Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/307 E. 2022/744 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/307
KARAR NO: 2022/744
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2016/636 Esas – 2019/1363 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … A.Ş.’nin ilgili bulunduğu … plakalı aracın 02/05/2014 tarihinde davalıların sorumluğunu gerektiren şekilde meydana gelen yangın sebebiyle hasara uğradığını, davacının sigorta sebebiyle tazminat ödediğini, hasarın meydana geldiği yer olan … A.Ş.’nin maliki/kiralayanı bulunduğu mecurda meydana gelen yangın sebebiyle sigortalının ilgili bulunduğu aracın hasar gördüğünü, davalıların sigortalılarının kendi sorumluluk sahasında bulunan yerin bakım denetim ve gözetiminden sorumlu olmaları ve davalıların dava konusu meydana gelen hasardan müşterek müteselsil sorumlu olmaları nedeniyle kendilerine rücu edilebileceğini, davalıların öncelikle kusursuz tehlike sorumluğu esaslarınca ve taşınmaz malikinin sorumluluğu gereğince kusur ve sorumlulukları bulunduğunu, ödeme yapan müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalılar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını ancak davalıların borca itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazının iptali ile takibin devamına, 54.500,00 TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 16/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, davanın … logolu televizyon programında yayınlanan … isimli yarışmanın çekimlerinin yapıldığı stüdyonun da bulunduğu binada meydana gelen yangın nedeniyle sigortalısının zararlarını ödeyerek halef sıfatıyla doğan alacak taleplerine ilişkin olduğunu, davalının sorumluluğunun olmadığını, müvekkil şirket yetkilisinin tanık sıfatıyla Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığın’da ifade verdiğini, malzemelerin mülkiyetinin …’a satışı yapılarak devredildiğini, yangın söndürme sisteminin aktif olmaması nedeniyle söz konusu hadisenin gerçekleştiğini, husumetin yönlendirilmesi gereken firmanın … olduğunu, borcunun bulunmadığını, davanın görevsizlik ve husumet eksikliği yönünden, zamanaşımı nedeniyle ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, yangının meydana geldiği alanın film çekim platosu olarak kullandığını, davalı tarafından 06/12/2013 tarihinde kiralandığını, alanın birden fazla şirkete tahsis edildiğini, yangının 3.kişinin kusuru sonucu meydana geldiğini, kaynakçıların davalının elemanı olmadığını, davalı … tarafından görevlendirildiklerini belirterek davanın reddine, davalı şirkete %20’den az olmamak üzere haksız takip tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Rücu davalarının sigorta poliçesine dayanmadığını, davaların Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davanın 29/04/2014 tarihinde yaşandığından zamanaşımına uğradığını, davacının hasarın binadaki bir kusurdan kaynaklandığını ispat etmesi gerektiğini, hurdacıların yanıcı ve patlayıcı madde kullanmasından dolayı yangının çıktığını, davanın görevsizlik ve husumet eksikliği yönünden, zamanaşımı nedeniyle ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; davalıların İstanbul …İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararına esas teşkil eden bilirkişi raporunda müvekkil şirketin ihbar olunanlar … ve …’nün işvereni olduğunu, bu nedenle zarardan sorumlu olduğunun belirtildiğini, rapora itirazlarının hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, ek raporda müvekkil şirketin kusuruna yönelik hiçbir değerlendirme olmamasına rağmen müvekkil şirketi haybeden sorumlu gösterildiğini, yerel mahkeme ve bilirkişi heyeti, hiçbir dayanak olmaksızın zarardan sorumlu olan … ve …’i müvekkil şirketin çalışanı olarak kabul ettiğini, müvekkili şirket adam çalıştıran konumunda olmadığından TKB m. 66 gereği adam çalıştıranın sorumluluğuna tabi olmadığını, davanın müvekkil şirket açısından taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, kamu düzenine ilişkin taraf sıfatı açısından hiçbir inceleme yapılmamasının tamamen yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından kusur oranlarının gelişi güzel tayin edildiğini, daha sonra alınan ek raporda kusur oranlarının tamamen görmezden gelindiğini, raporun denetime elverişli olmadığını, müvekkil şirketin kusursuz olduğunun ceza davası ve Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/136 E. sayılı dosyasında görülen dava ile sabit olduğunu, mahkemenin sözlü yargılama aşamasına geçmeden karar verdiğini, dava konusu yangında müvekkili şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, mahkemenin asıl sorumlu olan ihbar olunanları gerçeğe aykırı olarak, hiçbir delil olmaksızın ve hatta SGK kayıtları ile ihbar olunanların beyanlarını dikkate almaksızın müvekkil şirketin işçisi olarak kabul ettiğini, mahkemece sözlü yargılama aşamasına geçilmeden karar verildiğini. bu nedenle müvekkil şirketi sorumlu tuttuğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi kurulu tarafından hatalı ve eksik ek rapora itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, bilirkişi raporlarında inceleme konusu yapılan maddi vakıaların açıkça belirtilmediğini ve hiçbir gerekçe belirtilmediğini, faiz oranlarını her seferinde farklı ve yanlış hesapladığını, kök ve ek rapor arasında çelişki bulunduğunu, bu çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, müvekkili şirkete hiçbir kusur atfedilemeyeceğini, müvekkili tarafından bütün sorumlulukların yerine getirildiğini, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın hiçbir eksikliği olmadığının mahkeme tespiti, yangın rapor ve iskan ruhsatı ile kanıtlandığını, 3.kişinin ağır kusurunun müvekkiline yükletilemeyeceğini belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; olayın meydana geliş sebebi karşısında davacının müvekkili şirketten rücu talebinde bulunamayacağını, yangının 3.kişinin kusurlu fiili sonucu meydana geldiğini, illiyet bağı bulunmadığından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, kaynakçıların diğer davalı … Ltd. Şti. tarafından görevlendirildiğini, müvekkilinin elemanı olmadığını, binadaki mevcut yangın tesisatının yetersiz olduğunu, binanın özelliklerin uymadığını, bu nedenle bina malikinin sorumlu olduğunu, olay sırasında bina yangın sisteminde su olmaması nedeniyle yangına müdahale edilemediğini, bina yönetiminin ortak alandaki yangın dolabını çalışır halde tutmadığını, bina yönetim şirketinin sorumlu olduğunu, bilirkişiler tarafından bu olguların yeterince irdelenmediğini, stüdyoyu müvekkili şirket kiralandığında yeterli sayıda yangın tüpünü bulundurduğunu, bina bakımı için kiracılara düşen aidat yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini ve ödemeleri bina yönetim şirketine yaptığını, bu nedenle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, yeni bir yangın uzmanı bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması gerektiğini, olayda müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını, icra takibinde talep edilen bedelin haksız ve fahiş olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, kasko sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 02/05/2014 tarihinde Başakşehir … Mahallesi … Bulvarı N:… adresindeki televizyon stüdyosunun platform demirlerinin ihbar olunanlar …, … ve … tarafından oksijen kaynağı sökülmesi sırasında meydana gelen yangın soncunda davacı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … A.Ş. E ait … plakalı aracın 02/05/2014 aracın hasara uğradığı, davacının sigortalısına ödeme yaparak haklarına halef olduğu, bu nedenle ödenen hasar bedelinin davalılardan tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, borçluların itirazı üzerine itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda aynı olaya ilişkin Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/136 Esas ve Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1523 Esas sayılı dosyaları kapsamında alınan bilirkişi raporları değerlendirilmeden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda her bir davalı yönünden sorumluluklarının tespiti yönünden ayrı ayrı kusur oranlarının neye göre belirlendiğinin denetime elverişli olacak şekilde tartışılmadığı denetlenmeden, kusur ve illiyet bağı yönünden yeterli araştırma yapılmadan gerekçeli kararda bilirkişi raporuna atıf yapılarak eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken ; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/136 esas ve Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1523 Esas sayılı dosyalarının ve yangının gerçekleştiği binanın tasdikli projeleri eksiksiz celp edilerek mahallinde yeniden iş güvenliği uzmanlığı bulunan inşaat mühendisi, mimar ve yangın uzmanı bilirkişi heyetinden tarafların her biri yönünden ayrı ayrı kusur ve illiyet bağı yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Kabule göre de; Mahkemece 06/11/2019 tarihli celsede HMK 184. Madde gereğince tahkikatın sona ereceği bildirildiği, aynı celse karar verildiği görülmüştür. Duruşma zaptında gelenler arasında davalı … Ltd. Şti. vekilinin hazır olduğu görülmüştür. 28/7/2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanan 7251 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6100 sayılı Kanunun 186. maddesinin birinci fıkrası “(1) Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez.” şeklinde değiştirilmiştir. Bu yöndeki usulü eksiklik sonuca etkili görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı … Ltd. Şti. vekili, davalı … A.Ş. vekili, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davalı … Ltd. Şti. vekili, davalı … A.Ş. vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Ltd. Şti., davalı … A.Ş. ve davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/04/2022