapsamda somut olayda geçerli takip bulunmadığından” davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusunu oluşturan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının davalı borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, davalıların ödeme emrine süresi içerisinde verdikleri itiraz dilekçelerinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği ancak yetkili icra dairesini bildirmedikleri anlaşılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi uyarınca kıyas yoluyla uygulanacak HMK’nın 6/1. maddesi “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir. Somut uyuşmazlıkta davalı borçlular icra dairesine süresinde vermiş oldukları itiraz dilekçelerinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmişlerse de yetkili icra dairesini bildirmediklerinden İİK’nın 19/2.maddesi gereğince bu yetki itirazının dikkate alınamayacağı gözetildiğinde takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olduğu kabul edilerek davaya devam edilmesi gerekirken yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davanın usul yönünden reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabule göre gerekçede icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle usulden red kararı verildiği açıklandığı halde hükümde mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2020