Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1937 E. 2022/2101 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1937
KARAR NO: 2022/2101
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2019/190 Esas – 2019/1001 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/06/2011 günü davalı şirkete sigortalı olan … plakalı araçta müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı motosikletin karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralandığını, kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçici iş göremezlik ve daimi iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı tarafça ıslah ile arttırılan davanın kısmen kabulü ile, 368,74 TL geçici iş göremezlik ve 19.655,98 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 22.024,72 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusur dağılımının bilirkişi tarafından hatalı olarak yapıldığını,raporun tek bilirkişiden alındığını, sigorta şirketlerine yazılı başvuru şartı bulunmakta olduğunu, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmiş olduğunu, … plakalı motosikletin tek kişilik olup, motosiklere istiap haddini aşacak şekilde iki kişi binerek kazanın meydana gelmesine sebebiyet verildiğini, raporda bu durumun da incelenmemiş olduğunu, davacının müterafik kusurunun sabit olduğunu, tedavi gideri teminatına ilişkin olan taleplerin SGK’ya aktarıldığını, davacı yanın tedavi gideri teminatı kapsamında olan bakıcı gideri talebinin SGK’ya yöneltilmesi gerektiğini, talebin, “sağlık gideri teminatı” kapsamında değerlendirilmesi halinde ise bakıcıya ihtiyaç duyulan sürelerin tespiti sonrasında bakıcıya ödenen ücretin belgelenmesi gerektiğini, şirket ile davacı yan arasında ticari bir ilişki bulunmaması sebebiyle avans faize ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle yapılan değişikliğinin 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Somut olayda davanın 05/12/2015 tarihinde kanun değişikliğinden önce açıldığı nedenle bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur raporunun istinaf talep eden davalı vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği, davalı vekilinin kusur raporuna karşı itirazda bulunmamıştır. Bu durumda kusur değerlendirmesi bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda ve soruşturma aşamasına ilişkin evraklar çerçevesinde kazanın istiap haddinden meydana geldiğine, kaza ile illiyet bağı olduğuna yönelik bir tespit bulunmadığı görülmekle bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Mahkemece dava konusu olay haksız fiilden kaynaklanmış olması ve kazaya sebebiyet veren aracın hususi nitelikte olması nedeniyle hükmedilen tazminata yasal faiz uygulanması gerekirken hatalı şekilde avans faizine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı faiz bakımından düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı tarafça ıslah ile arttırılan davanın KISMEN KABULÜ İLE:2.368,74 TL geçici iş göremezlik ve 19.655,98 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 22.024,72 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Fazlaya dair talebin REDDİNE, 4-Başlangıçta peşin olarak alınan 27,7 TL harcın ıslah harcı 116 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 1504,51 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.360,81 TL karar ve ilam harcının davalı tarafdan alınarak hazineye irat kaydına, 5- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 420,3 TL, bilirkişi ücreti 950 TL, olmak üzere toplam 1.370,3 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 895 TL yargılama masrafına, peşin harç 27,7 TL, ıslah harcı 116 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 1.038,7 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 475 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.23/11/2022