Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1887 E. 2020/4059 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/1887
KARAR NO : 2020/4059
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI : 2015/1105 Esas – 2018/371 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/04/2013 tarihinde müteveffa … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosiklet ile … arasında iki taraflı, ölümlü – yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, dava konusu trafik kazası sonucunda motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, iş bu kaza oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali sorumluluk poliçesi olmaması sebebiyle davalı … hesabının müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararları tazmin ile yükümlü olduğunu belirterek müvekkili davacının uğramış olduğu geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, motorun sigorta yapılabilecek kriterde bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını, olayda hatır şartlarının olduğunu, müterafik kusur durumunun bulunduğunu, kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davanın kabulüne, davacının … yararına 188.444,05 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte teminat limitleri dahilinde davalından tahsiline, verilmesine” karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili kurum çocuklar için geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kazaya sebebiyet veren araçlardan biri olan … plakalı araçta davacı … yolcu olarak bulunduğunu, hatır indirimi bulunduğunu, davacı sürücü belgesi olmayan ve alkollü olarak araç kullanan müteveffanın aracına bilerek bindiğini, bu nedenle müvekkilinin kurum aleyhine hüküm tesis edilirken davacının sürücü belgesi olmayan ve alkollü araç kullanan müteveffanın aracına binmiş olması sebebiyle müterafik kusurunun olabileceğini dikkate alarak hüküm tesis edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yatırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabileceği öngörülmüştür. Aynı mahiyetteki düzenleme, … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle …’na husumet yöneltilebilmesi için bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir. ZMSS Genel Şartları’nın A.6-ı maddesi gereğince “Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar” teminat dışı haller arasında sayılmıştır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesine göre, motosiklet: azami tasarım hızı 45 km/saatten ve/veya silindir kapasitesi 50 cc’den fazla olan sepetli veya sepetsiz iki veya üç tekerlekli motorlu taşıtlar ve net motor gücü 15 kilovatı, net ağırlığı 400 kilogramı, yük taşımacılığında kullanılanlar için ise net ağırlığı 550 kilogramı aşmayan dört tekerlekli motorlu taşıtlardır. Aynı Kanun’un 103. maddesinde motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu düzenlenmiştir.Anılan düzenlemeler gereği, davacının yolcu olduğu motosikletin, KTK’nın 3. maddesindeki tanıma uyan 50 cc ve üzeri motor silindir hacmine sahip motosiklet olup olmadığının saptanması, kanun kapsamında motorlu araç olmadığı sonucuna ulaşıldığı takdirde davalı …’nın bu aracın neden olduğu zarardan sorumlu olmadığı gözetilip sonuca ulaşılması gerekmektedir.Somut olayda; trafik kazası tespit tutanağına ve diğer belgelere göre, kazaya karışan aracın cinsi tutanakta belirtilmemiş, dosyada aracın cinsini belirtir ruhsat örneği veya başkaca bir belgeye rastlanamamıştır. Dolasıyla kazaya karışan aracın trafik sigortası yaptırılması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır.Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı …’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; davacı tarafa araca ilişkin delillerini sunması konusunda uygun bir süre verilip, aracın bulunduğu yer bilinebiliyorsa araç üzerinde uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp (bulunmuyor ise ve belirtildiğinde aracın motor nosu, şasi nosu vb. belirleyici özelliklerinden yola çıkılarak tramer kaydının, il emniyet müdürlüğü tescil kaydının araştırılmasıyla), aracın hurdaya ayrılıp ayrılmadığının, ayrıldı ise davacıların davalı …’ndan talep hakkının bulunmadığı, ayrılmadı ise araç motor silindir hacminin belirlenmesi; silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun anlaşılması halinde davalı …’nın sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Kabule göre de; Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda mülga 818 Sayılı BK 43 maddesi (6098 sayılı TBK’nin 51.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretie gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır.Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı motorun abisi mütevefa … tarafından kullanıldığı sabittir.Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da getirebilir. Somut olayda davacı ile sigortasız motor araç sürücüsünün kardeş oldukları, kask takmadıkları, sürücü müteveffa …’in ehliyetsiz ve alkollü olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının ehliyetsiz ve alkollü araç sürücüsünün aracına binmesi ve kask takmaması nedeni ile tazminat hesabında bu nedenle indirim yapılması doğru olmakla birlikte, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre müterafik kusur indirim oranının % 20 olduğu da dikkate alınmak suretiyle bu oranda indirimle tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve % 10 müterafik kusur indirimine göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesi özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.Somut olayda davacı … kaza tarihinde 16 yaşında olup hükme esas alınan hesap bilirkişisi tarafından davacı için kaza tarihinden itibaren geçici iş göremezlik tazminatı hesabı yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı bakımından daimi maluliyet yanında geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiştir.Davacı kaza tarihinde 16 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, dosya kapsamında bulunan Cumhuriyet Savacılığı dosyasında davacının alınan ifadesinde kaza tarihinde lise öğrencisi olduğuna dair beyanı dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi de doğru olmadığından bu yöne değinen istinaf itirazı yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/12/2020