Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1871 E. 2022/2179 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1871
KARAR NO: 2022/2179
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/06/2020
NUMARASI: 2017/723 Esas – 2020/321 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı … plakalı araç …’ın sevk ve idaresinde E-80 Güney Yolu İsparta Kule Viyadüğü üzerinde İstanbul istikametine doğru seyir halinde iken, … malik olarak sevk ve idaresindeki … plakalı araç aynı yönde hareket ederken aniden müvekkiline ait aracın önüne dönmesi ile 28.01.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacı şirkete ait … plaka sayılı araçta meydan gelen hasar miktarı olan 12.908,18 TL hasar bedelini davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline ( Sigorta şirketi yönünden poliçe teminat limitleri ile sınırlı sorumlu olmak üzere sigorta şirketi red tarihi olan 28.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline) karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında görüleceği üzere kazaya karışan üçüncü araç olan tırın olay mahallinde kaçması üzerine kusur dağılımı yapılamadığını, davalı sigorta şirketinin iş bu sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketi aleyhine hüküm kurulması durumunda davalı sigorta şirketinin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazanın meydana geliş şekli için her ne kadar bilirkişilerce olay yerinden kaçtığı iddia edilen tır davalı … kontrolünde bulunan araca sol arka tampon kısmına çarptığı bunun üzerine davalının aracının savrulduğu ve en sol şeritte yol alan müvekkilinin aracına çarptığı şeklinde kabul edilmiş ise de bu kabul dosya kapsamında toplanan deliller ile uyuşmadığını, zira dosyada tanık olarak dinlenen ve kazanın görgü tanığı olan … ve … beyanlarında özetle davalı sürücünün aracının hızlı olduğu, davalı sürücünün mesafe olarak tırın gerisinde gittiğini ve makas atmaya çalıştığı, ancak tırın orta şeride geçerek şerit değiştirmesi üzerine davalının kontrolü kaybettiği ve müvekkiline ait araca çarptığı beyan edildiği, bu halde kusurun tamamen davalı sürücü üzerinde olduğu bilirkişi raporlarında kazanın oluş şekli hatalı ve gerçeğe aykırı olduğunu, kaza günü havanın karlı olması nedeniyle sürücülere ekstra dikkat ve özen sorumluluğu yüklendiğini, en uygun yol ve hava koşullarında dahi TIR gibi yüksek araçların yanında küçük araçların mümkün mertebe seyretmemesi gerektiğini ancak davalı sürücü karlı havada yüksek hızla en sağ şeritte TIR’ın sağından gitmiş ve kendisini kör noktadan geçirmek istediğini, mevsimin kış olması havanın kar yağışlı olması karşısında davalı sürücünün aracının da kış mevsimi şartlarına uygun bakımlarının ve ekipmanlarının olup olmadığı da incelenmediğini, davalı tarafın kış lastiklerinin olması halinde yola daha iyi tutunacak hem daha az savrulacak, hem aracın kontrolü daha iyi olacak hemde fren mesafesi oldukça kısalacağını, davalının aracında kış lastiği olup olmadığı ayrıca davalının aracında başkaca teknik eksiklik olup olmadığı incelenmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 28/01/2017 tarihinde saat 20.30 sıralarında İstanbul Başakşehir ilçesinde hız sınırının 120 Km/s olduğu meskun mahal dışında hava karlı, vakit gece, yol asfalt kaplama ve ıslak ve karlı iken E80 güney yol Ispartakule viyadüğünde sürücü davalı İ… yönetimindeki … plakalı aracıyla sağ şeritte seyrederken olay yerinde orta şeritte seyreden ve kaza yerinden kaçan tır sürücüsünün kendi aracının sol arka çamurluk kısmına çarpması sonucu aracının spin atarak sol şeritte seyreden davacıya ait sürücü … yönetimindeki … plakalı aracının önüne dönmesi ile bu aracın ön kısımlarıyla spin atan aracın sağ arka kapı ve ön kısımlarına çarpması sonucu meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasar bedelinin karşı araç sürücüsü ve ZMM sigortacısından talep edildiği anlaşılmaktadır. Kaza tespit tutanağında tır sürücüsü olay yerinden kaçtığından kusur dağılımı yapılamadığı belirtilmiştir. Mahkemece alınan 12/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; olay yerinde yolun 3 şeritli otoyol olduğu, karlı havada kaza meydana geldiği, tutanaktaki krokide olay yerinden kaçan tırın orta şeritte gösterildiği, sürücü …’ın savcılık ifadesinde sağ şeritte seyrederken orta şeritteki tırın kendi aracına sol arka çamurluk kısımlarından çarptığını, aracının kontrolden çıkıp spin attığını ve sol şeride geçtiğini, başka araçların çarpması sonucu yaralandıklarını belirttiği, mevcut verilere göre plakası belirsiz tırın sağ şeritte seyreden araca çarpması sonucu bu aracın sol şeride geçtiği ve sol şeritte seyreden kamyonetin de önüne gelen otomobile çarptığı bu olayda, olay verinden kaçan tır sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince alınan 02/08/2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda ise olay iki ayrı kaza olarak değerlendirilmiş, kaçan tır sürücüsünün davalı aracına çarpması birinci olay, ve davalı aracının sol şeride geçip davacı aracıyla çarpışması ikinci olay olarak değerlendirilmiş ve davalı sürücünün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile havanın karlı zeminin ıslak olduğu ve vaktin gece olduğu bir zaman dilimde hızını hava şartlarına uygun seyretmesi gerekirken kazanın oluş şekli dikkate alındığında aracın hızlı olduğu kanaatine varılarak araç aldığı darbeden sonra kontrolünü kaybederek en sol şeritte seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiği, sürücü … KTK 46/1,2 maddesine aykırılıktan kusur işlediği, …’ın kazada kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece çelişkiyi gidermek üzere İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti raporunda ise; 2. alınan bilirkişi raporunda davalı aracının sürücüsünün birinci kazada direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve aracın kontrolsüz şekilde karlı zeminde sol şeride savrulduğu hususları yeterince dikkate alınmadığından, kaza şartlarıyla uyumlu değerlendirme yapılmayan bu rapordaki kusur dağılımına katılmanın mümkün olmadığı, dava konusu olayda firari sürücü yönetimindeki tır ile orta şeritte seyri sırasında sevk ve idare hatası sonucu aracını kendi şeridinde tutamamış, kontrolsüz şekilde sağ şeride doğru yönelerek davalı aracına sol arka çamurluk kısımlarından çarpmış ve bu aracın karlı zeminde sola doğru savrularak sol şeritte seyreden davacı aracının önüne çıkmasına, davacı aracının da önüne çıkan davalı aracına çarpmasına neden olduğu bu nedenle plakası belirsiz tır firari sürücüsü, 3 araçlı zincirleme kazanın meydana gelişinde % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece davalı sürücünün kusuru olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan kusura ilişkin raporun yeterli olmadığı görülmüştür. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden kazaya karışan araçların dosyadaki fotoğrafları, Savcılık dosyası ile alınan ifadeler ve yolun durumu, çarpışmanın nasıl olduğu ve kazanın oluş şeklinin bilimsel olarak açıklayıcı şekilde tüm dosya kapsamı ile değerlendirilerek detaylı ek rapor alınarak kusur dağılımının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/11/2022