Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2189 E. 2022/2386 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2189
KARAR NO: 2022/2386
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2018/315 Esas – 2020/237 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.08.2016 günü Kayseri’de davalıların trafik sigortacısı ve maliki olduğu … plakalı aracın davacı şirkete sigortalı ve …’ın yönetimindeki … plakalı araca çarptığını, kazada davalının şeride tecavüz etmekten tamamen kusurlu bulunduğunu, yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen 7.607,43 Euro tutarındaki bedelin davacı tarafından sigortalısına ödendiğini, davacının davalı şirkete başvurduğunu ancak yapılan yazışmalara rağmen ödeme yapılmadığını, halefıyet gereği davacının dava açmak zorunda kaldığını, zararı döviz cinsinden tahsil tarihindeki TL karşılığını talep etme haklarının olduğunu, 02.02.2017 tarihinde davalıya başvurduklarını 28.02.2017 tarihinde başlayan yazışmaların devam ettiğini, bu tarih itibariyle Euro kurunun 3,8195 TL olduğunu, toplam hasarın 29.056,57 TL olduğunu beyanla sigorta için kaza tarihindeki limit ve kur karşılığı sorumlu olduğu miktarlarla sınırlı olmak üzere diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan temerrüt tarihinden faizi ile 7.607,43 Euro’nun tahsil tarihindeki Türk Lirası karşılığının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava yoluna gitmeden önce kendilerine başvurulması gerektiğini, ancak davacının gerekli belgeleri tamamlayıp başvurmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, 18.11.2017 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın kendilerine ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 33.000,00 TL olduğunu, davacının başvurusundan sonra hasar dosyası açıldığını ve talebin değerlendirildiğini, poliçe limitine kadar sorumlu olduklarını, kaza tutanağında kusur tespiti yapılmışsa da araç sürücülerinin kusurlarının anlaşılamadığını, bu nedenle ödeme yapamadıklarını, aracın yabancı plakalı olması nedeniyle yurtdışında kabul gören hesaplamaların esas alınmaması gerektiğini, Türkiye’deki ölçütlerin dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde, olayda asli kusurlu olan tarafın davacı taraf olduğunu, kendisinin olayda kusursuz olduğunu, kendi sigortası olan … Sigorta A.Ş.’nin davacının zararını ödeyeceğini ancak eksik evrakla başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 7.607,43 Euro hasar bedelinin davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 15.02.2017 temerrüt tarihinden ve davalı … yönünden 13.08.2016 olay tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte tahsil tarihindeki Türk Lirası karşılığının davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigorta teminat limiti (31.000 TL) kadar sorumlu olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Kaza tutanağı tek delil ve mutlak doğruymuş gibi hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu, kaza yerinde herhangi bir keşif yapılmadığını, tanık beyanı da olmadığını, kusur oranlarının tespit edilmesi yoluna gidilmesi gerektiğini, olayda karşı tarafın da kusuru olduğunu, yapım masrafına itiraz ettiklerini, belirtilen miktarda bir hasardan söz edebilmek için aracın perte çıkmış olması gerektiğini, kazadan sonra karşı tarafın araçla yurt dışına gittiğini ve aracı burada yaptırdığını, değerinin neredeyse yarısına yakın hasar olan aracın o şekilde yurt dışına gitmesinin mümkün olmadığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece hükme esas alınan kusur ve hasara ilişkin bilirkişi raporunun dosya kapsamında bulunan fotoğraflar, hasarlı parçalar, kaza tespit tespit tutanağı, faturalar, pert olma durumu da değerlendirilerek konusunda uzman bilirkişi tarafından ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olarak hazırlandığından hasar bedeline; kusur raporu ile kaza tespit tutanağının birbiri ile örtüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü, alınan kusur raporuna göre de davalının tam kusurlu olması nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince ayrıca keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmamış olmasında usule ve yasaya aykırılık bulunmadığından kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.534,23 TL harçtan peşin alınan 633,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.900,67 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/12/2022