Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2194 E. 2022/2357 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2194
KARAR NO: 2022/2357
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2017/62 Esas – 2020/562 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafından Kasko sigortası ile sigortalanan müvekkiline ait … plakalı aracın 17/04/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu hasarlandığını, davalı … şirketine yapılan başvurunun reddedildiğini, oluşan hasar bedelinden davalı yanın sorumlu olduğunu belirterek; şimdilik 1.000,00 TL hasar bedelinin muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 17.390,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın 30/04/2015 – 2016 tarihleri arasında Kasko poliçesi ile sigortalandığını, Genel Şartlara göre araç sürücüsünün kimlik tespitini engellemek için kaza yerinden ayrılması halinin teminat kapsamı dışında olduğunu, davacı araç sürücüsünün aracı alkollü olarak kullandığını, hasarın gerçekleşme şeklini olduğundan farklı olarak bildirildiğini, hasarın teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 15.890,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 25/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşan istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu olaya ilişkin 2 yıllık talep zamanaşımının 27/04/2018 tarihinde dolduğunu, dosyanın eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, araç sürücünün kimliğinin belirlenmesi için tahkikatın genişletilmesi gerektiğini, belirsiz alacak niteliğinde olmayan ve artırılan talep miktarı yönünden savunmanın genişletilmesi yasağına ilişkin zamanaşımından davanın reddedilmesi gerektiğini, aracın hasarsız halinin değerinin yüksek belirlendiğini, sürücünün olay yerinden ayrıldığını, alkol ve ehliyetsizlik halinin gizlendiğini, sürücü olduğu söylenen kişinin aracı kullanan olmadığını bu nedenle de talebin teminat dışı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 17/04/2016 tarihinde, saat 00:05 sıralarında, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü yönetimindeki davalı … şirketine Kasko sigortalı… plaka sayılı aracı ile yerleşim yeri dışında gece vakti aydınlatma bulunmayan mahalde, bölünmüş otoyolda Tekirdağ istikametinden İstanbul istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde otomobilinin ön sağ köşe muhtelif kısımları ile, emniyet şeridi üzerinde arıza nedeniyle durakladığı belirtilen dava dışı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracın arka sol köşe kısımlarına emniyet şeridi üzerinde çarpmasını takiben, araçların savrulduğu ve … plaka sayılı aracın sağ arka kısımları ile bariyerlere çarpması sonucu hasarlandığı trafik kazasının meydana geldiği, aracın kasko sigorta şirketi olan davalıdan hasar bedelini talep ettiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesi konu kısmında “Fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla; belirsiz alacağımız olan, hasar bedelinin 1.000,00 TL’lik bölümünün muaccel olduğu tarihten bu yana avans faizi ile birlikte ödemeye mahkum edilmesi talebimizdir.” beyanı bulunmakla davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden davalı vekilinin ıslah zamanaşımına ilişkin istinaf talebi yerinde değildir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı). Hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu hasara uğrayan sigortalı aracın fotoğrafları, hasarlı parçaları ve önceki kazaları da incelenerek ve emsal rayiç araştırması yapılarak düzenlenmiş olup dosya kapsamı ile uyumlu, denetime uygun olmakla rapordaki hesaplamaya ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet veya muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Kasko Genel Şartları A.5.4.maddesinde aracın gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar; A.5.5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar; A.5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması teminat dışı hal olarak sayılmıştır. Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1 ve 1410. maddeleri uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminatı içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Sigortacı, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu ve bu oluş şeklinin sigorta teminatı dışında kaldığını soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamak zorundadır. Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda; uyuşmazlık, kazanın ihbar edilen şekilde meydana gelip gelmediği, kazanın meydana geldiği sırada sürücünün alkollü olup olmadığı, dolayısıyla hasarın teminat dışında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.Davalı Kasko sigortacısı sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürmektedir. Kaza tespit tutanağında sigortalı … plakalı aracın sürücüsünün belli olmadığı belirtilmiştir. Soruşturma dosyasında alınan ifadelerden karşı araç olan … plakalı araçta bulunan …, İmdat Işık ve… … plakalı aracın sürücünün … olmadığını beyan ederken … plakalı araçta bulunan …, …, …, … ve …’ın ise sürücünün … olduğunu beyan ettiği görülmektedir.Yaralanan … 112 acil servisi ile hastaneye götürülmüş, sürücü olduğunu iddia eden … bu şahsı Hastaneye götürmemiştir. Olay mahallinde olduğunu söyleyen …’ın hangi sebeple tutanağa yazılmadığı ise anlaşılamamıştır. Bu durumda kazada yaralanan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’un 112 acil servis ekibi ile hastaneye götürülmüş olmasına, sürücü olduğunu iddia eden …’ın yaralanan şahsı Hastaneye götürmemiş olmasına, sigortalı araç sürücünün kim olduğu konusunda çelişkili ifadeler bulunmasına göre ispat külfeti yer değiştirmiş olup davacının işleteni olduğu … plakalı araç sürücüsünün kim olduğu ve kaza yerini Genel Şartlarda belirtilen hangi zorunlu nedenlerle terk ettiği, terk etmedi ise kaza tespit tutanağında isminin neden bulunmadığı, dosyadaki mevcut deliller ile hasarın teminat kapsamında kaldığı husunda ispat yükümlülüğü dolayısıyla zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığının ispat yükü davacı sigortalıda olup, Mahkemece ispat yükümlülüğünün yanlış değerlendirilmek sureti ile eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022