Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2204 E. 2022/2358 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2204
KARAR NO: 2022/2358
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/10/2020
NUMARASI: 2017/797 Esas – 2020/436 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 15.06.2011 tarihinde … plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında müvekkilinin malul kaldığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde ZMSS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin tüm vücut fonksiyonlarında kayıp yaşandığının belirlendiğini, işbu maluliyete ilişkin olarak dosyada yapılacak inceleme neticesinde taleplerinin artırılması hakkı saklı kalmak kaydıyla 15.06.2011 tarihli kaza sebebi ile müvekkilinin uğramış olduğu maluliyete ilişkin olarak şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile talebini 176.467,49 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davayı ve müvekkili şirket sorumluluğunu kabul etmemek şartryla … plaka sayılı aracın, müvekkili şirket nezdinde, 19/01/2011-2012 vade tarihleri olmak üzere ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin, ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, (sigorta poliçesinde teminat dışı olmayan) maddi zarardan sorumluluğunun poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak söz konusu olabileceğini, huzurdaki davada davacı yanın, maddi vakıayı, zararı, maluliyeti ve kusuru kaza ile maluliyet arasında illiyet bağını, maluliyet oranını ispat etmesi gerektiğini, davacının, dava dışı araç sürücüsünün alkollü ve ehliyetsiz olduğunu bilerek araca bindiğini, alkol oranın da oldukça yüksek olduğunu, bu nedenle müterafik kusuru bulunduğundan, belirlenecek tazminat tutarından, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kazada yaralanan davacının, araçta hatır için karşılıksız taşındığının anlaşıldığını, davaya konu kazanın hatır taşıması sırasında meydana geldiği nazara alınarak tespit edilen tazminat tutarından belli bir oranda indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kabulü ile, 176.467,49 TL’nin 25/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararda, hatır taşıması indirimi yapılmamasının, müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, davacının yolcu olduğu aracın sürücüsünün ehliyetsiz ve alkollü olduğunu bilerek bindiğinden müterafik kusuru bulunduğunu ayrıca hatır taşıması da bulunduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 15.06.2011 tarihinde sürücü …’nun arkasında yolcu olarak bulunan davacı … olduğu halde yönetimindeki … plakalı motosikleti ile seyri esnasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği, sürücü …’nun ehliyetinin olmadığı ve 1.01 promil alkollü olduğu anlaşılmıştır. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Müterafik kusur ise; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Y. 2015. S. 582) Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta dosya kapsamından, davacı ile sürücünün arkadaş olup olay günü dava dışı sürücü …’nun kullandığı motorsikletle gezmeye çıktıkları esnada kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davacının, sürücü ile arkadaş olması nedeniyle araç sürücüsünün ehliyetsiz ve alkollü olduğunu bilebilecek durumda olduğu ve bu nedenle ehliyetsiz ve alkollü sürücünün aracına binmekle müterafik kusurunun bulunduğu gözetilerek belirlenen tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmamış olması ve yine olay günü motosiklete gezmek amacıyla yolcu olarak binmiş olması nedeniyle herhangi bir menfaat temin etmeden hatır için taşındığının kabulü gerekmesi karşısında, hesaplanan tazminattan %20 oranında hatır indirim yapılması gerektiği halde, davalının bu yöndeki savunma ve itirazları değerlendirilmeksizin hatır taşıması indirimi yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Sonuç olarak HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aktüerya raporunda hesaplanan 176.467,49 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında müterafik kusur indirimi ve %20 hatır indirimi yapılarak 112.939,19 TL tazminat talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur ve hatır indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile, 112.939,19 TL’nin 25/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alınması gerekli olan 7.714,87 TL karar ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL ile ıslah harcı olan 603,00 TL’nin mahsubu ile kalan 7.080,47 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri 67,40 TL, davetiye, posta gideri 186,90 TL, bilirkişi ücreti 1.200,00 TL, ıslah harcı 603,00 TL olmak üzere toplam 2.057,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.940,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 68,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022