Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2200 E. 2022/1789 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2200
KARAR NO: 2022/1789
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2015/675 Esas – 2020/687 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın 21.12.2013 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası neticesinde müvekkilinin beden gücü kaybına uğradığını, müvekkilinin aynı araçta … ve … adında iki evladının da seyahat etmekte iken kaza neticesinde vefat ettiğini, trafik kazasında müvekkilinin uğradığı bedensel zarar ve destekten yoksun kalması nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davacı …’nin maluliyeti açısından 100,00 TL geçici ve sürekli maluliyet tazminatı tutarını, davacının müteveffa oğlu …’nin vefatı sebebiyle 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını, davacının müteveffa oğlu …’nin vefatı sebebiyle 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının toplamı olan 500,00 TL nin sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı vekilinin .dava dilekçesinde 21.12.2013 tarihinde maluliyet ve ölümle sonuçlanan trafik kazasına karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, davacıların zararını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın ıslah edilmiş hali ile kısmen kabulüne; 2.286,39 TL geçici iş göremezlik, 62.285,40 TL sürekli iş göremezlik, 48.645,08 TL müteveffa …’nin desteğini yitirmiş olması sebebi ile destekten yoksun kalma tazminatın, 46.703,496TL mütevefa …’nin desteğini yitirmiş olması sebebi ile destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 159.920,366TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 13/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; destekten yoksun kalan anne için destek süresinin destekten yoksun kalan kişinin kaza tarihindeki bakiye yaşam süresi ile sınırlı olduğunu, kaza tarihindeki yaşına (39) göre değil, çocuğun anneye destek olması gereken yaşa (57) göre hesaplandığını, bu durumda, yapılan üç ayrı hesaplamada destekten yoksun kalan kişinin beklenen ömrü için üç farklı (69, 70, 74) yaşa göre çelişkili hesaplama yapıldığını, çocukların evlenme yaşlarının yargıtay kararlarına aykırı şekilde yüksek değerlendirildiğini, kazada lastik patlamasının kazaya %25 oranında etkili olduğu tespit edildiği, araç sürücüsüne atfedilemeyecek kusurun da tespiti ve bu kusur oranına göre toplam tazminattan mahsup işlemi yapılması gerekirken bu uygulamanın yapılmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı ve ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 21.12.2013 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracın tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacı …’nin yarandığı, çocukları … ve … vefat ettiği, davacının kendi yaralanması nedeniyle iş göremezlik tazminatı, çocukların ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. Davacının destekten yoksun kalma tazminat talebi yönünden yapılacak hesaplamada yaşı küçük olan destek çocuklarının herbirinin 18 yaşını ikmal edecekleri süreden sonra anne ve babaya destek olmaya başlayacaklarından destekten yoksun kalma maddi zarar hesaplarında bakiye ömür ve destek süresi, desteğe başlama yaşına göre; Davacının kendi yaralanması sebebiyle talep ettiği maluliyet tazminatında ise maddi zararın kaza tarihinden itibaren başlatılması gerektiğinden bakiye ömür davacının kaza tarihindeki yaşına göre hesaplanmalıdır. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda belirtilen şekilde hesaplama yapılmış olmakla davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Yine Mahkemece hükme esas alınan 27/01/2020 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda destek çocukların muhtemel evlenme yaşlarının askerlik görevinin ardından 2 yıl sonra olacak şekilde 23 yaş olarak hesaplandığından bu yöne değinen istinaf talebi de yerinde değildir. Tazminata konu kazada kusur yüklenen kişinin dava dışı sürücü olduğu ve lastiğin patlamasının kazaya % 25 oranında etken olduğu alınan kusur raporuyla belirlenmiştir. Kazada başka kusurlu kişi ya da kazaya etki eden başka sebep olmadığı, davalı sürücünün çarptığı araçta yolcu olan desteklerin ve davacının kusursuz olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamalarına göre de araç lastiği ya da freninin patlaması, rotun çıkması gibi durumların teknik arıza olduğu ve bu durumların yasanın öngördüğü anlamda mücbir sebep olarak nitelendirilemeyeceği hususları hep birlikte dikkate alındığında lastik patlaması sebebiyle sürücüye verilen %75 kusur oranı ile hesaplama yapılması mümkün olmadığından bu hususa değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3065 Esas ve 2020/3542 Karar sayılı kararı). Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas numarası ve ara karar tarihi belirtilen İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 10.924,17 TL harçtan peşin alınan 2.731,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.192,77 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/10/2022