Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2123 E. 2022/2219 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2123
KARAR NO: 2022/2219
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/09/2018
NUMARASI: 2017/81 Esas – 2018/779 Karar
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı firmanın müvekkili firmadan … plakalı hususi aracı için 20/07/2015-20/07/2016 tarihlerinde geçerli olmak üzere kasko poliçesi düzenlendiğini, düzenlenen poliçede sigortalanan aracın hususi kullanım tarzı dışında kullanılması halinde araç güncel bedeli üzerinden % 40 muafiyet yapılacağı bilgisinin mevcut olduğunu, sigortalanan aracın 01/01/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde iken yerlerin karlı olması sebebiyle kayarak önce direğe ardından yol orta refüjüne çarpmak suretiyle hasarlandığını, araç üzerinde yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde araçta 9594,84 TL KDV dahil hasar tespit edildiğini, hasar tutarının % 40 muafiyetin altında kaldığından talebin reddi ile 4800,04 TL parça ödemesi yapıldığını, ödeme ile sigortalının sebepsiz zenginleştiğini, 4800,04 TL’nin 3620,04 TL’sinin ödeme tarihi olan 17/03/2016 tarihinden, 1180,00 TL’lik kısmının ödeme tarihi olan 18/08/2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, kasko işleminin tüketici işlemi olduğunu, davada hukuki yararın bulunmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, aracın şirketin hususi işlerinin yürütülmesi için satın alındığını, poliçe şartlarına uygun kullanıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “açılan davanın kabulüne, 4.800,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu miktarın 3.620,04 TL’sini 17/03/2016, 1180,00 TL’sine 18/08/2018 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu aracın “hususi kullanım” amacı dışında kullanılmadığını, müvekkili şirket kasko poliçe şartlarına uygun davranmadığını, meydana gelen kazanın teminat dahilinde olduğunu, mahkemenin görevine ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, bu hususta bir karar verilmediğini, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunu, tanıkları …’nın usul ve yasaya aykırı olarak dinlenmediğini, bu hususta eksik inceleme yapıldığını, davaya konu edilen 4.800.04 TL tutarlı parça bedellerinin fahiş olarak hesaplanmış olup bu parçaların piyasa rayiç değerlerinin daha düşük olduğunu, bu hususta inceleme yapılması ve gerçek hasar ve parçaların bedellerinin piyasa koşullarına göre tespitinin yapılması gerektiğini, ekspertiz raporunu ve rapor sonucu belirlenen hasar tespitini kabul etmediklerini, bilirkişi raporu ile tespit ve hesaplanması istenilen hususların tespit edilmediğini, bu hususta hesaplama yapılmadığını, davanın … plakalı araçta 01.01.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sırasında kiralık araç olarak kullanılmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili yönünden temmerüt oluşmadığını, faiz başlangıç tarihlerinin dava tarihinden öncesine ilişkin olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça bahsi geçen alacakları kabul etmemekle birlikte iş bu alacakların zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazının dikkate alınmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından kasko sigorta kapsamında ödenen hasar bedelinin sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı şirket tarafından Genişletilmiş Beyaz Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanan davalıya ait … nolu hususi aracın 01.06.2016 tarihinde Kayseri ili Melikgazi mevkiinde sürücü … sevk ve idaresinde iken kaza yaptığı, kaza sonucu ilgili eksper tarafından 9.594,84 TL hasar bedeli tespit edildiği, söz konudu hasar tutarının % 40 muafiyet altında kalması nedeniyle davalının talebinin red edildiği ancak 4.800,04 TL hasar ödemesi yapıldığı, bu durumun sebepsiz zenginleşmeye neden olduğu belirtilerek eldeki davada bu bedelin 3.620,04 TL’sinin 17.03.2016 tarihi itibari ile 1.180,00 TL’sinin ise 18.08.2016 tarihi itibari ile davalıdan talep edildiği anlaşılmıştır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Somut olayda, davacı ile davalı arasında kasko poliçesi bulunmaktadır. Davacının ve davalı … Gıda İnş. Ltd. Şti.’nin tacir olmasına göre ihtilafın TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava niteliğinde olduğu, bu nedenle açılan davanın ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkemenin görevine ilişkin istinaf itirazının reddi gerekmiştir.Kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde dava açılmış olduğundan zamanaşımı istinafı; ödeme tarihlerinden başlatılması nedeniyle faiz başlangıç tarihine; her iki tarafın da tacir olması nedeni ile avans faizi uygulanmasına ilişkin istinaf itirazları da yerinde değildir. Ne var ki Mahkemece hasar incelemesi bulunmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve rapora bu yönden yapılan itirazın değerlendirilmemesi; Davacı tanığının ihzarına bila ikmal cevap verildiği görülmekle birlikte savunma hakkının kısıtlanmaması için davalıya tanığın adresini bildirmesi için kesin mehil verilmeksizin karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde Mahkemece yapılması gereken davalı vekiline dinlenmeyen tanığının adresini bildirmesi için HMK’nın 240/3 maddesinde belirtildiği şekilde ihtar yapılarak kesin süre vermek yasa maddesinde belirtildiği şekilde adres bildirilmez veya tanık bildirilen adreste bulunmaz, adres doğru gösterilmez ise tanığın dinlenmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmesi, bilirkişiden kasko poliçe hükümlerin göre sigortalı aracın hasar gören parçalarının neler olduğu ve bunların piyasa rayiç bedeli ve rücu edilecek tutarın hesaplanması konusunda davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını karşılar şekilde ek rapor alınarak tüm dosya kapsamına göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar vermekten ibarettir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2022