Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/241 E. 2020/3836 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/241
KARAR NO: 2020/3836
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/11/2019
NUMARASI: 2019/125 Esas 2019/902 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … numaralı Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile … plakalı çekiciyi 22/04/2016 – 22/04/2018 tarihleri arasında ve … numaralı Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile … plakalı römorku 25/05/2016-25/05/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalandığını, 09/08/2016 günü Eyüp Ağaçlı Çift Alan Döküm Sahası içerisinde seyir halinde bulunan sigortalı … çekici ve çekiciye bağlı sigortalı … plakalı römorkun, karşı yönden gelen … plakalı kamyon ile çarpışması sonucunda kaza meydana geldiğini, maddi hasarla sonuçlanan bu kaza sonucu müvekkili şirkete sigortalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle toplam 88.349,00 TL tutarında hasar ödemesi yapıldığını ifadeyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili tarafından sigortalısına ödenen 88.349,00 TL rücuen tazminat alacağının, işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Yapılan başvurunun, talepler poliçe teminat kapsamı dışında kaldığından reddedildiğini, taraflarında rücu yazışmaları dışında ayrıca bir hasar dosyası bulunmadığını, davacı tarafından ödendiğini iddia ettiği hasar bedelinin, yokluklarında tespit edilmiş olması ve kabul anlamına gelmemek üzere tespit hükmünde olması nedeni ile konusunda uzman makine mühendisi bilirkişisinden hasar bedelinin tespit edilmesi gerektiğini ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kasko poliçesinde 1.000,00 TL ihtiyari Mali Mesuliyet teminatı bulunduğunu, müvekkilinin kaza sorumluluğunun kaza tarihi itibari ile belirlenen teminatlarla ve sigortalısının kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, poliçede belirlıenen teminatın ise kaza tarihinde geçerli trafik sigortası limitinin üzerinde kalan bölüme ilişkin olduğunu, ayrıca sigortalının kusuru bulunmaması halinde de müvekkili şirketin sorumluluğundan da bahsedilmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 83.559,00 TL hasar bedelinin 31.000,00 TL’sinden … Sigorta A.Ş sorumlu olmak üzere (limit dahilinde), davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın karayolunda değil trafiğe ve kamunun kullanımına kapalı şantiye sahasında meydana gelmiş olmasına göre trafik poliçesine başvurulamayacağına dair itirazları değerlendirilmeden kabul kararı verildiğini, aracın manevrasının iş faaliyeti kapsamına yapıldığı ve trafik faaliyeti olmadığını, aracın yaptığı çalışma ile illiyet bağının kesilmediğini, aracın kusurlu olmasının trafik sigorta poliçesi teminatlarının işlemesi için tek başına yeterli bir neden olmadığını, ayrıca meydana gelen kazanın trafik faaliyeti içerisinde meydana gelmiş olması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan rucuen tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 08/02/2019 tarih, 2019/300 Esas ve 2019/148 Karar sayılı kararı ile ” … İlk Derece Mahkemesince davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulüne,…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın esastan incelemesi sonucu kabulüne karar verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanun’un, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş, karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da bu kanun hükümlerinin uygulanacağı, bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarih, 2014/ 5898 E. ve 2015/ 14368 K. sayılı kararı). Somut olayda kaza şantiye sahası içeresinde meydana gelmiş, meydana gelen kaza nedeniyle olay yeri tespit tutanağı düzenlenmiştir. Mahkemece 21/05/2019 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda, kazadan sonra düzenlenen olay yeri tespit tutanağı da incelenerek, kazanın meydana geldiği İstaç hafriyat ve rehabilitasyon iş sahasındaki T3 kavşağının hafriyat taşıyan tırların sürekli girip çıktığı, boşaltma yaptığı, karayoluna bağlantılı karayolu sayılan yerlerden olduğu görüşü açıklanmıştır. Bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere, olay yeri tespit tutanağına uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek kazanın meydana geldiği yerin karayoluna bağlantılı karayolu sayılan yerlerden olduğu sonucuna varılarak yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … Sigorta AŞ yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.117,61 TL harçtan peşin alınan 1.427,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 690,61 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’ den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/11/2020