Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/339 E. 2022/535 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/339
KARAR NO: 2022/535
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2018/226 Esas – 2019/900 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
BİRLEŞEN İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2019/470 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
DAVA TARİHİ: 01/08/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 27.06.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı sigorta şirketinin sigortaladığı aracın davacıların murisi …’ın ölümüne neden olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını ancak her hangi bir ödeme yapılmadığını, meydana gelen olay nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatlarının tespit edilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminattan sigorta poliçesinde yazılı olan teminat miktarı ile sorumlu olduklarını, kusur durumunun bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Mahkememizin 2018/226 esas sayılı asıl davası yönünden; a)Davacı … yönünden davanın reddine, b)Davacı … yönünden davanın kabulü ile, 68.477,41 TL’nin davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan, 27/11/2017 tarihinden 8 gün sonrasına gelen 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, c)Davacı … yönünden davanın kabulü ile, 16.480,47 TL’nin davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan, 27/11/2017 tarihinden 8 gün sonrasına gelen 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, d)Davacı … yönünden davanın kabulü ile, 5.691,73 TL’nin davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan, 27/11/2017 tarihinden 8 gün sonrasına gelen 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, 2-Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/470 esas, 2019/1080 karar sayılı dosyası yönünden; a)Davanın kabulüne, b)Davacı … yönünden davanın kabulü ile, 19.631,66 TL’nin davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan, 27/11/2017 tarihinden 8 gün sonrasına gelen 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin asli kusurlu ve alkollü iken ve sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesini engelleme şansı bulunmadığından sigortalı araç sürücüsüne %40 gibi fahiş bir kusur isnadının hem hakkaniyete hem de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi kurulunun kusura yönelik tespitlerine itiraz edilip dava konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusurunun çelişkiye yer bırakmayacak şekilde tespiti için ATK Başkanlığın’dan yeni bir kusur raporu alınmasına karar verilmesi talep edilmişse de yerel mahkemece bu taleplerine itibar edilmediğini, yerel mahkemece ceza dosyası incelenmeden dosyanın bilirkişiye verildiğini, öncelikle ceza yargılaması kapsamında alınan bilirkişi raporunun içeriğinin çok önemli olduğunu, dosyada kusur yönünden çelişkinin ortadan kaldırılması yönünden ceza dosyasının celbi ile kusur yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığın’dan yeni bir rapor alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların da hatalı olduğunu, bilirkişinin müteveffanın davacılara destek oranını genel uygulamanın çok üzerinde hesaplandığını, ayrıca bilirkişi tarafından …’ın üniversite öğrenimi göreceği varsayımı ile 25 yaşına kadar hesaplama yapıldığını, ancak kaza tarihinde henüz 12 yaşında olduğu için bu varsayımın doğru olmadığını, müteveffanın diğer çocuklarının yüksek tahsil görmesinin işbu davacının da yüksek tahsil göreceği anlamını taşımadığını, bu davacı yönünden fazla hesaplama yapıldığını, bilirkişilerin hem destek oranları konusunda çok yüksek oranlar kullandığını hem de davacılar için fazladan hesaplama yaptıklarını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 26/06/2017 tarihinde davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı …’ın yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile yerleşim yerinde bölünmüş yolda gece vakti aydınlatma bulunan mahalde Artvin istikametinden Hopa istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde aracının ön sağ muhtelif kısımları ile karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayaya çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiği, asıl ve birleşen dava davacılarının destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri anlaşılmıştır. Olay sonrası trafik kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokisi tanzim edilmiş,krokide fren izi tespitine rastlanmamış, kazanın özeti bölümünde sürücünün kural ihlalinde bulunmadığı, yayanın KTK’nın 68/1-b-3 maddesindeki kuralı ihlal ettiği görüşü belirtilmiştir. Hopa Cumhuriyet B. Savcılığı Hopa Hazırlık Bürosunca ATK Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı, Trafik İhtisas Dairesinden alınan 21/09/2017 tarihli raporda “Sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile gece vakti, aydınlatmanın bulunduğu hız limitinin 30 km/s olduğu meskun mahalde bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermemiş, ifadesinden anlaşılmakla mahal şartları üzerinde hızla seyretmiş (70-80 km/s) , hızını mahal ve görüş durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamamış, bu haliyle yayaya karşı tedbirde gecikip çarptığı anlaşılmış olup olayda dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemekle tali kusurlu, müteveffa yaya …., bölünmüş tek yönlü yolun karşı tarafına karşıdan karşıya geçmek isterken, solundan gelen araçları kontrol etmesi, gelen araçların hız ve yakınlık durumunu dikkate alması, varsa gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, can güvenliği için yakın mesafede bulunun üst geçidi kullanması gerekir iken bu hususlara dikkat etmeyip aksine hareketle gelen vasıtaları kontrol etmeden yolun tam açık olduğuna emin olmadan yola girip solundan gelen ilk geçiş hakkını bırakmadığı sürücü idaresindeki aracın yol içinde sademesine maruz kalmış, can güvenliğini tehlikeye atmış, risk aldığı anlaşılmış olup ölümüyle sonuçlanan olayda asli kusurlu” belirlemesi yapılmıştır. Ceza Mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 25/01/2019 tarihli raporda” Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille meskun mahal içi devlet kara yolunda seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermediği, olay mahalli yolda mahal şartları üzerindeki hızla seyrettiği, müteveffa yayayı gördüğünde etkin tedbir almakta yetersiz kaldığından meydana gelen kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketleri nedeniyle tali kusurlu, Müteveffa yaya … olay mahallinde karşıdan karşıya geçmek için 55 metre mesafede bulunan yaya üst geçidini kullanması, karşıdan karşıya geçmeden evvel araçların seyir durumunu kontrol etmesi, yaklaşan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, daha sonra kontrollü bir şekilde karşıdan karşıya geçmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeden kendi can güvenliğini tehlikeye atarak kontrolsüzce kaplamaya girdiği esnada meydana gelen kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketleri nedeniyle asli kusurlu” belirlemesi yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince alınan kusur raporunda, kontrolsüz şekilde yola giren ve geçişini yayaların geçişine ayrılan kısımları kullanarak yapmayan maktul yayanın %60 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün, yerleşim yerinde bölünmüş yolda gece vakti aydınlatma bulunan mahalde mahal şartlarını, yol özelliklerini dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürmediği, geçiş yapan yayayı yeterli mesafeden gördüğü halde yayayı ışıklı ve sesli ikaz ile uyararak zamanında etkili tedbir almadığı, yerleşim yeri hız limitleri üzerinde seyir halinde olduğunda %40 oranında kusurlu olduğu kanaati beyan edilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Desteğin kızı …’nın olay tarihinde 20 yaşında olduğu 06/09/2017 tarihinde kayıt yaptırdığı Sinop Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde 1. Sınıf öğrencisi olduğu belgelenmiş olmakla 25 yaşına kadar hesap yapılmasında ve destek talebinde bulunan davacı oğlu …’ın olay tarihi itibariyle 12 yaşında olup öğrenci belgesine göre ortaokul 7. sınıf öğrencisi olduğu, diğer iki kardeşinin üniversite öğrenimi gördüğü ve ailenin çocuklarının okumasına önem verdiği anlaşılmakla …’un da Üniversite eğitimi göreceği düşünülerek hesap yapılmasında isabetsizlik bulunmadığından bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin de reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken (6.192,16+1,340,95=)7.533,85 TL harçtan peşin alınan (54,40+1.493,64+334,25=) 1,882,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.651,56 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/03/2022