Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2169 E. 2022/2233 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2169
KARAR NO: 2022/2233
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/10/2020
NUMARASI: 2015/899 Esas – 2020/678 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sevk ve idaresinde olan … plakalı mtosiklet ile seyir halinde iken kırmızı renkli bir aracın sıkıştırması sonucunda kaza yaptığını, kendisini sıkıştıran aracın plakasını alamadığını, kaza sonucunda yaralandığını, yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş güncü kaybına uğradığını, uğradığı zarardan …nın hukuken sorumlu olduğunu, şimdilik 100 TL geçici ve 100 TL sürekli iş gücü tazminatının hesaplanarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının yaptığını belirttiği kazanın gerçekten meydana gelip gelmediğinin belirsiz olduğunu, davacının kazanın meydana geldiğini ispatlaması gerektiğini, kazaya karışan davacının kusurunun dikkate alınması gerektiğini, sorumluluklarının teminat limiti ile sınırlı olduğunu belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 2.602,96 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, 17.264,03 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili kuruma başvuru yapılmadan dava açıldığıdan davanın usulden reddi gerektiğini, meydana gelen kazanın şaibeli olduğundan öncelikle kazanın trafik kazasının ispat edilmesi gerektiğini, ispat külfetinin davacı olduğunu, dosya kapsamında kazanın plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir araç nedeni ile meydana geldiğine ilişkin başvuru sahibinin ifadesinden başkaca herhangi bir belge bulunmadığını, bunun da başvuranın iddiasını ispata yeterli olmadığından başvurunun reddi gerektiğini, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmeden karar verildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kazanın meydana geldiği tarihte 60 yaşında olduğunu, aktif çalışma döneminin bitmiş olduğunu, dosyada buna ilişkin bir delil de bulunmadığını, davacı yararına geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, teminat dışı olduğunu, davacının geçici iş göremezlik ve tedavi masraflarına ilişkin tazminat bedeline ilişkin talebin de reddi gerektiğini, davacının kendi güvenliği için gerekli önlemleri almamakla zararın artmasında etkili olduğunu, müterafik kusuru indirimi yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Davanın açıldığı tarihin yasa değişikliği yürürlükte olmadığından bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun davacının maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak, yeni tarihli muayene evrakları da incelenerek, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/13625 E. ve 2019/1700 K. sayılı kararı ile “Mahkeme, emekli geliri dışında başka bir kazancının bulunduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat isteme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 02/03/2006 tarihli raporunda, dava konusu olay nedeniyle davacının maruz kaldığı yaralanmasının 4 aya kadar mutad iştigaline engel teşkil edeceğinin belirtildiği anlaşılmıştır.Davacı maddi tazminat istemini geçici iş görmezlik süresi için talep etmiş olduğuna göre davacının emeklilik dışında yapmış olduğu balıkçılık ve çiftçilik faaliyeti ile ilgili gelir kaybı tespit edilebildiği takdirde tespit edilen bu gelir üzerinden, bu hususun kanıtlanmadığı takdirde ise asgari ücret baz alınarak geçici iş göremezlik zararının kapsamının belirlenmesi gerekir.Mahkemece bu yön gözetilmeyerek maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi, doğru görülmemiş kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.” yönünde karar verilmiş olup, Mahkemece asgari ücret üzerinden hesaplama yapan rapora göre karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.Dosya kapsamından davacının kendi idaresindeki motorsiklet ile seyir halinde iken, dava dışı kimliği belirsiz sürücü sevk ve idaresindeki plakası belirlenemeyen kırmızı renkli aracın arkadan sıkıştırması suretiyle meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığı iddiası ile maddi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası tespit tutanağının beyana göre düzenlenmiştir. Emniyet Müdürlüğü tarafından olay yerinde inceleme yapılmış, kazayı gören tanık ve kamera görüntüsü bulunmadığına dair tutanak düzenlenmiştir. Davacı iddiasını ispat ile yükümlü olup, Sigortacılık Yasası hükümleri ve TTK’nın 1409.maddesine kıyasen uygulanması halinde bunun aksinin davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir. İddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükü davacıya aittir. Mahkemece gerekçeli kararında kazanın varlığına ilişkin değerlendirme yapılmaksızın davanın kabulü karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Yine davalı … cevap dilekçesinde müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiş olmasına rağmen mahkemece müterafık kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı tartışılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince öncelikle savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler getirtilmeli, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari davacı beyanına göre gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur durumu hususlarına ilişkin trafik bilirkişisinden ayrıntılı, denetime elverişli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi, davalının sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde ise müterafık kusur indirimi yapılıp yapılmayacağının da kararda tartışılması gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1593 E. ve 2020/4240 K. sayılı kararı). Kabule göre de Uyap sistemi tarafından yapılan uyarı doğrultusunda davacının nufus kaydının incelenmesi sonucunda davacının 13/09/2022 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığı halde Mahkemece taraf teşkilinin sağlanarak yargılamaya devam edilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/12/2022