Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2094 E. 2022/2217 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2094
KARAR NO: 2022/2217
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2020
NUMARASI: 2018/764 Esas – 2020/515 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 06/10/2016 tarihinde … sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile … Caddesi üzerinde kendi şeridinde seyir halinde iken, şeride çok hızlı ve kontrolsüz şekilde giren şoförü ve plakası tespit edilemeyen … yada … markalı aracın motosikleti tehlikeye düşürecek derecede sıkıştırması sonucunda maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, motosiklette yolcu konumunda bulunan müvekkili …’in ağır yaralandığını ve sakat kaldığını, müvekkilinin kazadan önce işçi olarak çalıştığını, davalı …na başvuru yapıldığını ve hasar dosyası açıldığını, …nca müvekkiline 13.667 TL ödeme yapıldığını ancak ödemenin zarara nispeten çok az olduğunu, sürekli işgöremez ve geçici işgöremez nedeni ile oluşan zararının davalının sigorta teminatlarından sakatlık teminatı kapsamında ve maluliyete bağlı olarak ortaya çıkan ve tedavi giderleri kapsamında karşılanması gereken bakıcı gideri ve diğer tedavi giderleri bakımından oluşan zararın tazmin edilmediğinin görüldüğünü belirterek harca esas değer 100,00 TL olarak gösterilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, öncelikle 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 67.823,41 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; 06/10/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacı …’in malul kaldığını, müvekkilinin sorumluluğunun davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 310.000 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin başvuru sahibine ibraname mukabilinde 13/06/2018 tarihinde 13.667 TL ödemede bulunarak kazadan kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, ibranamenin iptali şartlarının somut olayda mevcut olup olmadığını, …na bedeni zararlar için başvuruda bulunabileceğini, bedeni zararlar kapsamında bulunmayan masrafların …ndan karşılanmasının mümkün olmayacağını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddine, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla avans faiz talebinin reddine, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın kabulüne 9.260,95 geçici iş göremezlik tazminatı ve 58.562,46 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam; 67.823,41 TL maddi tazminatın 13/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 02.07.2019 tarihli hükme esas alınan maluliyet raporunun 12.04.2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Yönetmelik hükümlerine uygun olması gerekmekte olduğunu maluliyet raporunun Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları a.5 (c) bendindeki şartlarının taşıması gerektiğini, …’nın geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin sorumluluğu bulunmadığını, SGK tarafından geçici iş görmezlik tazminatı alınıp alınmadığı tespit edilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ileri sürülen plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusuru ve sorumluluğunun tespit edilmemesi nedeni ile davanın kabulünün mümkün olmadığını, hesaplamaya esas alınan 09.07.2019 tarihli maluliyet raporunda …’in 06.10.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen sağ tibia kırığı olduğunun belirtildiğini, söz konusu kaza sonrasında davacının dizinde sakatlık meydana geldiğini, Yargıtay uygulamaları doğrultusunda, müterafik kusurun elektrikli bisiklette koruyucu tertibat kullanılmadan seyahat edilmesi sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gereken hallerden olup bu halde hesap edilecek tazminat oranından hakkaniyete uygun indirim veya tazminatın tamamen kaldırılması gerektiğini, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, 13.06.2018 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından başvuru şartını yerine getirmediğinden temerrüt tarihinin dava açılış tarihi kabul edilip, yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, kolluk birimlerince tutulan 21/10/2016 tarihli tutanağa göre 06/10/2016 günü … Mah. … Caddesi üzerinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası olayı ile alakalı olay yerini gösterir Mobese kamera kayıtlarının incelenmesinde, kamera saatine göre 22.42’de plakası okunamayan … yada … marka aracın … Caddesinde kontrolsüz biçimde girdiği ve karşıdan gelen motosiklet sürücüsünün üzerine doğru aracını sürdüğü, motosiklet sürücüsünün araca çarpmamak üzere direksiyonu kırdığı ve motosiklet üzerinde bulunan iki şahsın yere düştükleri ve bahse konu aracın olay yerinden ayrıldığının görüldüğü tespit edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Motosiklet sürücüsü …’ın kolluk birimlerince yapılan alkol muayenesinde, alkolsüz olduğu (0.00 promil) tespit edilmiştir.Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunda, tescilsiz motosiklet sürücüsü …’ın yolun icap ve şartlarına uygun süratle seyretmesi, kavşaklara yaklaşırken hızını azaltması, kazayı önlemek için zamanında tedbir alması gerektiği halde bu kurala uymayarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen ihlallerden 52/a kuralını ihlal ettiğinden% 25 oranında kusurlu olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün yolun icap ve şartlarına uygun süratle seyretmesi, kavşaklara geldiğinde caddeye katılım yaparken, caddede seyretmekte olan araçlara geçiş önceliği vermesi, kazayı önlemek için zamanında tedbir alması gerekirken, bunlara riayet etmediği, tedbir almada geciktiği, meydana gelen kazada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen ihlallerden 84/h ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 109/b-8 kuralını ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.Bilirkişi raporu mobese kayıtları ile belirlenen olayın meydana gelişine uygun bulunduğundan davalının olayda plakası tespit edilmeyen aracın bulunmadığı, kusur tespitinin bulunmadığına yönelik istinafları yerinde değildir. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan (20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan) Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu alınamayacağına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiği yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları).Davacının davalı …na müracaat ettiği ve ödeme yapıldığı anlaşılmakla, yetersiz ödemenin yapıldığı tarihin faiz başlangıcı olarak alınmasında isabetsizlik bulunmamamaktadır.Ne var ki İlk Derece Mahkemesince SGK tarafından geçici iş göremezlik tazminatı ödenip ödenmediği sorulmamış olması, gerekçeli kararda müterafik kusurun tartışılmaması, dosyada eksik olan davacı hakkında düzenlenen engelli sağlık rapora getirtilmeden ve bu rapor ile hükme esas alınan maluliyet raporu arasında arasında maluliyet oranları bakımından çelişki giderilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, SGK dan olay nedeni ile davacıya geçici iş göremezlik tazminatı ödenip ödenmediğini sormak, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği ancak dosyada bulunmayan davacının %1 oranında maluliyetine ilişkin engelli sağlık kurulu raporu ile ilgili birimden istemek, ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak sağlık kurullarınca düzenlenmiş maluliyet raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde tartışarak, davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı iş göremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması; tespit edilecek maluliyet oranına göre ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre, müterafik kusur olup olmadığı da tartışılmak suretiyle usulü kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2022