Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1789 E. 2022/1979 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1789
KARAR NO: 2022/1979
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2017/755 Esas – 2019/1089 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özete;Davacıya ait … plakalı aracın 17.03.2015 tarihinde, Ümraniye, … Caddesi üzerinde park halinde duran … plakalı araca çarparak hasara uğradığını, kaza sonrası kaza mahalli yakınında evi bulunan.. plakalı araç sahibi ve mahalle halkının toplu halde davacıya saldırdığı, bu nedenle davacını olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığı, güvenlik kuvvetlerinin olay yerine gelmesi üzerine olay yerine gelerek araç kullanıcısının kendisi olduğunu beyan etmesine rağmen esasa alınmadığı ve rapor tanzim edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla, belirsiz alacağın tespitini, alacağının kaza tarihi olan 17.03.2015 tarihinden itibaren uygulanacak ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Olay tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 1420 ve sigorta genel şartlarının C.8 maddesi uyarınca başvuru sahibi talebinin zamanaşımına uğradığını, olay yerinin davacı vekilin iddiasının aksine can güvenliği veya tedavi nedeniyle terk edilmediği, olaya ilişkin polise müracaat edilmediği ve alkol raporu alınmadığı tespit edilmiş olup, kaza tarihinden itibaren talep edilen faiz talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “zamanaşımı nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekinde gösterilen delillerin araştırılmadığını, zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin yanlış değerlendirildiğini, trafik kurallarına göre ters istikamete araç bırakmak veya seyretmek asli kusur nedeni olup sahibi hakkında hiçbir inceleme yapılmayarak karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, olay yeri mobese görüntüleri incelenirken araç sürücüsünün kim olduğunu bilmeden incelenmiş ve doğru teşhis yapılmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Poliçe tanzim tarihi ve riziko tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1420/1. maddesinde “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482. madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiş olup; Aynı yöndeki düzenleme, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesinde de “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren iki yılda zamanaşımına uğrar.” şeklinde yapılmıştır. Yine Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.4.1-son cümlesi gereği hasar ihbarından sonraki 45. gün sonunda alacağın muaccel olacağı düzenlenmiştir. Davacının talebi, mal sigortalarının bir türü olan kasko sigorta poliçesine dayanmakta olup, yukarıda anılan mevzuat hükümleri gereği 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar doğrultusunda somut uyuşmazlıkta; davacıya ait araç için davalı tarafından 26/09/2014-2015 vadeli kasko poliçesinin düzenlendiği, 17/03/2015 tarihinde gerçekleşen kazanın (rizikonun) poliçe süresi içinde olduğu, davacının, davalı … şirketine yaptığı 25/03/2015 hasar ihbarı üzerine 45. gün olan 11/05/2015 tarihinden itibaren dahi dava tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan, sözleşmeye dayanılarak açılan davalarda ceza zamanaşımı uygulanmayacağı hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/17386 Esas ve 2016/3830 Karar, 2019/1089 Esas ve 2020/4351 Karar, 2016/10047 Esas ve 2019/1448 Karar sayılı ilamları). Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/10/2022