Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1983 E. 2022/2030 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1983
KARAR NO: 2022/2030
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/12/2019
NUMARASI: 2017/446 Esas – 2019/1240 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/07/2015 günü, davalıların malik, sürücü ve trafik sigortacısı olduğu … plakalı ticari taksinin Zeytinburnu ilçesi, … Caddesi üzerinde seyir halinde iken yolcu almak için aniden sol şeritten sağ şerite geçip yine aynı şekilde durması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında davacı …’nin babası…’nin vefat ettiğini, anne … ve baba …’in daha önce boşanmış olmaları nedeniyle davacı …’nin annesinin velayeti altında bulunduğunu, olay tarihinde 11 yaşını süren …’in öğrenci olduğunu, herhangi bir kazancının bulunmadığını, babasının ölümüyle desteğinden yoksun kaldığını ayrıca, çok erken yaşta babasının kaybı nedeniyle manevi olarak boşluğa düştüğünü belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan 250.000,00 TL manevi tazminatın ise işleten ve sürücü olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2015 yılı Temmuz ayında sevk ve idaresindeki ticari taksi ile Bakırköy Sahil yolu üzerinde seyir halinde iken aracının arıza yapması sebebi ile aniden yol kenarında durmak zorunda kaldığını, kaza yeri ile ilgili tedbirleri almaya dahi fırsat bulamadan arkadan gelen araçların çarpması sonucunda zincirleme kaza meydana geldiğini, müteveffanın zincirleme kazaya karışmadığını, aşırı hız sebebi ile kullanmakta olduğu kamyoneti orta refüje çarpmak sureti ile ölümlü kaza yaptığını, müvekkilinin …’nin ölümüyle sonuçlanan olayda kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu olayla ilgili olarak Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/372 esas sayılı dosyası ile yargılandığını, kusursuz bulunarak beraatine karar verildiğini, dosyanın halen temyiz aşamasında bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın 17/09/2014-17/09/2015 kapsar şekilde ZMMS poliçesi gereğince müvekkili şirket tarafından teminat altına alındığını, dava konusu uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğini, ayrıca davanın açılmasına müvekkili sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu, araştırma merkezinden alınan uzman raporu ile adli tıp raporunun çeliştiğini, ATK raporunun eksik ve hatalı olduğunu, mahkemenin ceza dosyasını bekletici mesele yapmadığını, ölen …’nin hız sınırına uymadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, olay anındaki hareketlerin göz ardı edildiğini, davalı ticari taksi şoförü …’nun ve vekilinin hem ceza yargılamasında hem de hukuk yargılaması yapan mahkemede ileri sürdüğü araçtaki arıza durumu ve kazanın mücbir sebeple olduğu iddiasının araştırılmadığını, müvekkilinin zarar gören üçüncü şahıs konumunda olup destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağına göre, 31.07.2015 tarihinde davalı sürücü …’nun idaresindeki, … plakalı otomobil (ticari taksi) ile sahil … Caddesi (Güney Yolu) üzerinde Bakırköy istikametinden Yenikapı istikametine doğru seyretmekteyken olay mahalli sağa yönelimli virajı geçtiğinde sağ şeritte durması, aynı istikamette sağ şeritte gerisinde seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin de önünde duran taksi nedeniyle durması, bu aracın gerisinden gelen sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin de sağ şeritte durması, bu sırada aynı istikamette daha geriden gelen sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonetin ise önünde aynı yönde durmuş … plakalı otomobili fark ettiğinde çarpmamak için sola direksiyon manevrası yapmasıyla sol taraftaki orta refüj bariyerlerine çarpıp sağa savrularak durur haldeki … plakalı otomobile çarpması, ardından sürüklenen kamyonetin daha ileride yine sağ şeritte duraklayan durmuş olan … plakalı otomobile çarpması neticesi davaya konu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kazada vefat eden sürücü …’nin kızı olan davacının eldeki davayı açarak destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında davalı sürücü …’nun KTK 58. maddesini, vefat eden sürücü …’nin KTK 52/1-c maddesindeki kuralları ihlal ettiklerinden kusurlu oldukları belirtilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Bakırköy 9.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/372 Esas sayılı dosyasında alınan 27.11.2015 tarihli kusur bilirkişi raporunda, sürücü …’nun 1.derecede asli kusurlu, müteveffa sürücü …’nin 2.derecede tali kusurlu olduğu, sürücüler … ve …’in kusursuz oldukları, ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 28.03.2016 tarihli kusur raporunda ise davalı sürücü …’nun kusursuz olduğu, sürücüler … ve …’in de kusursuz oldukları, müteveffa sürücü …’nin ise asli derecede tamamen kusurlu olduğu belirtilmiş, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından İlk Derece Mahkemesi için düzenlenen 06/05/2018 tarihli raporda da aynı görüş tekrar edilmiştir. İtirazların incelenmesi için ATK’ dan rapor istenmesi üzerine Trafik İhtisas Dairesi bünyesinde oluşturulan 01/11/2019 tarihli Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu tarafından ele alınan dosyada yapılan görüşmeler ve değerlendirmeler sonucu oy birliği ile hazırlanmış 07/11/2019 tarihli raporda da aynı görüşe varılarak kusur belirlenmiştir. Davacı vekili tarafından ibraz edilen 29/04/2019 tarihli İTÜ İnşaat Fakültesi Ulaşım ve Trafik Güvenliği biriminden seçilen öğretim görevlilerinden alınan özel mütalaa da ise müteveffa sürücü … ile davalı sürücü …’nun eşit derecede %50 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir. Ceza Mahkemesinden beraat kararı verilmiş olup kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay’da temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince ceza davasında verilen beraat gerekçesine göre ceza dosyasının bekletici mesele yapılarak soncuna göre kusur durumu netleştirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022