Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1879 E. 2022/1996 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1879
KARAR NO: 2022/1996
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2018/1387 Esas – 2020/349 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİH: 09/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Dava dışı … AŞ.’ye ait … plakalı aracın davacı tarafından kasko poliçesi ile sigortalandığını, 27/04/2018 tarihinde saat 19:15 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü …’un sevk ve idaresindeki davacıya sigortalı … plakalı aracın çarpıştığını, meydana gelen kazada davacının sigortalısı araç sürücüsünün 103 promil, karşı araç sürücüsünün 9,8 promil alkollü olduğunu, meydana gelen hasar nedeniyle davacı sigortalısına 29/08/2018 tarihinde 28.350,00 TL hasar bedeli ödendiğini, … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %75 kusurlu bulunduğunu, sigortalısına ödenen 28.350,00 TL hasar bedelinin davalının kusur oranına tekabül eden 21.263,00 TL’sinin kusurlu … plakalı aracın sigortacısı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının meydana gelen kaza nedeniyle poliçe kapsamında bulunmayan hasara ilişkin yaptığı ödemenin lütuf ödemesi olduğunu; bu nedenle, davacı tarafın rücu hakkı kazanamayacağını; yine davacı tarafın sigortalısının aşırı alkol etkisi altında araç kullanması nedeniyle aracında meydana gelen zararın Kasko Sigortası Genel Şartları gereğince teminat dışı olduğunu, davanın esastan ve usulden reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 21.262,50 TL’nin 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı şirketin sigortalısının aşırı alkol etkisi altında araç kullanması nedeniyle aracında meydana gelen zararın Kasko Sigortası Genel Şartları gereğince teminat dışı olduğu, bu nedenle hasarın davacı şirketin sorumluluğunda olmadığı mevzuat gereğince sorumlu olmadığı bir zararı karşılayarak lütuf ödemesi yapmış olan davacının rücu talebinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, yasal faiz olması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile Kasko Poliçesine dayalı ödenen hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava, kasko sigortacısı tarafından ödenen hasar bedelinin ZMMS sigortacısı tarafından kazanın teminat dışı haller içerisinde gerçekleştiğini belirterek hasar bedelini ödememesi üzerine sigortalının açtığı tazminat davasıdır. Uyuşmazlık kazanın Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5 teminat dışında kalan zararlar başlıklı 5.5. maddesi kapsamında teminat harici halde gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, 6762 sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları). İlk Derece Mahkemesince kazanın kazanın münhasıran alkolün etkisiyle oluşup oluşmadığı yönünde heyette nörolog bilirkişi olacak şekilde aldırılan bilirkişi heyet raporun hükme esas alındığı görülmektedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre İlk Derece Mahkemesince kazanın meydana gelmesinde başka etken olup olmadığı, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği konularında içinde nöroloji uzmanı da bulunan bilirkişi kurulundan alınan raporda kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediğinin belirtilmesine ve hasarın poliçe kapsamında kalmasına göre yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.452,44 TL harçtan peşin alınan 363,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.089,33 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.09/11/2022