Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1976 E. 2022/2184 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1976
KARAR NO: 2022/2184
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2017/894 Esas – 2019/519 Karar
DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, dava dışı …’den alacağı kapsamında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E. sayıyla başlattığı takipte, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini; duruma üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ üzerine muttali olduğunu; takip borçlusunun müvekkili şirket nezdinde 2.505,14 TL cari hesaptan kaynaklanan alacağı bulunduğunu, bu tutarın da icra dosyasına ödendiğinden bahisle birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usule uygun tebliğ edilmeden doğrudan üçüncü ihbarname gönderilmesinin dava dışı takip borçlusu şirketin müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığı tespitiyle davalının %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, dava açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretini uhdesinde bırakılması gerektiğini, cari hesap ilişkisinde, borç-alacak durumunun birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihe göre belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın tebligat parçalarının icra dosyasında bulunmadığına yönelik itirazının doğru olmadığını, zira İstanbul Anadolu 7.İcra Ceza Mahkemesinin 2016/295 E. sayılı dosyasından istendiğini, icra dosyasında birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine cevap verilmiş olabileceği ihtimali düşünülerek arandığını, bulunmaması üzerine yasal hakları olarak üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, nitekim üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine icra dosyasına 2.505,14 TL ödendiğinden bahisle davanın ve tazminat talebinin reddiyle davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 3.kişi … Ltd. Şti’nin kendisine gönderilen İİK 89/3 maddesi ihbarnamesine göre takip borçlusuna borçlu olmadığının tespitine, koşullar oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun yapıldığını, davacının dava dışı firma borcunu 1. ve 2.haciz ihbarnamelerine rağmen dosyaya ödemediğini, söz konusu davaya sebebiyet veren müvekkil şirket olmadığından aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilemeyeceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun tüzel kişilere tebliğe ilişkin 12.maddesinde; “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır”, aynı yasanın 13.maddesinde; “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır” hükümleri yer almaktadır. Tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken Tebligat Tüzüğü’nün 18. maddesinde ise ” ….tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, hükmi şahsın o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Şu kadarki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tesbit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ ne takip başlatıldığı ve takip kapsamında takip borçlusuna borçlu olduğu iddiasıyla davacıya gönderilen birinci haciz ihbarnamesine ilişkin tebligat zarfına bakıldığında, daimi çalışan ehil yetkili imzasına tebliğ edildiği belirtilmiştir. Ancak borçlu şirketin temsilcisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin daimi çalışana yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, Mahkemece davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde dava dışı takip borçlusu … Şirketine borçlu olmadığı tespit edilmiş olup aksi yönde davalı … A.Ş. tarafından herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Kabule göre mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumluluğuna karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-946 Esas ve 2021/540 Karar sayılı kararı). Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.164,15 TL harçtan peşin alınan (54,40+1.486,63=)1.541,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.623,12 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/11/2022