Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2190 E. 2022/2387 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2190
KARAR NO: 2022/2387
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2018/787 Esas – 2020/462 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/04/2018 günü saat 15.05 sıralarında müvekkilinin içinde bulunduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile Karlıova istikametinden Varto istikametine doğru seyri sırasında sürücünün hatalı sollaması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen tek araçlı araç kazasının müvekkilinin ağır yaralanmasına ve özürlü kalmasına sebep olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kaza nedeniyle uğradığı cismani zarar ve beden gücü 1.000,00 TL’si asıl alacağın (6100 s. Kanun m.107) fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı sigorta şirketinden tahsili ile müvekkiline ödenmesine, söz konusu asıl alacağa davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren bankalarca uygulanacak en yüksek işletme kredisi temerrüt faizinin uygunlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı …’a ait … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa 25.07.2018 tarihinde 30.827,22 TL ödeme yapıldığını, yapmış olduğu ödemenin fahiş derecede yetersiz olmadığının tespiti ile davanın reddi gerektiğini, ayrıca KTK md. 111 de iptal edilebilecek olan anlaşmaların “yetersiz ya da fahiş” olması şartının açıkca belirtildiğini, hatır taşıması olması nedeni ile tazminata hükmedilmesi halinde bu husus dikkate alınarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 9.779,04 TL geçici iş göremezliğinin ve 54.535,96 TL sürekli iş göremezliğin temerrüt tarihi olan 10/07/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın açmış oldukları davada müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın yapmış olduğu kaza neticesinde yaralanmış olan davacının sürekli sakat kaldığı iddiası ile şimdilik 1000,00 TL maddi tazminat talep etmiş olduğunu, her ne kadar dava dilekçesinde davacı tarafça 1000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunulmuş ise de dava dilekçesinde birden çok zarar kaleminden bahsetmiş ancak talebi bakımından tek bir bedel tespit ederek taleplerine ilişkin bedel ayrımı yapmamış olduğunu, davacı tarafın hangi zarar kalemi bakımından hangi bedeli talep ettiğinin anlaşılamamış olduğunu, ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik zararının ayrıca talep edilerek harçlandırma yapıldığını, buna rağmen mahkeme tarafından davacı tarafa hangi zararı için hangi bedeli talep ettiğinin açıklattırılmamış olduğunu, yeni sigorta genel şartları gereğince davacı bakımından geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa 25.07.2018 tarihinde 30.827,22 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yargıtay kararlarına aykırı şekilde güncellenmiş olduğunu, ödeme yeterli olup olmadığının tespitinin gerektiğini, ödemenin yasal faiz ile güncellenerek rapor tarihine güncellenmiş bu bedel de yapılan işgöremezlik tazminatlarından indirilmiş olduğunu, hatır taşıması olması nedeni ile tazminat hesaplanmasında bu hususun dikkate alınarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yerel mahkemenin hatır taşıması olmadan karar verdiğini, ödeme yapılmış olduğundan ve davanın açılmasında müvekkilinin kusuru bulunmadığından yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, şirketin huzurdaki davanın açılması konusunda kusuru bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenecek indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.Somut olayda; sürücünün de vefat etmiş olması nedeni ile beyanı bulunmadığı, dosya kapsamına göre davacı …’in … plakalı otomobil içerisinde yolcu olarak bulunduğu ancak taşımanın kimin yararına bulunduğu, hatır taşıması bulunup bulunmadığı konusunda yeterince veri bulunmadığı gibi davalının da hatır taşıması bulunduğu konusunda ispat külfetini yerine getiremediğinin anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesince belirlenen tazminattan hatır indirimi yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları).KTK’nın 111. maddesi uyarınca; tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın hükmünden yararlanmak için, ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Davacıya, davalı tarafından 25.07.2018 tarihinde ödeme yapılarak ibraname tanzim edildiği, ibraname ile fazlaya dair dava ve talep haklarının saklı tutulduğu da görülmekle, davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödeme kısmi ödemeye ilişkin bir makbuz niteliğindedir. Bu doğrultuda davalı vekilinin KTK 111/2 maddesine göre hesaplama yapılmasına ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Davacının dava dilekçesi içeriğinde geçici ve sürekli bedensel kaybına ilişkin talebinin bulunduğunun belirtildiği, netice i sonuç kısmında ile cismani zarar ve güç kaybı tazminatı olarak 1.000 TL üzerinden davanın açıldığı görülmektedir. Mahkemece davacıya maddi tazminat talebinin açıklatılmadan karar verilmesi doğru olmamış ise de ıslah ile kabul edilen geçici ve sürekli tazminat miktarının 1.000 TL üzerinde olması nedeni istinaf talebinin sonuca etkili bulunmamıştır. Kabule göre de mahkemece davanın kabulüne karar verildiği nedenle yargılama ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.393,36 TL harçtan peşin alınan (1.043,95 TL +54,40 TL)=1.098,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.295,01 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/12/2022