Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1759 E. 2020/4156 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1759
KARAR NO: 2020/4156
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2018/415 Esas – 2019/1174 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın sevk ve idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş den kasko sigortası ile sigortalı diğer davalı … Sigorta A.Ş den Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası poliçesi kapsamında sigortalı … plakalı aracın seyir halinde iken meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını beyan ile müvekkilinin geçici ve sürekli maluliyetinde kaynaklanan zararının ve ayrıca bakıcı giderlerinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının maluliyetinin kaza ile illiyetinin olup olmadığının ve var ise ne oranda olduğu hususlarında Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, ayrıca kusur durumuna ilişkin belgelerinde toplanması gerektiğini, müvekkilinin temerrüdünün oluşmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranı ile sınırlı olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sorumlu olacağını, dava konusu kaza taşımadan kaynaklandığını, bu da Güvence Hesabının sorumluluğunu doğuracağını, davanın bu kuruma ihbarının gerektiğini, müvekkilinin temerrütünden bahsedilemeyeceğini, davacının iddialarını ve maluliyetini somut deliller ile ispatlaması gerektiğini, dava konusu kazada davacı gibi başka yolcularında zarar görme ve ölme ihtimali olduğunu, bu nedenle orantılı indirim uygulanması gerektiğini, davacıya SGK’dan yapılmış bir ödeme yada bağlanan bir maaş var ise bunun da hesap edilecek tazminattan indirilmesi ve aktüer bilirkişi tarafından tazminat hesabı yaptırılması gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açmış olduğu davanın kabulüne, 10.000 TL’nin 04/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açmış olduğu davanın kısmen kabulüne, 128.793 TL’nin 03/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bölge adliye mahkemesi kararında belirtildiği halde mahkeme tarafından bakıcı giderine ilişkin karar verilmediği, gerekçeli kararda reddedilen bakiye tazminatın hangi kaleme ait olduğunun açıklanmadığını, geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri aynı teminat kapsamında olmadığını, bakıcı giderleri, sakatlık teminatından değil, tedavi gideri teminatından karşılandığını, bu teminatlar birbirlerinden farklı olup, bakıcı gideri taleplerinin tedavi teminatından karşılanması gerektiğini, bakıcı giderinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, kararın ortadan kaldırılması ve davalarının tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen Zorunlu Trafik Sigortası Sigorta Poliçesinde, ölüm ve maluliyet halinde kişi başına teminat limiti 100.000,00 TL ve kişi başına tedavi gideri teminat limiti 100.000,00 TL olarak düzenlenmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre, bakıcı giderinin tedavi gideri kapsamında sayıldığı ve bakıcı giderinden tedavi gideri limiti ile sınırlı olarak trafik sigortacısı sorumlu olduğu kabul edilmektedir. Dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporu ile hesaplanan 8.350 TL bakıcı giderinden davalı … Sigorta A.Ş’nin Zorunlu Trafik Sigortası Sigorta Poliçesi kişi başına tedavi gideri teminat limiti kapsamında sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken mahkemece bakıcı giderinin ölüm ve maluliyet limiti kapsamında değerlendirilerek fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle 8.350,00 TL bakıcı gideri için açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiğinden hüküm bu yönden düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/1566 E. 2020/6103K.sayılı kararı). Açıklanan nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açmış olduğu davanın KABULÜNE, 10.000,00 TL’nin 04/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 2-Davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açmış olduğu davanın KABULÜNE, 128.793,00 TL sürekli ve 8.350,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 137.143,00 TL maddi tazminatın 03/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 10.051,47 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 524,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.527,07 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, (Tahsilde tekerrür olmamak üzere, davalı … Sigorta A.Ş.’nin 9.368,37 TL’sinden, davalı … Sigorta Şirketi’nin ise 158,70 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile), 4-Davacı tarafından yatırılan 524,40 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, fotokopi ve adli tıp kurumu masrafı ile bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.880,45 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek alınarak davacı tarafa verilmesine, (Tahsilde tekerrür olmamak üzere, davalı … Sigorta A.Ş.’nin 2.685,00 TL’sinden, davalı … Sigorta Şirketinin ise kesinleşen İlk Derece Mahkemesi hükmü gereğince 207,54 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile), 6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 15.996,44 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, (Tahsilde tekerrür olmamak üzere, davalı … Sigorta A.Ş.’nin 13.721,44 TL’sinden, davalı … Sigorta Şirketinin ise 2.275,00 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile), 7-Davalı taraflarca yapılan yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 54,40 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2020