Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1936 E. 2022/2046 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1936
KARAR NO: 2022/2046
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
NUMARASI: 2016/1415 Esas – 2020/142 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/09/2013 tarihinde davalı nezdinde sigortalı olan … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, meydana gelen kazada araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, davacının kusurunun bulunmadığını, kazaya neden olan aracın davalıya sigortalı olması nedeniyle davadan önce davalıya başvuru yapıldığını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 500,00 TL sürekli iş göremezlik, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 500,00 TL bakıcı ve tedavi gideri olmak üzere toplam şimdilik 1.500,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 19.792,85 TL ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın müvekkili şirkete 21.12.2012-21.12.2013 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, kaza tespit tutanağından ve ifade tutanaklarından görüleceği üzere yaya …’nın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün davaya konu kazada herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının kaza nedeniyle meydana gelen bir maluliyetinin olup olmadığının varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında bulunmadığını, tedavisi tamamen tamamlanan ve kalıcı şekilde malul kalan davacının bakıma muhtaç olup olmadığı hususunun maluliyet raporu dışında ayrıca alınacak bir bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, kazaya karışan sigortalı aracın ticari araç olmaması nedeniyle hükmedilecek faiz oranının yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, 2.360,25 TL bakıcı giderine yönelik talebin feragat nedeniyle reddine, 12.969,09 TL sürekli iş göremezlik, 4.463,51 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 17.432,60 TL’nin 20/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının geçici iş göremezlik dönemindeki bakıcı giderlerinin hesaplanmamış olduğunu, ATK raporuna göre davacının 9 ay boyunca % 100 malul sayıldığını, bu nedenle 9 aylık brüt asgari ücret üzerinde davacının bakıcı gideri hesaplanması gerekirken bilirkişi raporunda hesaplanmadığını, dava dilekçesinde tedavi giderlerinin talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu konuda bir karar verilmemesinin yerinde olmadığını, kazaya neden olan aracın kamyonet olmasından ötürü avans faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 01.09.2013 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda, sürekli ve geçici işgöremezlik ile geçici bakıcı gideri hesaplandığı ve bilirkişi raporunun davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği halde davacı tarafça bilirkişi rapor tebliğinden önce verdiği ıslah dilekçesinde rapor doğrultusundaki miktar kadar arttırdığını beyan ederek ıslah dilekçesinde “Dosyada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile davacının sürekli iş göremezlik alacağı 12.969,09TL, geçici iş göremezlik alacağı 4.463,51TL, bakıcı gideri 2.360,25 TL olmak üzere toplam alacağı 19.792,85 TL olarak tespit olunmuştur. Bu nedenle HMK 107 uyarınca dava dilekçemiz ile talep edilen her iki tutar arasında 18.292,85 TL fark bulunması nedeniyle dava dilekçesinde talep etmediğimiz bu miktarı artırıyoruz.” talep edildiği açıklanmıştır. Yargılama sırasında tedavi giderine ilişkin hesaplama içermeyen bilirkişi raporuna herhangi bir itirazı olmamıştır. Dava dilekçesinde bakıcı ve tedavi gideri için 500,00 TL talebinde bulunmuş, ıslah dilekçesinde de talep ettiği bu gider yönünden tamamı bakıcı gideriymiş gibi ıslah etmiştir. Bu durumda mahkemece tedavi gideri konusunda hüküm kurulmamış ise de sonuç olarak davacı vekilinin ıslah dilekçesinde ki talebi ile bağlı kalınarak karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. HMK’nın 307. maddesine göre feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK’nın 309. maddesine göre feragat, kayıtsız şartsız olmalıdır. Başka bir ifadeyle şarta bağlı feragat geçerli değildir. Davacı vekili yargılama sırasında 7. celsede ” Davamızın kabulüne karar verilsin, mahkeme aksi kanaatte ise bakıcı gideri talebimizden feragat ediyo.ruz” beyanına göre feragat beyanının şarta bağlı olması nedeniyle geçersiz olduğundan bakıcı gideri için davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Dava dilekçesinde avans faizi talep edilmiştir. … plakalı aracın ruhsat bilgilerine göre kullanım şeklinin yük nakli-hususi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kazaya sebebiyet veren sigortalı araç, ticari olmadığından İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat bakımından temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun bakıcı gideri yönünden kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın KABULÜ ile 12.969,09 TL sürekli iş göremezlik, 4.463,51 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 2.360,25 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 19.792,85 TL’nin 20/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya ÖDENMESİNE,2-Davanın kabul edilen miktarı üzerinden belirlenen 1.352,04 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 63,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 1.259,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 63,00 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekaletname harçlarının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan 1.250,00 TL bilirkişi inceleme gideri, 321,80 TL müzekkere ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.571,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,6-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 65,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/11/2022