Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1910 E. 2022/2044 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1910
KARAR NO: 2022/2044
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/07/2020
NUMARASI: 2018/716 Esas – 2020/257 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …San Ve Dış Tıc.Ltd Şti.’nın malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 05.05.2018 tarihinde çift taraflı karıştığı kaza neticesinde hasarlandığını, aracın 29.11.2017-29.11 2018 vade … Kasko Poliçe numarası ile davalı … Sigorta Şirketine sigortalı olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde … Plakalı araçta KDV dahil 16.797,25 TL hasar meydana geldiğini, sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 250,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen hasar bedelinin alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak taraflarına ödenmesi için 04.06.2018 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 4. 000,00 TL hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 14. 06.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davaya konu kaza nedeniyle oluşan hasar bedeli temlik edene huzurdaki dava ikame edilmeden önce ödendiğinden haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu sigortalı araçta oluşan hasar bedelin 07.06.2018 tarihinde … San. Ve Dış Tic. Ltd Şti.’ye … Kasko Klozu uygulanarak %30 muafiyet tenzil edildikten sonra 8.250,90 TL tutarında ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkilinin dava konusu zarara ilişkin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun ispat etmesi gerektiğini, araçta meydana gelen hasar bedelinin, alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak müvekkili sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, her durumda davacının hasar taleplerinin miktar bakımından da kabulünün mümkün olmadığını, her halükarda asıl alacağı belirlemek için delil tespit gideri olarak ödenen ekspertiz ücretinin ancak yargılama giderleri ile birlikte hüküm altına alınabileceğini, davacının faiz başlangıcına ilişkin taleplerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 9.736,66 TL hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 14.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigortalı ile parça tedarikinde uygulanacak %30 muafiyet konusunda uzlaşma sağlanarak hasar tespit ve onarım işlemleri tamamlanarak 11.787,73 TL olarak tespit edilen hasar tutarı %30 muafiyetle sigortalıya 8.250,90 TL ödenerek zarar karşılandığını, aracın onarımı tamamlandıktan ve ödemesi yapıldıktan sonra tamamen gerçek dışı bilgilerle tanzim edilen temlik sözleşmesi esas alınarak alacağın tahsili isteminde bulunulduğunu, söz konusu alacağın temlik edildiği müvekkile tebliğ edilmediğini, davacının aracı onararak onarım bedeli alacağını temlik aldığı yönündeki sözleşmenin içeriği gerçek dışı olup, davaya konu temlik alacağının sebebe bağlı olması ve bu sebebin geçerli bir temel ilişkiye dayanması zorunluluğu karşısında davacının temlik veren ile arasındaki hukuki sebebi oluşturan temel işlemi ve bu temel işlemin geçerliliğini de ispat etmesi gerektiğini, müvekkilden onay alınmaksızın haricen yapılan onarımlar teminat kapsamı dışında olduğunu, meydana gelen zarar tamamen karşılandığından bakiye zarara hükmedilmesinin mümkün olmadığını, gerçek zararın giderilmesi ilkesi uyarınca, müvekkil sigorta şirketinin KDV’den sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin aracını onarırken KDV ödediğini ispatlaması ve yansıtma faturası kesmesi gerektiğini ancak dosya kapsamında davacının KDV ödediğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 05/05/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle temlik edene ait … plakalı araçta oluşan hasar bedelinin ve ekspertiz ücretinin poliçe ve limiti dahilinde davalıdan tahsili talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu … plakalı araç 29.11.2017- 2018 vade … Kasko Poliçe numarası ile davalı … Sigorta Şirketine sigortalıdır. Davacı temlik alan şirket tarafından araç maliki ile yapılmış temlik sözleşmesi ibraz edilmiştir. Davacı şirketin bu temlik sözleşmesi ile davalı sigorta şirketine, davalı tarafça sigortalısına ödeme yapmadan önce müracaat ettiği, dosyada bulunan irsaliyeli fatura örneğinden dava konusu aracın tamiri ile ilgili ve eksper ücreti faturasının davacı şirket adına düzenlenmiş olduğu görülmüştür. 6098 sayılı TBK’nın 183. maddesinde ise temlik “Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.” şeklinde tanımlanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3805 Esas 2019/9727 Karar sayılı kararında; “…Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi (somut olaydaki gibi) bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temliğe konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur. Şu halde, alacağın temliki ile mevcut alacağın(kısmi temlikte temlik edilen miktarın) alacaklısının yerine yeni bir alacaklının geçeceği kuşkusuz olup, Bölge İdare Mahkemesince, eldeki davada, devredilen alacak miktarı olan 255.000,00 TL için davacı …’ın aktif husumet ehliyeti yönünden bir değerlendirme yapılması gerekir.” belirlemesinde bulunmuştur. Somut olayda mahkemece ; dava dışı sigortalı … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından 05/05/2018 tarihinde meydana gelen kazadan kaynaklı davalıdan … plakalı araçta oluşan hasar bedeli ve ekspertiz ücreti alacağınının temlik sözleşmesi ile davacıya devredildiği ve temlik sözleşmesinin TBK’nın 183. ve devamı maddeleri kapsamında geçerli bir temlik sözleşmesi olduğu 25.02.2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda davaya konu aracın sigorta poliçesinin, servis muafiyeti uygulamaları başlığı altında yer alan şartlara göre hesaplanması ve eksperce tespit edilen hasar bedeline KDV eklenmesi durumunda, KDV dahil 13.909,52 TL (11.787,73 TL +18% KDV= 13.909,52 TL) hasar bedelinin, 30% tenzil ile kalan 70% kısmına tekabül eden (13.909,52 TL x 70% = 9.736,66 TL) 9.736,66 TL tespit edildiği ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, dosya içerisindeki belgelerden davacı tarafından başvuru dilekçesinin ve temlik sözleşmesinin davalıya 04.06.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere davalı tarafından 07.06.2018 tarihinde dava dışı … San. Ve Dış Tic. Ltd Şti.’ne … Kasko Klozu uygulanarak %30 muafiyet tenzil edildikten sonra 8.250,90 TL tutarında ödeme yapılmış ise de sigorta şirketinin temlikten haberdar olmasına rağmen temlik edene yaptığı ödeme borcu sona erdirmeyecektir. Davalı tarafın temlik alacaklısı olan davacının bu kazadan dolayı meydana gelen tüm araç hasar bedelini KDV dahil ödemekle yükümlü olacağı ve ekspertiz ücretinin yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla hasar bedelinden davalının sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 665,11 TL harçtan peşin alınan 166,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 498,71 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/11/2022