Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2175 E. 2022/2289 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2175
KARAR NO: 2022/2289
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2015/491 Esas – 2020/171 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BİRLEŞEN İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2020/74 E. 2020/139 K. SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket adına kayıtlı ve diğer davalı … AŞ tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın, davalı …’nun sevk ve idaresindeyken, 05/04/2014 tarihinde müvekkilinin içerisinde bulunduğu … plakalı araca çarptığını ve müvekkilinin yaralandığını, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza nedeni ile okuluna ara verdiğini ve bir yıllık kar kaybı oluştuğunu bu dönemde 770,00 TL harç zararı ve evde kaldığı içinde kendi payına düşen kira bedeli olacak 1.440,00TL gibi bir zarar oluştuğunu, muhtemel iş gücü kaybı nedeni ile şimdilik 1.000,00 TL zarara uğradığını, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararlar, kazanç kaybı ve iş gücü kaybına karşılık belirsiz olan alacağın şimdilik 1.000,00TL maddi tazminatın davalılardan … Ltd. Şti. Ve …’dan kaza tarihinden, sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle ve davalı sürücünün kusuru ile sınırlı olmak kaydı ile yasal faizi ile birlikte, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve davalı … Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini 3.092,44 TL arttırarak toplam 4.092,44 TL ye yükseltmiştir. Davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, diğer araç sürücüsünün alkollü olması ve kusurlu olması nedeniyle kazanın meydana geldiği, müvekkili …’nun kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacının taleplerinin fahiş olduğunu, davacının, diğer araç sürücüsünden 20.000,00 TL aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 24/02/2014-2015 vadeli ZMMS ile sigortalı olduğunu, kusur oranlarının araştırılması gerektiğini, davacının gelir kaybı talebi yönünden çalışıp çalışmadığının araştırılması gerektiğini davanın reddini talep etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket adına kayıtlı ve diğer davalı … AŞ tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın, davalı …’nun sevk ve idaresinde iken, 05/04/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle okuluna ara verdiğini ve bir yıllık kar kaybı oluştuğunu, bu dönemde 770,00TL harç zararı ve evde kaldığı içinde kendi payına düşen kira bedeli olacak 1.440,00TL gibi bir zarar oluştuğunu, muhtemel iş gücü kaybının nedeni ile şimdilik 1.000,00TL zarara uğradığını, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararlar, kazanç kaybı ve iş gücü kaybına karşılık belirsiz olan alacağın şimdilik 1.000,00TL maddi tazminatın davalılardan … Ltd Şti. Ve …’dan kaza tarihinden, sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle ve davalı sürücünün kusuru ile sınırlı olmak kaydı ile yasal faizi ile birlikte, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve davalı … Ltd. Şti. Den müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; 05/04/2014 tarihinde Sakarya … caddesindeki … döner kavşağından dönmeye çalışan …’in sevk ve idaresindeki müvekkillerinin de içerisinde bulunduğu … plakalı araçla çarpışarak müvekkili …’nın ciddi bir şekilde yaralanmasına neden olduğunu, davalı sürücünün tali kusurlu bulunduğu, kaza neticesinde meydana gelen hastane giderleri maddi ve manevi tazminatın tahsili istemi ile İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/491 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu belirterek birbiri ile sıkı ilişkisi bulunan her iki dosyanın birleştirilmesini müvekkili … için uğramış olduğu maddi zararlar, kazanç kaybı ve işgücü kaybına ilişkin maddi tazminat talebinden İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/491 esas sayılı dosyasında eksik kalan 1.483,99TL maddi tazminatın davalılardan … ve … Ltd. Şti. Açısından kaza tarihi olan 05/04/2014 tarihinden itibaren davalı … şirketi açısından ise dava tarihinden itibaren poliçe limitiyle ve davalı sürücünün kusuruyla sınırlı olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-A) Asıl dava yönünden, Davacının manevi tazminat talepli ve maddi tazminat talepli davasının reddine,Birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/74 Esas sayılı dosyası yönünden Davacının davasının HMK 114, 115/2 ve Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi hükmü gereğince usulden reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda davalı sürücünün %20 kusurlu olduğunu, müvekkilinin tüm maddi zararlarının ise 20.462,22 TL olduğu davalı sürücünün kusuru oranı ile 4.092,44 TL den sorumlu olacağı kanaatine de varıldığını, işbu raporda tespit edilen kusur incelemesinin kazaya ilişkin görüntü kayıtlarının da incelenmesi ile yapılması gerektiği yönünde yapılan itirazlar nedeniyle, kazaya ilişkin görüntü kayıtları da dosyaya dahil edilerek dosya ek rapor alınmak üzere tekrar bilirkişi heyetine gönderildiğini, görüntü kayıtları da izlenerek tanzim edilen 24/01/2020 tarihli ek raporda bilirkişi heyeti kusur hesaplamasında sabit kalındığı ve davalı sürücünün %20 kusurlu olduğu kanaatini yinelediğini, ceza dosyasında Yargıtay’ın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini ve davalı sürücünün tali kusurlu kabul edildiğini, mahkemenin davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığı yönündeki kanaatinin kabul edilebilir olmadığını, Hakimin, özel veya teknik bilgiyi gerektiren durumlarda şahsi bilgisine göre kusur belirlemesi sonucu karar vermesinin istenilemeyeceğini, hakimin bilirkişi heyeti yerine geçirilemeyeceğini ancak yerel mahkeme dosyada mevcut tutanaklar ve bilirkişi raporlarına rağmen davalı sürücünün kusurunun olmadığı kanaatine varıldığını ve davanın usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 05/04/2014 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı ve diğer davalı … AŞ tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın davalı …’nun sevk ve idaresinde iken, davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’nın kullandığı … plakalı araca çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle davalı sürücünün kusuru ile sınırlı olmak kaydıyla maddi manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Birleşen dosyada ise davacı vekili dava dilekçesi ile; “İstanbul 18. Asliye Ticaret Mah. 2015/491 E. sayılı dosyasında daha önce davamızı ıslah ettiğimiz ve aynı davada tekrar ıslah yapılamayacağı ise HMK 176/2 “(2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” maddesinin bir sonucudur. Bu nedenle 24.01.2020 tarihli bilirkişi ek raporu ile davalıların sorumlu tutulacağı miktar olan %20 kusur oranı ile orantılı olarak 5.576,43 TL tutarı ve 27.03.2018 tarihli ıslah dilekçemiz ile 4.092,44 TL’ye ıslah edilince taleplerimizde eksik kalan 1.483,99 TL maddi tazminat için işbu davayı açma ve işbu davanın İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/491 Esas sayılı dosyasında birleştirilmesini talep etme zarureti hasıl olmuştur. ” şeklindedir. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.390,00 TL olacaktır. Bu halde, davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2020 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından tarafların İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/5104 Esas- 2017/ 10615 Karar sayılı ilamında;” TBK madde 56 “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü içermektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir.Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemez. Bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, “manevi tazminatın bölünemezliği” kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir. Yukarıdaki bilgiler ışığında; manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi uyarınca müşterek ve müteselsil sorumlular aleyhine ayrı ayrı manevi tazminat istemli dava açılamayacağından mahkemece manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemenin 21/05/2018 tarihli celsede; Davacı vekili müvekkili … 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatı davadan önce aldığını beyan ettiğine göre, manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi uyarınca mahkemece manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/5104 E.- 2017/10615 K., Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/1961 E. – 2021/3199 K. sayılı kararı). Bu nedenlerle; davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca reddine, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-a-Davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, b-Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/12/2022