Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/274 E. 2021/1965 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/274
KARAR NO: 2021/1965
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2014/778 Esas – 2019/693 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın 08/02/2012 tarihinde asli kusurlu olarak … plakalı araca çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü …’ in yaralandığı ve %20 oranında sürekli sakat kaldığını, kazadan sonra davalı şirkete başvurulduğunu, 114.558,00 TL ödeme yapıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli sakatlık tazminatı olarak 3.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili sigorta şirketinin davalıya 10/01/2014 tarihinde 114.558,00 TL ödeme yaptığını, davacının bu ödeme karşılığında müvekkilini ibra ettiğini, başkaca bir alacağının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, tazminat hesabının yapılırken faiz- iskonto %3 ile devre başı ödemeli belirli rant hesaplamasının kullanılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 110.442,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 10.01.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faize yönelik fazlaya dair talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı …’in alacağının %15 lik kısmını … Ltd Şti.’ye temlik ettiğini, belirtilen temliknameye istinaden …’in dava konusu tazminatın %15 lik kısmı üzerinde tasarruf hakkı kalmadığını, Mahkeme tarafından tazminatın % 15’i temlik alan için saklı tutulmadığını, temlik belgesinin mahkeme dosyasına sunulmuş olmasına rağmen müvekkili şirketin tüm teminat limiti üzerinden davacı lehine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirkete karşı Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2018 E. 78695 ve 2018/K 81664 sayılı dosya ile geçici iş göremezlik talebi gerekçesiyle dava açıldığını, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2019 İ 2365 ve 2019/İHK 6262 sayılı itiraz hakem heyeti kararı ile … lehine 7.990,33 TL geçici iş göremezlik tazminatı ödenmesine karar verdiğini, İtiraz Hakem Heyeti kararının kesinleştiğini, (istinaf sınırı altında), müvekkili şirketin bakiye sürekli sakatlanma tazminat limiti 110.442,00 TL iken bu teminat limitinin 7.990,33 TL si geçici iş göremezlik nedeniyle 102.451,67 TL olarak azaldığını, İlk derece mahkemesi tarafından müvekkil şirketin 110.451,67 TL’lik teminat limiti olduğu belirtilerek teminat limitinin tamamına hükmedilmiş olması ve davacının müvekkili şirketten talep ettiği 7.990,33 TL lik geçici iş göremezlik tazminatı tutarının göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2018/78695 E sayılı dosyasından yapılan geçici iş göremezlik tazminat hesaplamasında 12 ay boyunca davacının geliri için %100 üzerinden hesaplama yapıldığını, dolayısıyla davacının 08.02.2012-08.02.2013 tarihleri arasındaki sürekli sakatlığa (%46) isabet eden tutarları geçici iş göremezlik tazminatı ile hesaplanmış ve müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunda hesaplamasında %100 malul olduğu süre hakkında %46’dan yeniden hesaplama yapılıp toplam zarara dahil edildiğini, %46 ya isabet eden tazminatın hem mahkeme dosyasından hemde Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasından mükerrer olarak karar verildiğini, davacının sürücü belgesiz motosiklet kullanması nedeniyle TBK’nın 52. maddesine göre müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının SGK’dan sürekli veya geçici iş göremezlik tazminatı alıp almadığının tespit edilmediğini, davacının SGK’dan almış olduğu tazminatların mahsup edilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 08/02/2012 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın, … plakalı çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kazada kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü davacı …’in yaralandığı, bu yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince alınan ATK raporuna göre davacının trafik kazasına bağlı olarak %46 oranında malul kaldığı anlaşılmıştır. Mahkemece dava dışı … A.Ş.’den davalı sigorta şirketinin kısmi temlik savunması karşısında bilgi istenmiş, adı geçen şirket vekili Av. … Mahkemeye verdiği yazılı beyanında “Sayın Mahkeme’de yargılaması devam etmekte olan davanın davacısı … ile müvekkil şirket arasında 08/02/2012 tarihinde meydana gelen olaya bağlı olarak tahakkuk eden tazminat bedelinin bir kısmının temlik edilmesine dair sözleşme yapılmış olsa da, anılan konuya ilişkin olarak … ile müvekkil şirket arasında akdedilen sözleşmeler tarafların iradeleri doğrultusunda sona erdirilmiş olup, bu kapsamda işbu temliknamenin Sayın Mahkeme’ye hata sonucu sunulduğu düşüncesindeyiz. Bu kapsamda; dava konusu tazminat ile ilgili olarak davacı taraftan hiç bir hak ve alacak talep etmediğimizi müzekkere konusu temliknamenin geçersiz ve iptal edilmiş olduğunu müvekkil şirket adına vekaleten sayın mahkeme’nin bilgisine arz ederiz.” açıklamasını yapmıştır. Bu beyan doğrultusunda, temlikname iptal edildiğinden Mahkemece “temlik” dikkate alınmadan karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Sağlık gideri teminatı kapsamındaki geçici iş göremezlik tazminatından davalı sigorta şirketinin tedavi gideri ile ilgili kalemdeki poliçe limiti ile sorumluluğu devam edecektir. Geçici iş göremezlik ödemesine Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2018 E. 78695 ve 2018/K 81664 sayılı dosyası ile karar verilmiş ise de bu miktar tazminat, farklı ödeme kalemi olan ölüm/ sakatlık başına olarak düzenlenmiş teminat limitinden düşülmeyeceğinden bakiye teminat limiti üzerinden sürekli iş göremezlik tazminatı talebi hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından Mahkemece 10/12/2018 tarihli aktüerya raporunun hükme esas alındığı, bu raporun davalı sigorta şirketine 24/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği halde davalı vekilinin süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde aktüerya raporundaki hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden aktüerya raporuna ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Her ne kadar dosya kapsamından davacının sürücü belgesiz olarak motosiklet kullandığı anlaşılıyor ise de sürücü belgesiz motosiklet kullanması idari para cezasına gerektiren sürüş kusuru olup zararın artmasına yol açan müterafik kusur olarak nitelenemeyeceğinden müterafik kusura; Somut olay iş kazası olmadığından peşin sermaye değerli rücuya tabi gelir bağlanması söz konusu olamayacağından bu hususun sorulmamış olması sonuca etkili olmayacağından SGK’dan sürekli veya geçici iş göremezlik tazminatı alıp almadığının tespit edilmediğine değinen istinaf talepleri de yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 7.544,29 TL harçtan peşin alınan 1.905,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.639,29 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/11/2021