Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2153 E. 2022/275 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2153
KARAR NO: 2022/275
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
NUMARASI: 2014/1821 Esas – 2020/440 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil …’ın oğlu …’ın 27.05.2012 tarihinde karşıdan karşıya geçmekte iken, davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı vasıtanın çarpması nedeniyle yaralandığını, kaldırıldığı hastanede 08.06.2012 tarihinde vefat ettiğini, merhum kazazede …’ın ölmeden önce anlattığına göre davalı araç sürücüsü …’ın maktule çok hafif bir şekilde çarptığını, davalının araçtan inerek maktul ile tartıştığını, maktulün tartışmadan sonra yol boyunca yürümeye başladığını, bunun üzerine davalının aracına binerek hızlı bir şekilde maktulün üzerine sürdüğünü ve maktulün çarpmanın etkisi ile aracın ön cam kısmından ve aracın üstünden aşarak aracın arkasına düştüğünü, ölmeden önce kendisini ziyarete gelenlere anlattığını, davalı ve yanında yolcu olarak bulunan ceza mahkemesinde tanık olarak dinlenenin dahi davalının aracın frenine dahi basmadığını beyan ettiğini, desteğin ölmeden önce bir firmada çalışmakta olduğunu, kazancını babası …’a verdiğini, davacı müvekkilin oğlunun kazancından, maddi ve manevi desteğinden mahrum olduğunu, kardeşlerinin de maktulün ölümüne son derece üzülmüş bulunduklarını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile olay tarihinden başlayarak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davacı … için 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve her bir davacı için 50.000 TL olmak üzere toplam 150.000 TL manevi tazminatın 1 ve 2 no’lu davalılardan olmak üzere toplam 156.000 TL’nin alınıp davacılara ödenmesine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçelerinde özetle, müvekkil …’ın kendi sevk ve idaresindeki ve hissedarı bulunduğu diğer müvekkil … Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu … plakalı araçla 27.05.2012 günü eşi ile beraber seyrederken, …’ın müvekkilin kullandığı aracın önüne aniden çıktığını, bu şahıs ile arasında bulunan intikal ve durma sahasının son derece kısa olması nedeniyle, adı geçen şahsa hafifçe çarptığını, derhal durarak bu şahsı kontrol ettiğini, olay yerine 112’den ambulans isteyerek polise durumu bildirdiğini, kusur durumunun saptanmasının önem kazandığını, kaza anında müvekkilin alkollü olmadığının 29.05.2012 tarihli C Bölgesi Trafik Denetleme Ekipler Amirliğinin Alkol Tespit Tutanağı ile saptandığını, müvekkilin iradi ve bilinçli olarak gerçekleştirmediği bir müessir fiilden dolayı sorumluluğundan söz edilmeyeceği, destek durumunun ispat edilmesi gerekitğini, maktulün herhangi bir işi, geliri, malvarlığı ve parasal olanaklarının bulunmadığını ancak kanuni faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkil şirkete müracaat edilmediğini, … plakalı aracın 20.08.2011-2012 vadeli ZMMS Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortacının poliçe limiti kadar işletenin sorumluluğunu üstlendiğini, destekten yoksun kalma tazminatına yönelik öncelikle davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığının belirlenmesi gerektiğini, faizin olay tarihinden itibaren istenemeyeceğini ancak dava tarihi itibariyle başlayacağı, haksız fiilde en yüksek banka faizi yerine kanuni faiz uygulanacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden davanın kabulüne, 23.993,56-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden, davalılar… Tic. Ltd. Şti. yönünden 08/06/2012’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine,2-Davacı …’ın cenaze ve defin gideri olarak talep ettiği maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 3-Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden davanın kısmen kabulüne, davacı … için 15.000,00-TL, davacı … için 7.000,00-TL, davacı … için 7.000,00-TL olmak üzere toplam 29.000,00 TL manevi tazminatın 27/05/2012’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak ilgili davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin ayrı ayrı reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar… ve … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalıları … ve … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından manevi tazminatın nedenini oluşturan ana unsurların başlıklar halinde belirtildiğini ancak ölenle davacılar arasında ki ailevi bağ ve değerlerin, ortaya konulan deliller ve bizzat davacılardan merhumun kardeşi …’ın, diğer davacılar arasında yer alan babası …’nin kendilerini terk etmek suretiyle bir baba sıfat ve sorumluluğu içinde hareket etmediği şeklindeki ikrarı ile manevi zararı oluşturabilecek aile içinde ki kişilik değerlerinin gerekçe içinde yer almadığını, Yargıtay’a göre de “…bir kimsenin ölenin yakını sayılabilmesi için, ölen ile eylemli aile ve sevgi bağlarının varlığı gerekli olduğunu vurgulanarak, burada önemli olanın aile hukuku çevresinde yakınlık değil, duygusal yakınlık olduğu kabul edilmiş ve bu yüzden manevi tazminata hükmetmek için murisle çok yakın ve içtenlik taşıyan duygusal ailevi bağlılığın varlığının aranmasının şart olduğu”nun ifade edildiğini, 4 saat sonra yapılan alkol tespitinde dahi 1.85 promil alkollü bulunduğunun tespit edilen müteveffanın, en sol şeritte seyreden aracın önünden aniden aşırı alkollü olarak yola fırlayarak müvekkiline ait araç ile kendisi arasında bulunan intikal ve durma sahasını yok etmek suretiyle ilgili mevzuat ve kurallara aykırı davrandığını, bu nedenlerden dolayı müvekkilleri aleyhine hüküm altına alınan manevi tazminatın yasal dayanağının olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 27/05/2012 tarihinde davacıların desteği …’ın karşıdan karşıya geçmekte iken davalı … Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı, davalı …’ın sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan … plaka numaralı araç tarafından çarpılması suretiyle meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle davacıların maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır.ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 12/02/2018 tarihli raporda, meydana gelen kazada yaya …’ın, karşıdan karşıya geçme kurallarına uymama, araca ilk geçiş hakkını vermeme, kontrolsüzce yola girmesi nedeniyle %80 oranında kusurlu olduğu, davalı …’ın gece vakti aydınlatmanın bulunmadığı yolda müteyakkız seyretmeyip seyir yoluna kadar gelen yayaya önlemsizce çarpmış olması nedeniyle %20 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiş, itirazlar üzerine İTÜ’den seçilen 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 21/09/2018 tarihli raporda, kusur oranlarında değişiklik yapılmadığı, meydana gelen kazada …’ın %80 oranında, …’ın %20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Davalı sürücü ve işleten vekilinin, manevi tazminat yönünden kararı istinaf ettiği, 30/09/2021 tarihli dilekçe ile de istinaftan feragat ettiğini bildirdiği görülmüş ancak dosyada bulunan adlarına düzenlenmiş vekaletnamelerde istinaftan feragat yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından davalılar … Tic. Ltd. Şti. vekili Av. …’e “istinaftan feragat yetkisi” bulunan usulüne uygun düzenlenmiş ve harcı yatırılmış vekaletname sunmak üzere 2 haftalık kesin mehil verilmesine, aksi taktirde feragat talepleri hakkında işlem yapılmayacağının ihtarına (İhtaratın tensip zaptı ekli tebligat ile yapılmasına), karar verilmiş tebliğ yapılmasına rağmen usulüne uygun vekaletname ibraz edilmediği görülmüştür. Bu nedenle istinaf talebi esastan incelenmiştir.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları ile desteğin baba ve kardeşi olacak şekilde 1.derece yakınları olması, aralarında anlaşmazlık olsa dahi desteğin ölümünden üzüntü duyacakları, manevi olarak etkilenecekleri nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/2.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalılar …Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar …Tic. Ltd. Şti. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2- Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.619,99 TL harçtan peşin alınan 905,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.714,99 TL harcın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/02/2022