Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1748 E. 2022/1971 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1748
KARAR NO: 2022/1971
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
NUMARASI: 2017/1205 Esas – 2020/226 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 31/03/2008 tarihinde, … plakalı (arkasında … plakalı dorse takılı) kamyonun Bilecik istikametinden Sakarya istikametine seyri sırasında şerit ihlali yapması sonucu karşı istikametten gelen …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile kafa kafaya çarpıştığını, olay tarihindeki sigorta limiti dahilinde BK’nın 53. maddesi gereğince her bir davacı için 50,00 TL olmak üzere toplam 150,00 TL destek tazminatının davalının red cevabını verdiği 24/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; Davacılar vekili 29/11/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … yönünden dava dilekçesinde 50,00 TL olarak sınırladıkları tazminat talebini 132.493,23 TL artırarak 132.543.23 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … sigorta vekili cevap dilekçesinde; Kazaya karıştığı bildirilen … plakalı aracın ZMMS poliçesi gereğince müvekkili şirket tarafından teminat altına alındığını, davacıların tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz başlangıç tarihinin dava tarihi ve faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne, Davacı … için tespit ve takdir olunan destekten yoksun kalmaya ilişkin 132.543,23 TL maddi tazminatın davalıdan tahsil edilerek adı geçen davalıya ödenmesine, Hüküm altına alınan maddi tazminata temerrüt tarihi olan 24/04/2009 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, Davacılar … ve … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, vefat/sakatlık teminat limiti doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, teminat limitini aşkın tutarda müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulduğunu, davacı SGK tarafından T.C.Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) 2011/168 E. sayılı dosyası ile sigortalısı …’a ödenen bedelin tahsili talepli müvekkili şirkete dava açıldığını ve dava sonucunda Sakarya … İcra Müdürlüğüne 19.09.2013 tarihinde 56.606,49 TL ödeme yapıldığını, bu nedenle müvekkili şirket tarafından mükerrer tazminata mahkum olmamak adına SGK tarafından bağlanan ve müvekkili şirket tarafından ödenen tüm tutarın poliçe limitinden tenzilini gerektiği halde limit üstü tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin tenzili ile müvekkili şirketin kalan limit ile sorumlu olacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Somut uyuşmazlıkta tazminatın dayandığı kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu halde kaza tarihi olan 31/03/2008 tarihi ile dava tarihi olan 28/12/2017 tarihi dikkate alındığında 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 29.01.2018 tarih ve … sayılı yazısından, müteveffa …’ın geçirdiği iş trafik kazası nedeniyle hak sahiplerine 42.125,54 TL peşin sermaye değerli ödeme yapıldığı, yapılan ödeme sonrasında Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/168 E. sayılı dosyası ile SGK tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine hak sahiplerine yapılan ödemenin poliçe kapsamında rücu için tazminat davası açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilemesi üzerine ilam Sakarya … icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe konulmuş, davalı sigorta şirketi tarafından takip dosyasına toplam 56.606,49 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişisi raporunda, SGK ‘dan ödenen ilk peşin değerli gelirin mahsubu sonucu müteveffanın oğulları … ve …’ın tazmini gereken destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı, davacı eş … için 132.543.23 TL destek tazminatı hesaplandığı bildirilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesinde, sigorta şirketlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde maddi tazminattan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta kaza tarihi itibariyle ölüm halinde kişi başı ZMMS poliçe limiti 100.000,00 TL’dir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde davacı … için bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda 132.543.23 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Bu halde davacı Hatice için ZMMS poliçe limitini aşacak şekilde tazminat hesap edildiğinden davalı sigorta şirketi tarafından SGK’ya rücuen ödenen nihai tazminatın poliçe limitinden mahsubu ile bakiye tazminata hükmetmek gerekirken sigorta limitini aşacak şekilde tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuştur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/07/2020 tarih 2019/1095 E. ve 2020/4563 K. sayılı kararı). Bu açıklama doğrultusunda resen yapılan hesaplamaya göre kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçe limiti 100.000,00 TL’den SGK’ya rücuen ödenen 56.606,49 TL’nin mahsubu ile kalan 43.393,51 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-a-Davacı … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. Aleyhine açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, Davacı … bakımından 43.393,51 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 24/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, b-Davacılar … ve … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 2.964,21 TL karar harcından peşin alınan 31,40 TL karar harcı + 454,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.478,81 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, Davacı tarafça yatırılan 31.40 TL başvuru harcı + 31,40 TL karar ve ilam harcı + 4.60 TL vekalet harcı + 454,00 TL ıslah harcından ibaret toplam 521,40 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, 3-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı … lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek adı geçen davacıya ödenmesine, -Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılar … ve …’dan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, 4-a.Davacı … tarafından sarf olunan 700,00 TL bilirkişi ücreti 261,45 TL posta tebligat müzekkereden ibaret toplam 961,45 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 314,77 TL nin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, b.Davacılar … ve … ile davalı tarafından ayrıca sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, c.Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 54,75 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/10/2022