Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/313 E. 2022/532 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/313
KARAR NO: 2022/532
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/10/2019
NUMARASI: 2018/675 Esas – 2019/821 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine sigortalı …ın malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 24/03/2018 tarihinde hasarlandığını, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alındığını, bu rapor için 354,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, müvekkili şirket tarafından …’tan alacağın temlik alındığını, talep edebilecekleri miktarın bilirkişi tarafından tespit edilmesinden sonra alacak miktarı belirlenecek miktar kadar artıracaklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihi olan 14/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, müvekkili sigorta şirketine başvuru olmasına rağmen yapılan başvurunun eksik evrak ile yapılmış olduğunu bu nedenle temerrütten bahsedilemeyeceğini, hasar sonrasında yapılan başvurularda başvuru sahibi tarafından yapılması gerektiğini, davacı tarafın ekspertiz ücreti talep edemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili sigorta şirketinin ispatlanmış olan gerçek maddi zararda sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 6.578,11 TL hasar bedelinin 14/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 2-Ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;kasko araç hasarının ekspertiz raporuna dayanılarak incelenmesini, dava dosyasında davacı olarak temlik alan şirket görüldüğü için temlikin geçerli olup olmadığının mahkeme tarafından araştırılmasını, mahkemeden davaya konu edilen araç üzerinde rehin olup olmadığının tetkiki ile maddi hukukun tespiti açısından gerekirse mahkemeden davanın temlik verene ihbarının da talep edildiğini ayrıca temlik verenin imza örneğinin alınması için mahkeme de huzura davet edilmesinin de istenildiğini, ancak mahkeme tarafından bu taleplerinin karşılanmadığını, bilirkişi raporuna dayanılarak ekspertiz ücretini davalı yana yükletilmesinin de Hazine ve Yargıtay kabullerine de aykırılık teşkil ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle kasko poliçesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 24/03/2018 tarihinde İstanbul, Başakşehir’de, dava dışı sürücü …ın kendi adına kayıtlı ve davalı … Sigorta A.Ş.’ye Kasko Sigortası poliçesi ile sigortalı, … plaka numaralı, … marka, … tip, gri (elmas) renkli, 2016 model, hususi kamyonetin sağ ön kapısını açtığı esnada, kapıyı rüzgara kaptırması sebebiyle kapıda hasar meydana geldiği, meydana gelen hasar zararı tazminatının, araç sahibi 3. kişi … tarafından davacı … Ltd, Şti.’ye temlik edildiği, temlik alan davacı şirketin davalı sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde hasarın tamamen dava dışı malikin hatasından kaynaklandığı, aracın iskonto yapılmadan toplam onarım masrafı KDV ile birlikte 6.578,11 TL olup günün rayiç bedellerine uygun olduğu tespit edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu edilen olayda (24.03.2018 tarihinde) … plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesi ile dava dışı sigortalı ….adına sigortalı olduğu, sigorta başlangıç-bitiş tarihinin 04.10.2017-04.10.2018 tarihleri arasında olduğu beyan edilmiştir.Davacı temlik alan Şirket tarafından araç maliki ile yapılmış temlik sözleşmesi ibraz edilmiştir. Davacı şirketin bu temlik sözleşmesi ile davalı sigorta şirketine müracaat ettiği 04/06/2018 tarihli davalı şirket kaşesinin bulunduğu, dosyada bulunan irsaliyeli fatura örneğinden dava konusu aracın tamiri ile ilgili ve eksper ücreti faturasının davacı şirket adına düzenlenmiş olduğu görülmüştür.6098 sayılı TBK’nın 183. maddesinde ise temlik “Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.” şeklinde tanımlanmıştır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3805 Esas 2019/9727 Karar sayılı kararında; “…Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi (somut olaydaki gibi) bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temliğe konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur. Şu halde, alacağın temliki ile mevcut alacağın(kısmi temlikte temlik edilen miktarın) alacaklısının yerine yeni bir alacaklının geçeceği kuşkusuz olup, Bölge İdare Mahkemesince, eldeki davada, devredilen alacak miktarı olan 255.000,00 TL için davacı …’ın aktif husumet ehliyeti yönünden bir değerlendirme yapılması gerekir.” belirlemesinde bulunmuştur.Somut olayda dava tarihi itibari ile temlik yasağı bulunmadığından geçerli bir temlik sözleşmesine istinaden talepte bulunulmuş olduğundan temlik ile ilgili istinaf talepleri ve “faturada belirtilen değiştirilen parça ve malzemelerin ekspertiz raporu ile uyumlu olduğu, parçaların fiyatlarında çok az bir fark bulunduğu, günün rayiç bedellerine uygun olduğu, iskonto yapılmadan onarım masrafının 5.574,67 TI olduğu, KDV tutari 1.003,44 TL ile birlikte toplam onarım bedelinin 6.578,11 TL olduğu ve bu tutarın aracın hasar durumu ve günün rayiç bedellerine uygun olduğu” belirtilen bilirkişi raporu dosya kapsamı ile uyumlu ve denetlenebilir nitelikte olmakla hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. 6100 sayılı HMK 323. madde gereğince geçici koruma tedbirlerinden olan delil tespiti için yapılan giderler yargılama giderlerinden olup HMK 332. madde gereğince mahkemece resen hükmedilmesi gerektiğinden davacı tarafından sunulan fatura içeriğine göre yapılan ekspertiz giderinin yargılama giderleri içerisinde davalı tarafa yükletilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur (Benzer Yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07.03.2016 tarih, 2015/14634 Esas ve 2016/2848 Karar sayılı kararı). Bu yöne ilişkin istinafın reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 449,35 TL harçtan peşin alınan (67,94+44,40=)112,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 337,01 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/03/2022