Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/345 E. 2020/3937 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/345
KARAR NO : 2020/3937
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI : 2018/573 Esas – 2019/928 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı araca, davalı …’in kullandığı, davalı … şirketine ait ve davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış … plakalı aracın çarparak hasar meydana getirdiğini, trafik kazasının sürücünün kusuru ile meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkilinin aracının onarıldığını, hasar nedeniyle 20.000,00 TL değer kaybı meydana geldiğini, değer kaybının tahsili için Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatarak ekspertiz raporu ile tespit edilen 10.000,00 TL değer kaybı ve işlemiş faizin tahsilini talep ettiklerini, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; belirlenen kusur oranlarını kabul etmediklerini, eksper raporunu da kabul etmediklerini, değer kaybının sigorta şirketi tarafından ödenmesinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, yetkisiz mahkemede dava açıldığını, poliçe limitinin maddi zararlarda araç başına 25.000,00 TL sınırlı olduğunu, sigorta teminatı dışında kaldığını, faizi ve kusur oranlarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince”davanın H.M.K’nun 150/1,5 ve 320/4 maddesi uyarınca 16/09/2019 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;İlk Derece Mahkemesinin dosyanın iki kez önceden düşmüş olduğu hususunu dikkate almaksızın beş dakikada olsa beklemeden iki dakikalık bir süre ile duruşmayı kaçırmalarına sebebiyet vermiş olmasının hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca söz konusu dava dosyasından daha önce lehlerine karar verilmiş olup karşı tarafın kararı istinaf etmesi sonrası istinaftan usuli sebepler ile kararın bozulduğunu, dosya esası ile ilgili haklı olduklarının istinaf kararı ile ortaya çıktığını, Yerel mahkemenin 2015/1176 Esas-2017/310 K. Sayılı kararı ile lehlerine hüküm kurulduğu ancak davalı tarafın istinaf etmesi sonucu kararın davalı lehine kaldırılması sonrasında davayı takip hak ve yetkisinin yer değiştirdiğini arz ve izah edilen nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen davalılar vekili olarak lehe vekalet ücretinin hükmedilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.İşlemden kaldırma ve davanın açılmamış sayılması müessesesi yazılı yargılama usulüne tabi davalar için HMK’nın 150 ve basit yargılama usulüne tabi davalar için HMK 320. maddesinde düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nın 150.maddesinin 6.fıkrasında;”İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.” hükmü, aynı Kanunun 320. maddesinin 4. fıkrasında; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmü yer almaktadır. Kanunun bu hükümleri emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır.Dosya kapsamından; davacı tarafın 23/05/2016 tarihli duruşmaya katılmadığı, davalı vekilinin davayı takip etmediklerini bildirdiği, dosyanın HMK’nın 150. maddenin 1. fıkrası uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacının yenileme talebi üzerine yeniden duruşma günü verilerek, davacı vekiline 31/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın 05/06/2016 tarihli duruşmaya yine mazeretsiz katılmaması ve davalı vekilinin davayı takip etmeyecekleri yönündeki beyanı üzerine dosyanın HMK’nın 150. maddenin 1. fıkrası uyarınca yeniden işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacının ikinci kez yenileme talebinin mahkemece kabul edilerek yeniden duruşma günü verildiği ve yargılamaya devam edildiği ancak 16/09/2019 tarihli duruşmada yine işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Eldeki dava yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler gereği yazılı yargılama usulüne tabi olup, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. Şu halde, mahkemece işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın davacı tarafından iki kez yenilendikten sonra üçüncü kez takipsiz bırakılması üzerine 6100 sayılı Kanun’un 150. maddesinin 6. fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazının reddi gerekmiştir.Davalılar vekilinin istinaf itirazının incelenmesine gelince;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7. maddesinin birinci fıkrasında “Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” hükmü yer almaktadır.Somut olayda dava değerinin 10.000,00 TL olduğu, davalılar vekilinin vekalet ücreti yönünden mahkemenin kararına istinaf itirazında bulundukları anlaşıldığına göre; HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. Fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.01.2015 tarih ve 2014/10982-2015/129 E-K sayılı, 8.Hukuk Dairesi’nin 30.12.2014 tarih ve 2014/20612-2014/22888 E-K sayılı, 15.Hukuk Dairesi’nin 05.10.2006 tarih ve 2006/5729-2006/5545 E-K sayılı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.12.2017 tarih ve 2017/8490-17669 E-K sayılı kararları ile yerleşik diğer içtihatlarda da belirtildiği üzere, hükme karşı sadece vekalet ücreti / yargılama giderleri yönünden kanun yoluna başvurulmuş ise, kesinlik sınırı, dava değerine göre değil, istinaf edilen vekalet ücreti / yargılama giderlerinin miktarına göre belirlenir. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL olacaktır.İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda istinaf konusu edilen vekalet ücreti 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından istinaf yasa yoluna başvurulması olanaklı değildir. Bu nedenle davalılar …. San. ve Tic. A.Ş. ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalılar …. San. ve Tic. A.Ş. ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine,2-a-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye İrat kaydına, b-Davalı …. San. ve Tic. A.Ş. ve … yönünden; istinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/11/2020