Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2084 E. 2022/2216 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2084
KARAR NO: 2022/2216
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2017/662 Esas – 2020/327 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 24.04.2014 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde yaralandığını, kazaya sebebiyet veren motosikletin olay yerini terk ettiğini, plakası bilinmediğinden davanın …na yöneltildiğini, kazanın oluşumunda yaya müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun araçta olduğunu, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan araç sürücüsünün velilerinin manevi zararların tazmininden sorumlu olduklarını, müvekkilin kaza neticesinde yaralandığını ve uzun süre tedavi gördüğünü, uğradığı bedensel zararlar nedeniyle manevi yönden büyük acı ve ızdırap çektiğini, tedavi süreçlerinden dolayı sosyal ve psikolojik yönden büyük zarara uğradığını, vücut fonksiyon kaybı meydana geldiğini, …nın poliçe limiti kapsamında maluliyet teminatının tamamından ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderleri için tedavi teminatının tamamından sorumlu olduğunu, …na başvuru yapılmasına rağmen zararın karşılanmadığını, kazaya karışan araç ticari faaliyetlerde kullanıldığından kaza tarihinden itibaren avans ticari faizi uygulanması gerektiğini, geçici iş göremezlik, kalıcı meslekte kazanma gücü kaybına bağlı maddi tazminat, geçici ve kalıcı bakıcı gideri ihtiyacına ilişkin maddi tazminat, SGK tarafından karşılanmayan tedavi, yol, yemek, refakatçi vd. tedaviye bağlı ek giderler tazminatı ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 78.990,92 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava öncesinde müvekkili kuruma başvuru yapıldığını, sunulmayan ve tazminat hesabı için zaruri olan bir kısım evrakların yazılı olarak talep edilmesine rağmen sunulmadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin, trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunan motorlu taşıtlardan olup olmadığının tespiti gerektiğini, motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi olduğunu, motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararların Trafik Sigortası Genel Şartları A.3.k. md. gereğince teminat kapsamı dışında kaldığını, aracın 50 cc altında motosiklet olması durumunda müvekkili kurumun sorumluluğu bulunmadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve plakasının tespit edilemediğinin ispatı, kusur oranlarının ATK Trafik İhtisas Dairesi vasıtasıyla tespiti, maluliyet durumunun ATK 3. İhtisas Dairesi tarafından tespiti, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi, tedavi ve bakıcı giderlerine bağlı maddi tazminat isteklerinin reddi, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, sorumluluğun poliçe teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir. Davalı …, … ve … vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle yetkili mahkemenin Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın kaza yapan kişi olan … haricindeki kimselere yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 17 yaşında bir erginin her hareketini babanın kontrol ve murakebe etmesi için başına bekçi tutması gerektiğini, kaza tarihinde reşit olmayan bir kimsenin verdiği zararlardan dolayı şahsen sorumlu olmayacağını, ebeveynlerinin sorumlu olacağına dair hiçbir kural olmadığını, kazanın 20.04.2014 tarihinde meydana geldiği ve bir ceza davası olmadığını, davanın 1 yıl içinde açılması gerektiğini, davacının tüm masraflarının …’in babası tarafından karşılandığını, 65.000,00 TL’yi geçtiğini, davacının masraf talebinin yersiz olduğunu, vücut bütünlüğünün yerinde olduğu ve sigortalı olarak çalışmaya devam ettiğini, sigorta primlerinin dahi … tarafından ödendiğini, davacının kötü niyetli olduğu savunarak haksız davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “78.990,92 TL’nin davalı …ndan 26/12/2016 tarihinden itibaren ve davalı …’den 20/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, 12.500 TL manevi tazminatın davalı …’den 20/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar … ve … yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; uzlaştırma raporunda, davalılardan …’in, davacı için 90.000,00 TL harcadığını beyan ettiğini, davacı için yapılan bu harcamaların, hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece hükmedilen tazminat için …/…’e rücu edileceğini, davalı şahsın mükerrer ödeme yapmış olacağını, kusurlu araç sürücüsünün, davacıya yapmış olduğu ödeme oranında müvekkilinin sorumluluğunun sona ereceğini Yerel Mahkemece bu hususun araştırılmadığını, davacının, dava öncesi başvuru dava şartının yerine getirilmesi açısından davalı kuruma sağlık raporu ve evrakları sunması gerekirken her hangi bir belge sunmadığını, belge göndermeden dava açılması veya Tahkime başvurulması halinde, yine KTK ‘nun 97 inci maddesinin gereğinin yerine getirmemiş sayılacağından davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, geçici bakıcı ve tedavi giderlerinden trafik sigortası genel şartlarının A.5. Maddesi uyarınca SGK’nın sorumlu olduğunu ve bu kapsamda müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, SGK tarafından her hangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorularak bu miktarın tespitinin yapılması ve tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, ilk derece mahkemesince temerrüt faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak tespit edildiğini, gerekli evrakların müvekkile sunulmamış olduğundan, tespit edilen temerrüt tarihinin hatalı olduğunu, davacının başvuru evraklarının müvekkili kuruma 13.12.2016 tarihinde ulaştığını, 26.12.2016 tarihi faiz başlangıç tarihi olarak esas alındığını, müvekkil kuruma başvuru sırasında başta sağlık kurulu raporu olmak üzere, talebi değerlendirmeye yarar belgeler sunulmamış olduğundan ve bu nedenle usulüne uygun bir başvuru bulunmadığından, müvekkilin başvuru tarihinde temerrüdünden bahsedileyeceğini, faiz başlangıcının dava tarihi olarak dikkate alınması gerektiğini, davacının plakası tespit edilemeyen bir araç nedeniyle maluliyetinin oluştuğuna ilişkin somut bir delil bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen araç sürücüsü belli olduğundan, Mahkemece, aracın plakasının araştırılarak, kazaya sebebiyet veren aracın cinsinin, tespitinin yapılması, işbu duruma göre trafik sigortası yaptırma zorunluluğu olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, kazaya sebebiyet veren aracın 50 cc altında motosiklet olması halinde müvekkili kurumun söz konusu kazada oluşan maluliyetten sorumlu bulunmayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından davacının 18.11.2015 tarihli şikayetçi ifade tutanağında; olay günü saat 19:15 sıralarında yanında 8 yaşındaki kardeşi … ile birlikte … mahallesinden misafirlik dönüşü ikametlerine yaya olarak gittiklerini, … caddesinden … kavşağına giriş sırasında kaldırım olmadığı için yolun sağından yürürken rengini ve markasını alamadığı bir motosikletin kendileri ile aynı istikamette seyir halindeyken arkalarından gelerek yol kenarında çarptığını, yaralandıklarını, gelen sivil araçların hastaneye sevk ettiklerini, kazanın nasıl olduğunu tam olarak hatırlamadığını, şahsın yaya olarak yürürken arkadan gelip çarptığı için nasıl kaza yaptığını bilmediğini beyan ettiği, 05.04.2016 tarihli müşteki-mağdur ifade tutanağında özetle; olay günü annesi … ve kardeşi … ile birlikte saat 19:00 civarında misafirlikten dönerken … caddesi üzerinde … mahallesi tarafından karşıya geçerken bir anda ters yönden gelen plakasını alamadığı, üzerinde bir kişi bulunan motosikletin aniden kendisine ve kardeşine çarptığını, ardından şahsın üzerine düştüğünü, ön dişlerinin motosiklet sürücüsünün alnına çarptığını, kendine geldiğinde hastanede olduğunu beyan ettiği, …’in bila tarihli ifadesinde özetle; … ve …’in öz çocukları olduğunu, olay günü birlikle … caddesi üzerinden ikametlerine doğru ilerledikleri esnada aniden arkalarından hızlı bir şekilde gelen motosiklet sesi duyduğunu, sağ tarafında yürüyen … ve …’a hızlı bir şekilde çarptığını çarptıktan sonra motosikletin üzerindeki şahsın kızının kafasına doğru fırladığını, motorun da …’ın ve kızının ayağına çarptığını gördüğünü, vatandaşların vardımıyla Cizre Devlet Hastanesi’ne götürdüğünü beyan ettiği, 18.11.2015 tarihli şikayetçi ifade tutanağında özetle; olay günü saat 19:15 sıralarında … ve … ile birlikte … caddesi üzerinden ikametlerine doğru ilerledikleri esnada aniden arkalarından hızlı bir şekilde gelen motosiklet sesi duyduğunu, daha sonra sağ tarafında yürüyen kızı … ve oğlu …’a hızlı bir şekilde çarptığını, üzerindeki şahsın …’in kafasına doğru fırladığını, motorun ayaklarına çarptığını, kızı ve oğlunun yaralandığını, olay yerine gelen vatandaşların yardımıyla Cizre Devlet Hastanesi’ne götürdüğünü beyan ettiği, 05.04.2016 tarihli müşteki-mağdur ifade tutanağında özetle; olay günü oğlu … ve kızı … ile birlikte saat 19:00 civarında misafirlikten döndüklerini, … caddesi üzerinde … mahallesi tarafından karşıya geçerken bir anda ters yönden gelen plakasını alamadığı, üzerinde bir kişi bulunan motosikletin aniden oğlu ve kızına çarptığını, akabinde sürücünün kızının üzerine düştüğünü, ön dişlerinin sürücünün alnına çarpıp kırıldığını, motosiklet çok hızlı olduğu için yaklaşık 20-30 metre sürüklendiğini beyan ettiği, görülmüştür. Polis memurları tarafından düzenlenen 24.04.2014 tarihli “Görgü Tespit Tutanağında; olay yerinde kazaya dair iz, eser veya emareye, motosiklete rastlanmadığı, cadde üzerindeki mevcut mobese kameralarının elektrik kesintisi nedeniyle faal durumda olmadıkları, başkaca güvenlik kamerası bulunmadığının belirtilmiştir. Olay yerine intikal eden Cizre İlçe Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği’nden Polis Memurları … ile … tarafından tanzim olunan “Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; 37.32362,42.18569 koordinatlı olay mahalli azami 50 km/saat hız sınırlamalı yerleşim yeri içi, cadde yolu, iki yönlü, 6 metre şerit-10 metre platform genişliğinde iki şeritli, asfalt kaplama, yüzey kuru, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, vakit gece, hava ve görüş açık olup mahalde 2 metre genişliğinde kaldırım, aydınlatma bulunduğu, oto korkuluk, banket, şerit çizgisi, trafik işaret levhası, trafik lambası, görüşe engel cisim, geçit, kavşak, kazaya etken yol sorunu bulunmadığı belirtilerek, “Kaza Özeti’”nde; yaralamalı kaza anonsu üzerine hastaneye gidildiğinde Cizre Devlet Hastanesi’nde yaralı olarak yatan ve motosiklet sürücüsü olduğunu beyan eden …’e sorulduğunda; … caddesinde Otogar istikametinden Dörtyol kavşak istikametine giderken Belediye binası önündeki kazayı nasıl yaptığını tam olarak hatırlamadığını, motosikletin plakasını, marka ve modelini bilmediğini, motosikleti tanımadığı birinden kiraladığını, kimin götürdüğünü bilmediğini belirttiği, yaralı olan ve yaya olduklarını beyan eden … ve …’e sorulduğunda; … caddesi belediye önünden yolun karşısına geçerken kendilerine plakasını ve markasını bilmedikleri bir motosiktetin çarptığını belirttikleri, kaza yeri incelendiğinde kaza ile ilgili bir iz ve emareye rastlanmadığı, motosiklet kayıp olduğu için kaza yeri terk düzenlendiği ve kusur belirtilmediği, bir sürücü ve iki yayanın yaralandığının belirtildiği çizilen Kaza Krokisinde; çarpışma noktasının orta refüj ile bölünmüş … caddesi yolunun … istikametinden … kavşak istikametine kesiminin orta hizasına yakın bir noktada ve belediye binası ön hizasında işaretlendiği, yolun sağında … sokak yolu ile kaldırım bulunduğunun resmedildiği görülmüştür. Dosya kapsamında bulunan yukarıya aktarılan soruşturma aşamasında alınan davalı sürücü, mağdur ifadelerinden olayın oluş şeklinin birbirini doğruladığı ve motosikletin karıştığı bir trafik kazası gerçekleştiği anlaşıldığından davalı vekilinin kazanın varlığının ispatlanamadığına ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davalı sürücünün olay tarihinde 17 yaşında ve ehliyetsiz olması da göz önüne alındığında motosikletin kime ait olduğunu ve plakasını söylemekten kaçındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece teknik bilirkişiden alınan raporda, eldeki veriler ile teknik bilgiler değerlendirilerek motorun cinsi ile ilgili olarak; “..somut olayda davalı sürücü …’in yönetimindeki taşıt olay yerinden kaçırıldığı için üzerinde inceleme yapılamamasına rağmen beyanlarda ve tutanaklarda taşıtın motosiklet olarak belirtildiği, bisiklet, elektrikli bisiklet veya motorlu bisiklet (moped) olarak belirtilmediği, motosikletin silindir hacmini gösteren herhangi bir belgenin bulunmadığı, asgari düzeyde araştırma yapılabilecek nitelikte marka, tip ve model yılı vb. verinin bilinmediği, beyanlar ve tutanaklar esas alındığında içten yanmalı motor hacmi 50 cc (cm3) üzerinde (L3) sınıfı iki tekerlekli motosiklet olduğunun, dolayısıyla da motorlu taşıt yapısı gereği olay tarihinde tescili ve ZMM(Trafik) sigortası yaptırılması zorunlu araçlardan olduğunun kabulü gerektiği” kanaati bildirilmiştir. Bilirkişi raporu …na 07/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş itiraz dilekçesi verilmemiştir. Davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan motosikletin tescile tabi olmadığı yönüne ilişkin istinafın reddi gerekmiştir.Kazaya karışan aracın sigortası bulunmadığından davalı …na davacı vekili tarafından başvuru yapıldıktan sonra dava açıldığına göre KTK’nın 97.madddesindeki başvuru koşulu yerine getirildiğinin kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.SGK dan gelen cevapta ödeme yapılmadığı belirtildiğinden bu yöne ilişkin istinaf yerinde değildir.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici bakıcı ve tedavi tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Somut olayda; davacı tarafından dosyaya sunulan, davalı …nın kaşesine göre, davalıya 13.12.2016 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup bu tarihten sonraki 8. işgününün sonu olan 26.12.2016 itibariyle davalı sigorta şirketi temerrüde düşmüştür. Davalı … yönünden bu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından istinaf talebi yerinde değildir.İstinaf dilekçesi ekinde ibraz edilen uzlaşma tutanağında davalı …’in, davacı için 90.000,00 TL harcadığı beyanının davacı tarafından kabul edildiğine ilişkin bir belge yada ödeme belgesi bulunmamaktadır. Kaldı ki bu durumda davacıya rücu edecek olan … olacağından ayrıca belgeye dayanmayan ödeme iddiası kabul edilemeyeceğinden davalının bu yöndeki istinafı da yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.249,74 TL harçtan peşin alınan 1.562,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.687,24 TL harcın davalı …ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.08/12/2022