Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1980 E. 2021/349 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1980
KARAR NO: 2021/349
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
NUMARASI: 2019/467 Esas – 2020/36 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 26/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’ın eşi, …’ın annesi … 04/05/2015 tarihinde … plakalı aracı ile geçirdiği trafik kazası neticesinde 37 yaşında vefat ettiğini, müteveffanın ölümü ile eşi ve çocuğunun destekten yoksun kaldığını, müteveffanın kazadan önce Burdur Yeşilova Dereköy ortaokulunda müdür vekilliği görevi yaptığını ve aylık 3.263,71 TL kazanç elde ettiğini, … plakalı aracın davalı … nezdinde ZMMS sigortalı bulunduğunu belirterek davacı … için 1.000 TL, davacı … için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde … no.lu Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Poliçesi ile 07/06/2014-07/06/2015 tarihleri arasında … adına sigortalı olduğunu, bu poliçedeki bedeni zarar teminatının sigortalının kusurlu olması halinde ve kusur oranı ile sınırlı olmak üzere kaza tarihi itibariyle kişi başına azami 250.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu, …’ın dava konusu kazada müvekkil şirkete sigortalı aracın hem sürücüsü hem işleteni olup, kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunun sabit olduğunu davacının taleplerini ZMSS poliçesi teminatı dışında olduğunun davacının taleplerinin ZMSS poliçesi teminatı dışında olduğunu, dava konusu olayda davacıların murisinin kullandığı araçta tam kusurlu olarak meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeniyle davacıların talep ettikleri destekten yoksunluk tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, davacı taleplerinin sigorta teminatı dışında bulunduğunu,14/05/2015 tarihinde 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan trafik poliçesi genel şartları ile bu hususun açıkça düzenlendiğini, destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş; Bu karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 15/04/2019 tarih, 2017/1361 Esas ve 2019/457 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin destek paylarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; “1-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 2-Davacı … için 175.279,00 TL maddi tazminat bedelinin, davacı … için 22.485,12TL maddi tazminat bedelinin dava tarihi olan 24/08/2015 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazaya karışan aracın zmms poliçesinde kişi başına ölüm ve sakatlık teminatı limitinin 268.000,00 TL olduğunu, bu nedenle 268.000,00 TL teminat limiti üzerinden hesaplama yapılması gerekirken 290.000,00 TL üzerinden hesaplama yapılarak müvekkili şirket bakımından teminat limitinin üzerinde hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporu hazırlayan bilirkişinin hazineye kayıtlı aktüerya bilirkişi olmadığından yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, davacıların miras bırakanı sürücü …’ın sevk ve idaresindeyken, %100 kusurlu olarak 07/06/2014 tarihinde tek taraflı kaza yapması sonucu, …’ın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince ilk verilen kararında hükme esas alınan aktüerya bilirkişi ek raporunda, müteveffanın sağ olan anne ve babasına pal ayrılmadığı için Dairemiz kararı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş, sonrasında alınan ek akterya raporunda müteveffanın sağ olan anne babasına da pay ayrılarak hesaplama yapılmıştır. Dosyada bulunan kazaya karışan … plakalı aracın zmms poliçesinde kişi başına ölüm ve sakatlık teminatı limitinin 268.000,00 TL olarak yazılı ise kazanın meydana geldiği tarihte poliçe teminat limiti 290.000,00 TL’ye çıkartılmıştır. Dosyada bulunan kök ve ek aktüerya bilirkişi raporlarında teminat limiti 290.000,00 TL olarak kabulüyle hesaplama yapılmış ve İlk Derece Mahkemesince de gerek ilk hüküm gerekse ikinci hüküm 290.000,00 TL teminat limitine göre kurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından mahkemenin gerek ilk kararında gerekse istinafa konu ikinci kararında hükme esas alınan aktüerya raporunun istinaf talep eden davalı vekiline tebliği üzerine verilen bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçelerinde açıkça teminat limitinin yanlış belirlendiği yönünde itiraz edilmediği, yine ilk kararda açıkça teminat limiti 290.000,00 TL olarak karar verildiğinin gerekçede açıklandığı ve 290.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği halde davalı vekilinin ilk karara karşı teminat limitinin 268.000,00 TL olması gerektiği yönünde istinaf talebinde bulunmadığı görülmektedir. O halde davalı … şirketinin kaza tarihinde zmms poliçesinde kişi başına ölüm ve sakatlık teminatı limitinin 290.000,00 TL ile sorumlu tutularak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hükümde, teminat limiti 290.000,00 TL olarak kabul edilerek bu miktar üzerinden tazminatın hüküm altına alındığı ve davalı vekilinin bu yöndeki ilk hükmü istinaf etmediği ve bu hususta davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin teminat limitine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Dosyada bulunan bilirkişi yemin ve teslim tutanağında hükme esas alınan aktüerya raporunu düzenleyen bilirkişi Yıldırım Timur’un aktüerya (iş göremezlik /destekten yoksun kalma) alanında uzmanlığı bulunduğu açıklandığına göre davalı vekilinin bilirkişinin uzmanlığına ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 13.509,27 TL harçtan peşin alınan 3.377,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.131,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık, …’ın oğlu … yönünden kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/02/2021