Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1809 E. 2020/3896 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/1809
KARAR NO : 2020/3896
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 01/07/2020
NUMARASI : 2019/1149 Esas – Derdest
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili, dava dilekçesinde, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri ile birlikte (işleten ve sürücünün 2 ve 3. davalıların) taşınır taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından 01/07/2020 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar karar verilmiş ve gerekçeli ara karar yazılmıştır. Davacı vekili tarafından ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığına ilişkindir. HMK’nın 389 ve devamı maddeleri gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden istenebileceği, talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden karar verilebileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesi gereğince taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877).İhtiyati tedbire ilişkin yasal düzenleme, dava konusu, dava dilekçesindeki talep, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde dava ile para olarak tazminat talep edildiğinden İlk Derece Mahkemesince “tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde talep ve bağlılık ilkesi nazarında dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı tarafça istenilen ihtiyati tedbir konularının dava ve uyuşmazlığın konusunu oluşturmadığı ve bu kapsamda somut olayda yaklaşık ispat ve ihtiyati tedbir koşulunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmakla” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenle HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas numarası ve karar tarihi yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/11/2020