Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2203 E. 2022/393 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2203
KARAR NO: 2022/393
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI: 2014/1233 Esas – 2020/60 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
DAVA TARİHİ:19/09/2014
BİRLEŞEN İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2018/844 ESAS 2018/1110 KARAR
DAVA TARİHİ: 15/09/2018
KARAR TARİHİ: 28/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin 05.06.2013 günü tatil amacıyla Rusya’dan Türkiye’de Antalya’daki …’e geldiğini, Jip safari gezisine katılmak için … Turizm adıyla faaliyet gösteren … Ltd Şti’den tur satın aldığını, 07.06.2013 günü 7 kişilik grupla birlikte sürücü … yönetimindeki … plakalı araçla tura çıktığını, sürücünün dikkatsizliği sonucu aracın 21 metre uçuruma yuvarlandığını, müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinde göğüs hizasından ayak parmaklarına kadar felç olduğunu, olayda davalı sürücü …’un kusurlu olduğunu, işleten olarak … Ltd Şti’nin sorumlu olduğunu, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin yolcu bireysel kaza sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğunu, teminatının 25.000,00.TL. olduğunu, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin ise aracın ZMMS poliçesini düzenlediğinden sorumlu olduğunu, müvekkilinin 21 yıldır fitness antrenörlüğü yaptığını, daimi maluliyet zararının olduğunu, bakıcı giderleri olduğunu, … hastanesinde yattığı süre için 2.670,00.TL. harcama yaptığını, Antalya … hastanesine 29.614,47.TL. ödeme yapıldığını, ayrıca Rusya’dan gelen doktor ve ulaşım giderleri için 8.209,34.TL. masraf yapıldığını, 27.06.2013 tarihli uçak bileti için 7.284,17.TL. ve doktorun bileti için 1.006,17.TL ödediğini, 6 günlük kalan tatilini yapamadığını, bunun için ödediği 1.445,00.TL.’nin kendisine ödenmesi gerektiğini, trafik kazasında sakatlanarak beden gücü kaybına uğradığını, 6100 sayılı yasanın 107. Maddesi uyarınca şimdilik 10.000,00.TL. maddi tazminatın, davalı sürücü … ve davalı … Ltd Şti. yönünden olay tarihinden işletilecek avans faizi ile davalı sigorta şirketi bakımından poliçe tutarıyla sınırlı olarak ve temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınmasına, ömür boyu sürecek bakıcı giderlerinin hesaplanarak davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 09/10/2019 tarihli dilekçesi ile davayı, davalı … yönünden sakatlık tazminatı, ömür boyu bakıcı gideri, tedavi ve bağlı giderler yönünden 100.000,00 TL’ye yükselttiğini, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 250.000,00 TL’ye yükselttiğini, davalı … Sigorta A.Ş.(Devreden … Sigorta A.Ş.) yönünden dava değerini ve talep sonucunu 25.000,00-TL’ye yükselttiğini, asıl dava ve birleşen dava dosyası yönünden toplam 375.000,00 TL ıslah ettiğini beyan etmiştir. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … plakalı aracı … no.lu ZMMS poliçesi ile 08/10/2012 tarihinden başlayarak bir yıl süreyle temin ettiğini, öncelikle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasına başvurulması gerektiğini ayrıca bu sigortanın limitinin yetersiz kalması halinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulması gerektiğini, bunların limitinin yetersiz kalması halinde davalı şirketin sorumluluğuna gidilebileceğini, aracın Karayolu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının … Sigorta A.Ş. tarafından temin edildiğini, bu nedenle öncelikli sorumlunun … Sigorta A.Ş. olduğunu, tedavi giderleri bakımından sorumlu olmadıklarını, SGK’nın sorumlu olduğunu, bakıcı masrafları bakımından ihtiyacı olduğunun somut belgelerle ispatlanması gerektiğini, davacının bakımının aile birliği içinde sağlanması halinde bakıcı giderlerinden % 50’sinin indirilmesi gerektiğini, temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Türk vatandaşı olmadığından teminat göstermesi gerektiğini, … plakalı aracın davalı şirkete 25/12/2012-25/12/2013 vadeli Sürücü Yolcu Bireysel Kaza Sigortası Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe teminatının sakatlık için 25.000 TL olduğunu, manevi tazminatların kapsam dışı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının kaza nedeniyle maruz kaldığı sakatlık nev’inin Ferdi Kaza Poliçesi Genel Şartları 8/B maddesine göre ispatı gerektiğini, müvekkili şirketin trafik sigortacısı olmadığını, bu nedenle bakıcı giderleri yol ve ulaşım giderleri, hastane ve konaklama masrafları, tatil ücreti, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik taleplerinden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca işletenin kazanın oluşumunda kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini, yolda gevşek malzeme olduğunu, yol sorununa ilişkin olarak işaretleme olmadığını, yolcunun emniyet kemeri takılı olmadığının tutanakta belirtildiğini, safari turunda herkese kemer taktırıldığını, sürücünün virajı fark edemediğini, kazanın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, kazayı yapan sürücünün kusurunun belirlenmesi gerektiğini, davacının Akdeniz Üniversitesinde kalması halinde tüm tedavi giderlerinin Sağlık Bakanlığınca karşılanacağını, davacının Rusya’dan aldığı maluliyet raporunu kabul etmediklerini, Adli Tıp Kurumundan tekrar rapor alınması gerektiğini, Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/165-E sayılı dosyasında davacının kızının ev işlerinde annesine destek olduğunu belirttiğini, davacının Rusya’dan maluliyet aylığı aldığını dile getirdiğini, bu nedenle bakıcı gideri istenmesinin kötüniyet olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen davada vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 05/06/2013 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacının ağır şekilde yaralanarak sürekli maluliyetinin oluştuğunu, öncelikle huzurdaki davanın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1233 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat bedelinin davalılardan tahsili ne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-) Davalı … A.Ş hakkındaki Birleşen davanın işlemden kaldırılmasına; -Davalı … A.Ş hakkında açılan davanın tefriki ile yeni esasa kaydına; 2-)Davalı … Sigorta AŞ hakkında açılan birleşen davanın usulden reddine; 3-) Davalı … Sigorta AŞ hakkında açılan Asıl davanın Feragat nedeni ile reddine, 4-)Davalı … Sigorta A.Ş. … İhr. Ltd.Şti. ve … hakkında açılan davanın dava ve ıslah dilekçelerine göre kabulü ile; Davalı … Sigorta A.Ş. açısından 01/04/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile 25.000 TL’ den sorumlu olmak üzere; davalı … Ltd.Şti. açısından 07/06/2013 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte 10.000 TL ‘den sorumlu olmak üzere; davalı … açısından 07/06/2013 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte 100.000 TL’den sorumlu olmak üzere davalılardan sorumlu oldukları miktarla sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine;” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan asıl dava yönünden davadan feragat edildiğini, birleşen dava yönünden feragat beyanının geçerli olmadığını, davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açılan birleşen davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ATK’nın 23.10.2017 tarihli maluliyet raporu ile müvekkilinin maluliyetinin %100 olduğu ve başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin gerçek zararı öğrenme tarihinin maluliyetinin kesinleştiği tarih olan 23.10.2017 olduğunu, bilirkişi raporunda sürücü …’un dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde %100 oranında tamamen kusurlu olduğunun belirlendiğini, davalı … Sigorta A.Ş. hakkındaki davadan 25.06.2015 tarihinde mahkemeye sunulan dilekçe ile feragat edildiğini, feragat beyanının asıl davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ilk açılan 10.000 TL talepli dava ile sınırlı olduğunu ve bu miktar için geçerli olduğunu, feragat beyanında açıkça … Sigorta hakkındaki davadan feragat edildiğini ancak hakkın özünden feragat edilmediğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 07.06.2013 tarihinde sürücü …’un yönetimindeki … plakalı aracıyla … mahallesinden … mahallesine doğru giderken … deresi mevkiinde dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftaki şarampole, ağaçlara ve kayalıklara çarpması ve … deresi içine kadar savrulması sonucu ölümlü yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kaza nedeni ile araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davacının bu yaranması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Davacı vekili yargılama sırasında, 24/06/2015 tarihli dilekçesi ile davalı … Sigorta şirketi ile karşılıklı sulh olduklarını ve … Sigorta A.Ş hakkındaki davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, 30/06/2015 tarihli celsede beyanını tekrar etmiş, 21/09/2018 tarihli celsede de sulh nedeniyle ödeme yapıldığını beyan etmiştir. 08/08/2014 tarihli sözleşmenin başlığı Sulh Protokolu olarak düzenlenmiş ise de içeriğinde ödemenin yapılması ile birlikte davacı ve vekili, asıl alacak ve tüm ferileri, yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere davaya konu talep nedeniyle … Sigorta A.Ş.’ni gayrikabili rücu ibra etmiş olup, her ne nam altında olursa olsun başkaca bir alacağı kalmadığını beyan etmektedir.” belirlemesi bulunduğundan bu belgenin ibra olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça aktüerya raporu sonrası ve feragat beyanından sonra 15/09/2018 tarihinde artan maluliyet gerekçesi ile belirlenen güncel tazminat istemini içeren dava açmış ve asıl dava ile birleştirilmiştir. Birleşen davanın davalısı … şirketi ile ilgili dava takipsiz bırakılacağı beyan edildiğinden ayrı bir esasa kaydedilmiş diğer davalı … Sigorta A.Ş yönünden asıl dava ile devam edilmiştir. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 10/07/2014 tarihli engelli sağlık kurulu raporunda; torakal travma (parapleji), yürüme alt ekstremitede ağır etkilenmiş, mekanik destek veya bir cihaz yardımı olmaksızın ayağa kalkamıyor, mesanenin refleks veya istemli kontrolü yok, anorektal refleks regulasyonu veya istemli regulasyonu yok, kişinin özür oranı:%96 (yüzdedoksanaltı) olduğu,” belirlemesi davacının ilk maluliyet belirlenmiştir. Davacı hakkında düzenlenen 23/10/2017 tarihli ATK raporunda ise trafik kazasına bağlı maluliyet oranı %100 olarak belirlenmiştir. Feragat tarihinden sonra oluşan zararlar için davacı artan maluliyet nedeni ile birleşen davayı açtığından, ilk dava ile eldeki davanın konusunun farklı olması nedeniyle davanın esasına girilmesi gerekirken davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açılan birleşen davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/02/2022