Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1783 E. 2022/1924 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1783
KARAR NO: 2022/1924
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/03/2020
NUMARASI: 2016/796 Esas – 2020/262 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/10/2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde aynı istikamette önünde seyreden … plakalı aracı sollamaya çıktığı ve karşı yönden gelen … plakalı aracı fark ederek tekrar kendi şeridine manevra yaptığında … plakalı aracın sol arka kısımlarına çarpması sonucunda oluşan kazayı fark eden … plakalı araç sürücüsü …’ın kaza yapan araçlara çarpmamak için yoldan çıkması sonucunda 3 araçlı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda davacının ağır bir şekilde yaralandığını, davacı yolcu konumunda olup hiçbir kusuru olmadığını, kazaya neden olan … plaka sayılı aracın ZMMS poliçesi yaptırılmamış olmasından dolayı davalı …na 18/12/2016 tarihinde başvuru yapılmış olup 21.322,00 TL ödendiğini ancak yapılan ödemenin davacının zararını karşılamadığını, bu nedenlerle davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 1.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya dava tarihinden önce başvurusu üzerine müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, ek tazminat talebi için başvuru şartı yerine getirilmediğinden açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacıya 14/07/2016 tarihinde yapılan 21.322 TL maluliyet tazminatı ödemesi kapsamında davacı tarafından imzalanan ibraname ile kurumun sorumluluğunun ortadan kalktığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı kurumun zorunlu mali mesuliyet sigortası maluliyet teminat limiti ve … plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, Yargıtay uygulaması mucibince davalı kurum tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre yapılması, hesap edilen rakam ile ödenen arasında fahiş bir fark yoksa ibranamenin geçerli sayılması ve davanın reddedilmesi gerektiğini, fahiş bir fark varsa ödemenin güncelleştirilerek güncel rakamın hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiğini, kazanın meydana geliş şeklinin, kusur durumunun ve maluliyet derecesinin tespit edilmesi ve kaza tarihindeki ücret üzerinden aktüerya raporu alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat içinde olmadığını, hatır indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihi itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza sebebi ile uğradığı maluliyetin tespiti amacı ile Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 02/05/2018 tarihli maluliyet raporunda müvekkilin kaza neticesinde meydana gelen maluliyetinin %16,2 , geçici iş göremezlik süresinin 12 ay ve geçici bakıcı gideri süresinin 4 ay olduğunun tespit edildiğini, bu tespitler yapılırken müvekkilinin görmüş olduğu tedaviler ve fiziki muayeneler esas alındığını ve müvekkilinin bizzat muayene edilerek maluliyetinin tespit edildiğini, İstanbul ATK.2.İhtisas Kurulunun 17/06/2019 tarihli raporunda müvekkilinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 25/10/2014 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiğini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu müvekkilini fiziken muayene etmeden yalnızca evrak üzerinden karar verdiğini, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu daha önce alınan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporlarına yapmış oldukları itirazların hiçbirinin dikkate almadığını, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporundaki ibarelerin hepsini aynen almış, herhangi bir değişiklik yapmadan resmen kopyala yapıştır yapılarak raporu birebir yinelediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağından 25/10/2014 tarihnde, sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile Hasankeyf istikametinden Devlet Karayolunu takiben Batman istikametine doğru seyretmekte iken kaza mahalline geldiğinde önünde aynı yönde seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonu geçmek üzere (karşı yön şeridini gerektiği şekilde kontrol etmeden) sol şeritte konumlanıp seyrini sürdürdüğü sırada karşı yön şeridini takiben gelen sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobili farkettiğinde çarpışmamak adına sağ şeride (kendi seyir şeridine) yönelmesi ile bu şeritte seyreden … plakalı kamyona sol arkadan çarpması neticesi dava konusu kazanın meydana geldiği, dava dışı sürücü …’nin kullandığı … plakalı araçta yolcu olan davacının olayda yaralandığı ve bu yaranması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği, … plaka sayılı aracın ZMMS poliçesi bulunmadığından …na karşı dava açtığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan maluliyet raporunda, “…’nin 25/10/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle … Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 25/10/2014 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği” tespit edilerek bildirilmiştir. Davacı vekilinin bu rapora karşı vermiş olduğu itiraz dilekçesi ile ekinde Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınmış müvekkilinin %16,2 oranında malul kaldığını tespit eden 02.05.2018 tarihli raporu ibraz ederek maluliyet oranları arasında oluşan çelişkinin giderilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince bu talep üzerine ATK 2. İhtisas kurulundan maluliyet raporu alınmış ise de alınan bu raporda, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınmış olan maluliyet raporunun tartışılmadığı görülmüştür. Bu haliyle ATK 2. İhtisas kurulundan maluliyet raporunun yetersiz olduğu, çelişkinin giderilemediği ve hükme esas alınamayacağı anlaşıldığı halde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davacı …’nin kaza nedeni ile düzenlenen tüm tedavi belgeleri incelenerek, gerekirse davacının fiziki muayenesi de yapılmak suretiyle ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan maluliyet ile Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınmış raporları arasında oluşan çelişkiyi giderecek şekilde dava konusu kazaya nedeni ile geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve tespit edilecek maluliyet oranına göre aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2022