Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2212 E. 2022/2359 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2212
KARAR NO: 2022/2359
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
NUMARASI: 2016/371 Esas – 2020/435 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; sürücü …’nin sevk ve idaresindeki motorsikleti ile seyir halinde iken davadışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalı … şirket nezdinde ZMMS bulunan … plakalı kamyon ile çarpışması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, davalı şirket nezdinde ödeme yapıldı ise de miktarın oldukça düşük olduğunu belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 1000,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, dava konusu somut olayda sigorta şirketinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp kurumundan kusur ve maluliyet raporu alınması gerektiğini, Hazine Müsteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzman tarafından tazminatın hesaplanması ve kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatın mahsubunun gerektiği ile yasal faiz ile sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın ilk olduğu andaki tutulan tutanakta sigortalı …’ın kusurlu olduğunu ve bu tutanaklara itibar edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde sigorta şirketince ödeme yapıldığını ancak eksik ödendiğinin belirtildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, kusur oranı ve tazminat hesaplamasında hatalar olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosyada bulunan kaza tespit tutanağına göre; 28.04.2011 günü saat 17.15 sıralarında davalı sigortalı şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonla Aydın yönünden gelip bölünmüş Devlet Karayolu üzerinden Denizli yönünde seyirle Ovaköy kavşağının olduğu yerden geçerken gidiş yönüne göre soldan ve orta dönel adanın ters tarafından gelerek kavşağa giriş yapan davacı sürücü … sevk ve idaresindeki plakasız motosiklete çarpması sonucu motosiklet sürücüsü davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği, davacının eldeki davayı açarak kazaya bağlı oluşan yaralanması nedeniyle maluliyet tazminatı talep ettiği, yargılama sırasında vefat etmesi sebebi ile de mirasçıları olan dahili davacıların davaya devam ettiği anlaşılmıştır. Trafik Kazası tespit tutanağında “…’nin KTK’nın 84. maddesinde yer alan 08 (kavşaklarda geçiş önceliğine uymama) ve 47/1-c trafik işaret ve levhalarına uymamak, … ise KTK’nın 52/1-b Aracın hızını yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kusurunu ihlal ettiği” şeklinde tespit yapılmıştır. Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunda, “Olayın oluş şekli, tanık beyanları, yukarıda| mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; trafik işaret ve levhalarını dikkate almadan dönel kavşağa yaklaştığında orta adanın etrafinda manevra yapması gerekirken karşı yönden gelen araç trafiğinin kullandığı yol bölüm ve şeridine girip, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde geçiş hakkı olan araçların geçişini beklemeden kontrol etmeden kavşağa girmesiyle kazaya sebep verdiğinden, plakasız ve tescilsiz motorsiklet sürücüsü … asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı kamyon sörücüsü … açısından ise kurallara uygun şekilde dönel kavşağa giren ve kaza yeri itibariyle dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde karşı yönden gelen araç trafiğinin kullandığı yol bölümü ve şeridini kullanarak kavşağa gelen tescilsiz ve plakasız motorsiklete çarpmasında alabileceği herhangi bir tedbir olamayacağından kusursuz olduğu ” belirlemesi yapılmıştır. Kaza tespit tutanağı ile kusur rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan24/09/2019 tarihli kusur raporunda, “Olay mahalli kavşakta trafik sinyalizasyonu yok, mahal meskun, vakit gündüz, hava yağmurlu, çizilen krokide kamyona ait 19 metre fren izi işaretlenmiş olup kamyonun bu fren izleri bitiminde, yolun ortalarında durduğu, hemen hizasında ve sol şerit üzerinde de motosikletin son konumunu almış olduğu da işaretlenmiştir. Dosya kapsamı, ifadeler ve Trafik kazası tespit tutanağı ile birlikte, tümü ile tetkik edildiğinde kazanın olay kısmında anlattığımız şekilde meydana geldiği, olaydaki asli ve tek kusurlunun motosiklet sürücüsü davacı olduğu, davalı taraf sürücüsünün kusurunun olmadığı, başka da kusur izafe edilecek kişi ya da unsur bulunmadığı, dosyada mevcut 06.04.2017 tarihli bilirkişi raporundaki kusur oranlarının isabetli olduğu kanaatine varan heyetimiz kusur gerekçelerini de aşağıdaki şekilde tanzim etmiştir. Buna göre; Davalı Şirkete sigortalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki kamyonla seyri sırasında ters yönden gelip kavşağa giriş yapan davacı idaresindeki araca çarpması sonucu karıştığı olayda olayın oluş yeri ve oluş şekli itibarı ile alacak bir önlemi olmadığı, ayrıca olayda etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali de görülmediğinden atfı kabil kusuru yoktur. Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki plakasız motosikletle seyri sırasında, gayri nizami şekilde kavşağa trafik akışının ters yönünden girmiş, kavşağa girmeden önce ilk geçiş hakkını bölünmüş yol üzerinden gelmekte olan davalı taraf sürücüsü idaresindeki araca vermemiş olup neden olduğu olayda asli ve tam kusurludur.” kanaatine varılarak bildirilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kaza tespit tutanağı ile ilk alınan kusur raporu arasındaki çelişkiyi gidermek üzere ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 24/09/2019 tarihli kusur raporunun gerekçeli, denetime elverişli, bilimsel tekniklere göre hazırlanmış olması ve olayın oluşuna uygun düşmesine ve çelişkiyi gidermesine, olayın oluş şekline göre “… sürücü … sevk ve idaresindeki plakasız motosikletle seyri sırasında, gayri nizami şekilde kavşağa trafik akışının ters yönünden girmiş, kavşağa girmeden önce ilk geçiş hakkını bölünmüş yol üzerinden gelmekte olan davalı taraf sürücüsü idaresindeki araca vermemiş olup, neden olduğu olayda asli ve tam kusurlu” olduğu yönündeki kusur belirlemesinin de KTK’daki düzenlemelere uygun düşmesine göre İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınmasında ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022