Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1802 E. 2020/4090 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1802
KARAR NO: 2020/4090
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/09/2017
NUMARASI: 2016/562 Esas 2017/724 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … AŞ’ye ait … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı araca 03.05.2015 tarihinde çarparak ağır derecede hasar oluşturduğunu, yapılan tamirat sonrası müvekkilinin aracı kullanılacak hali gelmiş ise de önemli miktarda değer kaybı olduğunu, müvekkilince Sigorta Eksperi-… tarafından yaptırılan 07/04/2016 tarihli değer kaybı ekspertiz raporu incelenmesinde müvekkiline ait araçta 19.700,00 TL değer kaybı olduğunu ve aracın günlük kiralama bedeli 200,00 TL den toplam 4.400,00 TL olarak hesaplandığını, davacı aracında oluşan değer kaybı alacağı 19.700,00 TL’nin ve davacının aracını kullanamamasından doğan gün kaybı alacağı olan 4.400,00 TL’nin kaza tarihi olan 03/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sürücüsü olduğu … A.Ş. Üzerine kayıtlı … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen kazada, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 07/04/2016 tarihli değer kaybı ekspertiz raporunun özel olarak ve talep üzerine hazırlatıldığını, araçta değer kaybı oluştuğunu kabul anlamına gelmemek itiraz kaydı ile değeri hesaplanırken aracın sıfır değeri ile değil muadil ikinci el değeri ile kıyaslamasının yapılması gerektiğini, gün kaybı alacağı talebinin ise resmi nitelikteki belgeler ile ispatı gerektiğini, davacının ibraz ettiği belgeler arasında herhangi bir masraf belgesinin olmadığını ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinin davacının da belirtmiş olduğu üzere kazaya sebep olduğu ve kusurlu olduğu iddia edilen … plakalı aracın Kasko Poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğunu ifade ve özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, dosyada mevut delil ve raporlara göre hesaplanan değer kaybı olarak 7.345,00 TL değer kaybı tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, araç mahrumiyeti sebebiyle istenen tazminat talebi ispat olunamadığından reddine, davanın 24.100,00 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda davalı … şirketi tarafından 16.06.2016 tarihinde davacıya 11.880,00 TL değer kaybı ödemesi yapıldığının bildirildiğini, dava 23/05/2016 tarihinde açılmış ve ödeme 16/06/2016 tarihinde yapıldığından vekalet ücretinin davaya neden olan davalılardan davacı lehine hükmedilmesi gerekirken, yerel mahkeme kararının hüküm kısmının 7. Maddesinde davanın 16.755,00 TL lik kısmının reddedildiği bildirilerek davadan sonra ödenen kısım da dahil olmak üzere davalı vekillerine ayrı ayrı 2.010,60 TL vekalet ücreti takdir edilmesinin miktar yönünden hatalı olduğunu, her bir davalıya ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda yazılı olmasına rağmen ikame araç bedeli 1.400,00 TL nin hiçbir gerekçe gösterilmeden hükme dahil edilmeyip zımnen reddedildiğini, dava dilekçesinde faiz taleplerini belirttiklerini mahkemece hüküm kısmında faizle ilgili herhangi bir hüküm yer almadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyaya sunulu tüm beyanları, dosyada yer alan 4 tane sigorta ekspertiz raporu ve yerel mahkemece hazırlatılan bilirkişi raporuna bakıldığında, davacı kazalı aracın motorunun ne olduğu konusunda dahi bir mutabakat bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, değer kaybına ilişkin kapsamlı bir araştırma yapılmayıp rapor tarihi itibarıyla internet üzerinden birkaç ilanın referans olarak gösterildiğini, rapora karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, değer kaybının kaza tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğini, kaza tarihinden sonra ÖTV oranlarının arttığını ve bunun 2. el araç piyasasını etkilediğini, davacı tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda dahi aracın rayiç değerinin 111.700,00 TL olduğu belirtilmekte iken bilirkişi raporunda bundan oldukça yüksek bir miktar (126.600,00 TL) üzerinden hesaplama yapılmasının kabul edilemeyeceğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinin davacının da belirtmiş olduğu üzere kazaya sebep olduğu ve kusurlu olduğu iddia edilen … plakalı aracın Kasko Poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğunu, 3. kişilerin uğramış olduğu zararların öncelikle kusurlu olması halinde kusuru nispetinde ve poliçe limitleri dahilinde … plakalı aracın ZMMS Poliçesi kapsamında ilgili sigorta şirketinden talep ve tahsil edilmesi gerektiğini, dosya kapsamında bu yönde bilgi ve belge bulunmadığını, limit dahilinde ZMMS Poliçesini düzenleyen şirketten tahsil edilip edilmediğin, ne kadar tahsil edildiğinin araştırılmak zorunda olduğunu, davacı tarafından aracın kullanılamamasından dolayı mahrum kalınan kullanamama bedeli olarak 4.400,00 TL talep edildiğini, müvekkil sigorta şirketinin kiralama veya kullanamama şeklinde oluşabilecek herhangi bir zarardan hukuken sigorta kapsamında bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının aracının başkaca bir kazaya karışıp karışmadığı belli olmadığından Sigorta Gözetim Merkezinden bu yönde araştırma yapılması gerekmekte iken bu konuda yeterli araştırma yapılmadığını, aracın ikinci el piyasa değeri ile hasarın tamiri sonrasındaki değeri arasındaki farkın gerekçesiz ve denetimsiz olarak yüksek belirlendiğini, bilirkişiler tarafından ”davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kapsamı içinde ZMM Poliçesi kapsamında olmakla beraber” denilerek 2.830,00 TL ZMMS limiti dahilinde bakiye kaldığı anlaşılmakla bu tutar yönünden ZMMS den talepte bulunulması gerekmekte iken, bu yönde yeterli açıklama yapılmaması ve sonuç kısmında belirtilmemesi ve toplam bakiye tutara ilave edilmemiş olmasının hatalı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut olayda 03/05/2015 tarihinde meydana gelen kazada, … plakalı araç davalı … AŞ adına kayıtlı olup, davalı … şirketinin bu aracın “Benim arabam genişletilmiş kasko sigorta paket poliçesi” ile 31/12/2014 – 2015 tarihleri arasında kasko sigortacısı olup diğer davalının da araç sürücüsü olduğu iddiası ile değer ve gün kaybı alacağı talep edilmiştir. Davalı sürücü hakkında açılan dava “haksız fiil” hukuki sebebine dayanmaktadır. Dolayısıyla davacı, aracında meydana gelen zararı karşı araç sürücüsünün haksız fiilden doğan sorumluluğu ve TBK hükümleri kapsamında talep ettiğine, davanın tarafları tacir olmayıp uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesiyle ilgili olmamasına göre ve davaya konu araç yolcu nakli-hususi kullanım amaçlı da olduğundan, açılan davada ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, bu uyuşmazlıkta genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, buna göre davanın dava şartı yokluğundan (görev) reddine karar verilmesi gerektiği halde, davalıların müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek esastan karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/12/2020