Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/3 E. 2022/521 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/3
KARAR NO: 2022/521
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/10/2019
NUMARASI: 2017/807 Esas – 2019/779 Karar
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü … idaresindeki …plakalı araç ile %100 kusurla 06.11.2016 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, aracın … Ltd. Şti.’nde tamir ettirildiğini, yaklaşık 3 ay süren tamirat sonrasında 60.000,00 TL masraf çıktığını, davalı şirket tarafından sadece 31.000,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye 29.000,00 TL’nin ödenmesi için yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, ağır hasarlı kaza nedeniyle yapılan piyasa araştırmasına göre 30,000,00 TL değer kaybına uğradığını, davalı … ve …. tarafından ödenmesi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları maddi hasarın ödenmeyen ve araç değer kaybından oluşan toplam 59.000,00 TL’nin ödenmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olmasına, ayrıca değer kaybından sorumlu tutulmamasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur oranının değerlendirilmesi gerektiğini ayrıca alkolün münhasıran kazaya sebep verip vermeyeceğinin tespiti gerektiğini, diğer aracın hızı, fren yapıp yapmadığı, vurma açısı, hangi mesafede gördüğü gibi unsurların kaza tutanağında bulunmadığını, yerinde keşif yapılarak bu hususların aydınlatılması gerektiğini, sigorta şirketi tarafından yapılan ekspertiz sonucu tamir giderinin 31.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, hasar bedelinden fazla olarak faturalandırma yapıldığını, sigorta şirketi tarafından belirlenen bedelin ödendiğini, davacının fark iddiasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, hasarın karşılandığını, karşılanması gereken herhangi bir zararı bulunmadığını, afaki bir bedel olarak 30.000,00 TL değer kaybı talebinin haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin bakiye değer kaybı bedeli ile ilgili talebinin kabulünün mümkün olmadığını, açılan … nolu hasar dosyasında değer kaybı konusunun değerlendirildiği ve davacının aracında 31.000,00 TL hasar oluştuğu tespit edilerek bu bedelin 14.02.2017 tarihinde ödendiğini, başkaca bir sorumluluk kalmadığını, müvekkili şirketin kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, kusur oranının ve değer kaybının tespiti, yapılan ödemenin belirlenen değer kaybı bedelinden mahsubu gerektiğini, değer kaybı hesaplamasında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni trafik poliçesi genel şartlarının ekinde yer alan hesaplama tablosunun kullanılması gerektiğini, cıvatalı parçaların değer kaybına sebep olmayacağını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabilecekleri diğer hususlarla birlikte belirtilerek belirtilen şekilde hesaplama yapılmasına, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; Bakiye hasar bedeli 29.000,00 TL ve değer kaybı tutarı 10.077,24 TL olmak üzere toplam 39.077,24 TL’nin davalılar …an tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının davalı sigorta şirketine yönelik davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; değer kaybının bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi tazminatı Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda yapılması gerektiğini, yerel mahkemenin taleple bağlılık ilkesine uymadığını, dava dilekçesinde davalı sigorta şirketinin değer kaybından sorumlu olmadığını, değer kaybından sorumlu tutulmamasına ve maddi hasardan ise poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, sigorta şirketi açısından dava reddedilmiş ise de davanın sigorta şirketi açısından reddedilmesinin sebebinin sigorta şirketinin maddi hasar tazminatından sorumlu olmadığı değil sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde zararı karşıladığından reddedildiğini, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında sigorta şirketinin poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere sorumlu tutulmasını açıkça talep ettiklerini, değer kaybı bakımından ise zaten sigorta şirketine yönetilmiş bir talep bulunmadığını, 09.10.2019 tarihli duruşmada da bu taleplerini yani sigorta şirketi bakımından poliçe limitleriyle sınırlı olarak maddi tazminattan sorumluluğu olduğunu bu sebeple sigorta şirketi lehine aleyhimize vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirttiklerini, taleple bağlılık ilkesini aşarak verilen kararın haksız ve açıkça kanuna da aykırı olduğunu dolayısıyla davalı sigorta şirketine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın incelenmesinde;Dosya kapsamından 06.11.2016 tarihinde alkol ölçümünde 1,15 promil alkollü olduğu tespit edilen davalı sürücü … (…)’ın sevk ve idaresindeki, davalı … adına tescilli, davalı … A.Ş. tarafından 06.06.2016-06.06.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMS (Trafik) Sigortası poliçesi ile maddi zararlarda araç başına azami 31.000,00 TL poliçe limiti ile teminat altına alınmış, … plaka sayılı, … marka, … tipinde, 2016 model hususi otomobil ile İstanbul ili, Sarıyer ilçesinde orta refüj ile bölünmüş … caddesi yolunun ters şeridini takiben Sarıyer istikametine seyir halinde iken ön kesimleri ile nizami şekilde karşı yönden gelen sürücü …’un sevk ve idaresindeki, davacı…adına tescilli, … plaka sayılı, … marka, … tipinde,2014 model, Beyaz renkli hususi otomobilin ön kesimlerinin çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından 31.000 TL ödeme yapıldığı, yaklaşık 3 ay süren tamirat sonrasında 60.000,00 TL masraf çıktığı belirtilerek bakiye 29.000 TL hasar bedelinin tüm davalılardan, 30.000,00 TL değer kaybının davalılar … ve davalı …’dan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, Davacı’ya ait … plaka sayılı otomobil üzerinde meydana gelen değer kaybı zararının Yargıtay içtihatlarına göre 30.000,00 TL, ZMS Genel Şartları Eki’nde formüle göre 10.077,24 TL olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporunun ayrıntılı, dosya kapsamına uygun, denetlenebilir nitelikte olduğu görülmüştür. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi içtihatlarına göre değer kaybının belirlenmesi hususunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, hasarının nitelik ve niceliği, hasar bölgeleri vs. gibi hususlara göre, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasında fark üzerinden değer kaybının 30.000,00 TL belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece ZMS Genel Şartları Eki’nde formülasyona göre 10.077,24 TL olarak belirlenen değer kaybına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf yerindedir. Dava dilekçesi ile davalı sigorta şirketinden de, poliçe limitinin tüketildiği bilindiği halde bakiye hasar miktarı talep edildiğinden, dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılmakla lehine reddedilen 29.000 TL yönünden vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöne ilişkin istinaf yerinde değildir. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek 30.000,00 TL değer kaybı üzerinden davanın kabulüne dair aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile; Bakiye hasar bedeli 29.000,00 TL ve değer kaybı tutarı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 59.000,00 TL’nin davalılar …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacının davalı sigorta şirketine yönelik davasının reddine, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 4.030,29 TL’den peşin yatırılan 1.007,58 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.022,71 TL’nin davalılar …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 1.007,58 TL peşin harcın davalılar…’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 119,35 TL bilirkişi masrafı 850,00 TL olmak üzere toplam 969,35 TL yargılama giderinin davalılar …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 8.470,00 TL vekalet ücretinin davalı … tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davalı sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 3.480,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 8-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 71,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılar Necla ve Leyla’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2022