Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/2015 E. 2021/59 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/2015
KARAR NO : 2021/59
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
NUMARASI: 2018/297 Esas – 2020/340 Karar
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.03.2017 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Ordu Fatsa Devlet Karayolu Bolaman Mevkiine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkiline ait … plakalı aracın pert hale geldiğini, … Sigorta tarafından yapılan değerlendirme sonrası aracın perte ayrılması gerektiği ve 46.000,00 TL ödeneceğinin bildirildiği, sonrasında aracın kiralık olarak kullanıldığından bahisle araç değeri olarak 27.600,00 TL ödeme yapılacağının bildirildiğini, aracın kiralık olarak kullanılmasının söz konusu olmadığı için bu ödemenin kabul edilmediğini, kaza sonrası yolculardan alınan ifadelerden aracın kiralık olarak kullanıldığına dair hiçbir beyan bulunmadığını, aracın kiralanmadığını, taşınacak yükün nakli için birkaç günlüğüne ödünç olarak … teslim edildiğini, pert bedelinin bugüne kadar ödenmediğini belirterek 46,000,00 TL araç pert bedeli ve 4,001,00 TL ticari kazanç kaybı olmak üzere toplamda 50,001 TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Muaccel olan sigorta tazminatının ancak bütün rehinli alacaklıların rızası ile malike ödenebileceğini, araç üzerinde rehin bulunduğundan davacının dava ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacının, tahkim kuruluna yaptığı başvurunun da dava ehliyeti olmaması nedeniyle reddedildiğini, aracın kiralanmış olduğunun tespit edildiğini, zarar miktarının proporsiyon uygulanarak tespit edilmesi gerektiğini, aracın hurdaya ayrılması ve gereken belgelerin sunulması sonrası ancak tazminatın talep edilebileceğini, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa kazanç kaybı teminatı verilmediğini bu bağlamda kazanç kaybı talebinin reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın aktif husumet yokluğundan reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … Bankası’nın dahili davalı olup Hukuk Usul Kanuna göre vasfı bulunmadığını, müvekkil …’in arabası olan … plakalı araç 27/03/2017 gününden bu yana müvekkilin elinde olmayıp müvekkile teslim edilmediğini, kaza gününden bu yana da araç kredi taksitlerini düzenli ödediğinden rehin borcu kalmadığını, aracın trafikten çekme işlemi nedeniyle tescilinin silindiğine dair belgenin dosya içerisinde delillere bildirilmiş olmasına rağmen tekrar dilekçe ekinde sunduğunu, dosyada halihazırda bulunan evraklar olmamasına rağmen bütün dosya kapsamının yanlış değerlendirilmesinin gerçeğin olduğu gibi görülememesinin hukuksal nedeni anlaşılamadığından tekrardan sunulduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazların dikkate alınarak dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.İlk Derece Mahkemesince dava konusu araç üzerinde daini mürtehin hakkı sahibi … Bankasından gelen cevapta, araç kaydına, davacıya kullandırılan kredinin teminatı olarak rehin konulduğu, sigorta bedeli üzerindeki öncelikli rehin haklarından feragat anlamına gelmemek kaydıyla mahkemece tazminata karar verilmesi halinde sigortalıya ödenmesi konusunda kayıtsız şartsız muvafakat ettiklerini bildirmesi üzerine, şarta bağlı muvafakat olamayacağından ve dain-i mürtehinin muvafakat vermiş olduğu kabul edilemeyeceğinden açıklanan sebeplerle davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunmadığından davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacı vekili istinaf dilekçesine eklediği …Bankasının 01/07/2020 tarihli yazısı ile davacının kullandığı 47.000,00 TL tüketici kredi borcunun 25/12/2019 tarihinde kapandığının bildirildiği yine Uyap ortamından alınan araç özet bilgilerinde banka ile ilgili rehin, haciz gibi şerhlerin bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda bankanın kredi borcu kalmadığına göre onayına da ihtiyaç bulunmadığından mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/01/2021