Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/312 E. 2022/450 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/312
KARAR NO: 2022/450
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazmint)
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 07/07/2014 tarihinde … plakalı aracın kaza yapması sonucu yaralandığını ve iş göremez hale geldiğini, kazada davacının bir kusuru bulunmadığını, yolcu konumunda olduğunu, davadan önce davalıya başvurulduğunu ve kısmi bir ödeme alındığını, davacının kaza sonrası tedavi gördüğünü, 500 TL geçici iş göremezlik maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranları ile 1.000 TL kalıcı iş göremezlik maddi tazminat ile tedavi ve bakım giderleri olarak 500 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranları ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 155.098,21 TL artırmak suretiyle tazminat talebini 156.698,21 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın davalı tarafından sigortalı olduğunu, davacıya 62.727,00 TL ödeme yapıldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle kaza tarihinden itibaren avans faiz talebinin reddine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 125.358,56 TL’nin 20/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı… Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemede hesaplanan zarar üzerinden, kendilerince yapılan ödeme ve faizi düşüldükten sonra kalan kısım 156.698,21 TL üzerinden hatır taşıması indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, davacının toplam zararı olan 243.496,70 TL üzerinden hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, kendilerince yapılan ödeme ve faizin de hatır taşıması indiriminden sonra düşülmesi gerektiğini, aktüer raporunda davacıya müvekkil şirket tarafından 20.01.2015 tarihinde yapılan ödemenin ödeme tarihinde yeterli olup olmadığı tespit edilmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, Adli Tıp Kurumdan alınan raporda kusur yönünden 2 durum belirtilmiş olduğunu, birinci durumda müvekkil şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsüne %100 kusur atfedilmiş, ikinci durumda ise kimliği belirsiz sürücüye %80 kusur, müvekkil şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsüne %20 kusur atfedilmiş olduğunu, bu nedenle Adli Tıp Kurumu raporundan kusur durumunu tespit etmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte, yukarıda açıklandığı üzere kazadaki kusur durumu belli olmadığından tehlike sorumluluğu uyarınca ve eşit paylaşım ilkesi gereğince her iki araç sürücüsüne de en azından %50 kusur atfedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 07.07.2014 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı sürücü …sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi sağ taraftan takla atarak yol dışı kalmasıyla meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni ile maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 11/02/2019 tarihli kusur raporunda, 1. durumda (Kazanın, sürücü ….’ın sevk ve idare hatası sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle meydana gelmesi halinde) dava dışı sürücü..n % 100 oranında kusurlu, 2. durumda (Kazanın, sürücü …’ın idaresindeki araç ile istikametine göre sol tarafından yola giren plakası belirsiz bir araca çarpmamak için manevra yaptığında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi meydana gelmesi halinde) dava dışı sürücü ….n % 20 oranında kusurlu olduğu görüşü açıklanmış olup, kaza tespit tutanağının 1. duruma uygun olduğu, her iki durumda da davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu da anlaşılmakla, kusur oranlarının tespiti de yolcu olan davacı için sonuca etkili de olmadığından, bu hususa yönelik davalı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Kaza 07/07/2014 tarihinde meydana gelmiş, davalı sigorta şirketince ödeme 20/01/2015 tarihinde yapılmış ve dava 17/03/2015 tarihinde açılmış olup, Aktüer raporda ödeme tarihi itibarıyla zarar ve ödemenin birbirini karşılayıp karşılamadığı değerlendirilmemiş ise de, kaza tarihinde asgari ücret 891,03 TL, ödeme ve dava tarihinde 949,07 TL olup, hesaplamanın asgari ücret üzerinden (katsayı kullanılmadan) yapılmış olması, tarihler arasında uzun zaman farkı bulunmaması, hesaplanan toplam zararın 243.496,70 TL (% 20 hatır indiriminde dahi 194.797,36 TL) oluşu ve ödemenin 62.727,00 TL oluşuyla değerlendirildiğinde, mukayeseye ilişkin bu eksikliğin sonuca etkisi bulunmadığı, zarar ile ödeme arasında fahiş fark bulunduğu anlaşıldığından, bu hususa yönelik davalı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/02/2020 tarih, 2018/3173 E. ve 2020/2190 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “… Borçlar kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 43. maddesi) düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 44. maddesi) düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır. … Yukarıda ifade olunan hususlar karşısında, davacının uğradığı zararın hesaplanmasından sonra; hesaplanan bu bedel üzerinden, davalı borçluya ait indirim sebebi olan hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle yapılacak indirimlerin uygulanması ve bu surette sonuç tazminatın belirlenmesi gerektiği açıktır. Oysa mahkeme tarafından hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin davalı ödemesinin tenzilinden sonra yapılması gerekirken önce yapıldığı, yine hatır taşıması ve müterafik kusur indirimlerinin ilgili bozma ilamında belirtildiği şekilde ayrı ayrı yapılması gerekirken, toplam olarak %40 oranı üzerinden yapılarak davacılar aleyhine durum yaratıldığı anlaşılmaktadır” (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarih, 2018/3903 E. ve 2020/3867 K. sayılı kararı). Somut olayda yukarıda yapılan açıklama ışığında; İlk Derece Mahkemesince aktüerya raporunda hesaplanan tazminattan, yapılan ödemenin güncelenmiş tutarı düşülerek bulunan 156.698,21 TL’den, % 20 hatır taşıması indirimi yapılması sonucu hesaplanan 125.358,56 TL tazmunata hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 8.563,24 TL harçtan peşin alınan 2.141,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.422,24 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’ den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2022