Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/20 E. 2022/446 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/20
KARAR NO: 2022/446
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2015/1050 Esas – 2019/693 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 27.06.2015 tarihinde meydana gelen kazada davacıların murisi …’in vefat ettiğini, davacıların olay nedeni ile ölenin desteğinden yoksun kaldıkları ve maddi-manevi zarara uğradıklarını belirterek davacılar … için 50.000 TL, … için 30.000’er TL olmak üzere toplam 170.000 TL manevi tazminatın davalılar … Sanayi Tic. Şti.’ den kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, davacılar …için şimdilik asgari 1.000’er TL olmak üzere toplam 3.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı alacağının HMK m107/1 gereği bilirkişi incelemesi neticesinde desteğin tam olarak belirlenmesi halinde artıracağı meblağ yönünden kaza tarihinden, mümkün olmadığı takdirde davalıların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın müvekkili şirkete tarafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı müvekkili şirkete müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu, … numaralı hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirket poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini ve hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatını davacılara ödediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu, müteveffanın kendilerine destek olduğunu ve zararını ispat etmesi gerektiğini, şartları varsa müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kabul halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Ltd. Şti . ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza nedeniyle sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında davacı tarafın tüm zararlarının karşılandığını, davacıların talep ettiği tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat talepleri yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı … için 25.000,00-TL, Davacı …için 15.000,00-TL, davacı… için 15.000,00-TL, davacı … için 15.000,00-TL ve davacı …için 15.000,00-TL olmak üzere toplam 85.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Tic. Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … Ltd. Şti . ve… vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalılar … Ltd. Şti . ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ATK nun kusur raporunu ve oranlarını kabul etmediklerini, müteveffanın ağır kusurlu olduğunu, Manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, kazaya karışan araçta da herhangi bir bozukluk olmadığından müvekkili şirketin manevi tazminat bakımından sorumlu da olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 27.06.2015 günü, saat 19:30 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı kamyonet ile … caddesini takiben seyir halinde iken olay mahalli kavşağa geldiğinde aracının sol yan kısımları ile seyir istikametine göre sol tarafındaki yoldan Hamidiye caddesini takiben seyreden müteveffa bisiklet sürücüsü… sevk ve idaresindeki bisikletin ön kısımlarının çarpışması neticesinde meydana gelen kazada, …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.Davalılar vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Kaza tespit tutanağında bisiklet sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK 47/10 kuralını (Trafiği tehlikeye düşürmek), sürücü …’nın ise 52/1-A kuralını (kavşaklara girerken hızını azaltmamak) kuralını ihlal ettiği açıklanmış, Mahkemece alınan ATK kusur raporunda “A-Davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki araçla kavşak mahalline asgari hızla müteyakkız bir şekilde yaklaşmamış, çarpışma öncesinde zamanında etkili tedbir almayıp dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile % 30 oranında kusurlu, B-Müteveffa sürücüsü…’in sevk ve idaresindeki bisiklet ile yola gereken dikkati verememiş, kavşağa mevcut hızı ile kontrolsüz bir şekilde girip ilk geçiş hakkını davalı idaresindeki kamyonete bırakmamış, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup olayda % 70 oranında kusurlu olduğu belirlemiştir. Bu durumda kaza tespit tutanağı ile Mahkemece alınan kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Davalı … Şti., … plakalı kamyonetin maliki olduğuna göre, işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğundan, sorumluluğa yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile davacılar lehine hükmedilen toplam manevi tazminat miktarı yukarıda açıklanan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacılar vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle, davalılar … Ltd. Şti. ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … Tic. Ltd. Şti. ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.806,35 TL harçtan peşin alınan 1.452,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.354,35 TL harcın davalılar …. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/03/2022