Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1964 E. 2022/2170 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1964
KARAR NO: 2022/2170
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/11/2019
NUMARASI: 2016/1197 Esas – 2019/1204 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2015 yılında kaza geçirdiğini, kazaya karışan aracın ve kusur durumunun tespit edilemediğini, bu sebeple davanın …na yöneltildiğini belirterek müvekkilinin maluliyet oranının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1000,00 TL tazminatın davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikli başvuru şartı yerine getirilmediğinden reddinin gerektiğini, dava dilekçesi ve eklerinden anlaşıldığı üzere söz konusu kazanın meydana geldiği yerde herhangi bir iz, delil ve görgü tanığı bulunmadığını, Yargıtay’ın da tespit edilemeyen araçlarla ilgili olarak vermiş olduğu kararların bu yönde olduğunu, söz konusu dosyanın devam etmekte olan ceza davası var ise ceza dosyasındaki C.Başsavcılığının kazaya neden olan araçla ilgili daimi arama kararının dosyaya sunulması gerektiğini, Yeni Trafik Poliçesi Genel Şartları ile birlikte sağlık giderlerinin tamamen SGK’nın sorumluluğuna bırakılmış olduğunu, müvekkilinin geçici iş görmezlik-kazanç kaybı tazminatına ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilgili kazada failin bulunmadığını, kusura ilişkin herhangi bir rapor alınmadığını, savcılık dosyasından alınan uzman raporu ve müvekkilinin beyanlarının dikkate alınmadığını, dosyaya tanık sunulamadığından delilsiz olarak değerlendirildiğini, bir an için mahkemenin verdiği kararın doğru olduğunu kabul etsek bile kusur raporu alınmadan hesaplama yapılmasının usul yönünden hukuka aykırı bir karar olduğunu müvekkilinin zaten reddedilecek bir davada fazladan karşı vekalet ödeme durumuyla karşı karşıya kaldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı, Cumhuriyet Başsavcılığında 02/12/2015 tarihinde verdiği hazırlık ifadesinde; “30/11/2015 günü 04.30 sıralarında Zeytinburnu … mahallesi … caddesi … benzin istasyonu yakınlarında … plakalı kendi sevk ve idaremde olan … marka aracımı sağa çektim, sol arka kapısını içeriden bir şey almak için açtım, marka ve modelini hatırlamadığım bir kamyonet beni farketmemiş olmalı ki beni aracımın kapısıyla kendi aracı arasında sıkıştırdı, ben yere düştüm sol üç parmağım koptu, bana çarpan şahıs hiç aşağı inmedi kaçıp gitti, ben kendi imkanlarımla yakınımda bulunan Zeytinburnu …. Hastanesine gittim, … beni Bağcılar Devlet Hastanesine sevk ettiler. Tedavim hala devam etmektedir. Bana çarparak bu şekilde mağduriyetime sebep olan şahıstan davacı ve şikayetçiyim. Uzlaşmak istemem.” beyanında bulunmuştur. Sürücüsüz olarak polis memurlarınca bulunup otoparka çekilen araç üzerinde inceleme yapıldığı tutanak düzenlendiği ve doku incelemesi yapıldığı görülmüştür. Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün raporunda “… hakkındaki evrak tetkik edildi. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 01.12.2015 tarih, … protokol sayılı rapor fotokopisinde; trafik kazası ifadesiyle yapılan muayenesinde; genel durum iyi, şuur açık, sağ el 5.parmak ampute, 4. ve 3. Parmakta ampute, sırtta abrazyon olduğu, (2×10) eklem grafisinde 3.4.proksimal Çalanks orta kesimde parçalı multiple distali belirgin deplase görünümde fraktürler izlendiği, 5.parmak proksimal Falank ortasından itibaren ampute görünümde ve proksimal falanksta parçalı multiple İraklür hatları izlendiği, beyin bt nin normal sınırlarda olduğu, epikriz raporunda 3-4.parmak subtotal 5.parmak proksimal falanks seviyesinden total amputasyon oluşan hastanın 3-4. Parmaklarda revükülarizsyon, 5.parmağa replantasyor yapıldığı, 5.parmağın dolaşımı olmaması sebebiyle ampute edildiği, ayaktan takiplerinde crush tarzı yaralanmadan kaynaklı nekroz enfeksiyon gelişen hastaya operasyon amaçlı tekrar yatırıldığı, sol el 3.4.parmak volar zon 2.de kirli granüle tam katlı doku defekti mevcut olduğu kayıtlı olduğuna, Mevcut tıbbi evrakta tarif edilen sol elde 3-4-5.parmakta doku kayıplı açık kırıklara neden olan yaralanmasının;1- Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafıf (1), orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık olması nedeni ile skorlama yapılarak; şahısta saptanan kırıkların müştereken, hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğuna” ilişkin belirlemeler mevcut olduğu görülmüştür. Mahkemece, davacının hazırlıkta verdiği ifade, aracın üzerinden alınan kırmızı lekeler ile davacının kan örnekleri üzerinde yapılan DNA incelemesi, aracın yol kenarında bulunup otoparka çekilmesi ve olayın daimi aramaya alınması, epikriz raporunun birlikte değerlendirilmesi ve olayın anlatıldığı şekilde olup olmadığı yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesinden illiyet ve kusur raporu alınmadan, yine ATK 3. İhtisas Dairesinden mevcut yaralanmanın davacının ifadesi ile uyumlu olup olmadığı hususunda illiyet bağına ilişkin açıklama almadan, hükme esas alınamayacak kusur raporuna dayanılarak eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı/Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/11/2022