Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1844 E. 2022/2209 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1844
KARAR NO: 2022/2209
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2018/943 Esas – 2019/1440 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; alacaklı müvekkili nezdinde Kasko … Sigorta poliçesi ile sigortalanmış olan … plaka sayılı aracın, davalının işletmesinde bulunan… plaka sayılı aracın kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza neticesinde 08.11.2015 tarihinde hasar gördüğünü, müvekkili şirket tarafından dava dışı sigortalısına 03.12.2015 tarihinde poliçe limiti dahilinde 8.328,89 TL hasar tazminatı ödendiğini, bu ödeme ile davacı müvekkili sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olduğunu ve zarar sorumlularına rücu hakkı doğduğunu, davacı müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına hasar tazminatı olarak ödenen 8.328,89 TL’nin tahsili talebiyle, davalı aleyhine önce İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafından, icra takibi ile talep edilen asıl alacağa ve fer’ilerine itiraz edildiğini belirterek 8.328,89 TL’nin ödeme tarih olan 03.12.2015’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nce çözümlenmesi gerektiğinden görev yönünden davanın reddine karar verilmesini, davalının talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin söz konusu olayda herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalının zamanaşımı define yapmış olduğu itirazın reddine, davanın kısmen kabulü ile 8.000,00 TL hasar bedelinin ödeme tarihi 03/12/2015 tarihinden itibaren talep gibi işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; raporda, dava dışı … ile müvekkil şirketin asli ve %100 kusurlu olduğu sonucuna nasıl varıldığının anlaşılamadığını, dava dışı tarafların ve müvekkil şirketin kusur oranının nasıl belirlendiğinin tespit edilemediğini, bilirkişi tarafından davanın rücuen tazminattan ziyade itirazın iptali olarak yanlış değerlendirilerek hesaplama yapıldığını, yapılan tüm hesaplamaların hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Havaalanı Pat Sahaları Kaza Tespit Raporunda, 08.11.2015 tarihinde, saat 16 sularında, İstanbul, Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanında, terminal önünde, sürücü …’nın, yönetimindeki … plakalı İSD Köprüsü kamyonet ile geri geri manevra yaparken kendi yolunda normal seyreden sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı araca çarptığı, sürücülerin alkolsüz ve ehliyetlerinin yeterli olduğu açıklandığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dava dışı sürücü …’nın yönetimindeki … plakalı aracı ile geri geri manevra yaparken manevraları düzenleyen genel şartlara uymadığı ve normal kendi yolunda seyreden … plakalı araca çarptığı için Karayolları Trafik Kanununun 67/b, 84/j ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 137/B, 157/a/10 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı aracı ile kendi yolunda normal seyrederken geri geri manevra yapan … plakalı araç ile kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı kanaati bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan kusur belirlemesinin Havaalanı Pat Sahaları Kaza Tespit Raporu ile uyumlu olup olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde hesaplama yöntemine itirazı bulunmadığı için davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğundan bu yöndeki istinafı yerinde değildir. Yargıtay’ın 17.01.1972 gün ve 1970/2 Esas 1972/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, bu tür rücu davalarında, sigortacının tabi olduğu zamanaşımının, sigorta ettirenin aynı zarar sorumlusu aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlayacağı kabul edilmiştir. Dolayısıyla sigortacı, sigorta ettiren bakımından işlemeye başlayan zamanaşımı süresinden geriye kalan süre içinde rücu davasını açmak durumunda olup, sigortalısına yaptığı ödeme ile zamanaşımı kesilmez ve kendisi için yeni baştan işlemeye başlamaz. Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.TBK’nın 154. maddesi zamanaşımını kesen haller sayılmış olup, bu maddeye göre alacaklının dava açması, icra takibinde bulunması zamanaşımını kesecektir. TBK’nın 156/1. maddene göre zamanaşımının kesilmesi ile yeni bir süre işlemeye başlar. 157/1. maddesi göre de dava ve def’i yolu ile kesilen zamanaşımının dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hakimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacaktır. Somut olayda, maddi hasarlı trafik kazası 08.11.2015 tarihinde meydana gelmiştir. Dava ise 09.08.2018 tarihinde açılmıştır. Davanın 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesine göre 2 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu tartışmasızdır. Kaza tarihinden sonra iki yıllık süre dolmadan 02.05.2017 tarihinde davacı sigorta tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ve icra takibi nedeni ile 6098 sayılı TBK’nın 154.maddesi gereğince zamanaşımının kesildiği ve yeni bir süre başladığı, davacı vekili tarafından 09.08.2018 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşıldığından zamanaşımı dolmamıştır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 546,48 TL harçtan peşin alınan 136,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 409,86 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.08/12/2022