Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1711 E. 2022/1377 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1711
KARAR NO: 2022/1377
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2018/430 Esas – 2019/1034 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/09/2017 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı toplu taşıma aracının tek taraflı kaza yapması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle şimdilik geçici iş göremezlikten dolayı 100,00 TL, daimi iş göremezlikten dolayı 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sınırlı olduğunu, vaki kazadaki kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik talepleri bakımından sorumluluklarının bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından temerrüdün gerçekleşmediğini, olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada müvekkilinin tedavisine ilişkin birçok hastane evrakının celbedildiğini ve müvekkilinin tedavilerine ilişkin kayıtlar mevcut olduğu halde sunulan rapordan da açıkça görüleceği üzere işbu evrak ve kayıtların yeterince incelenmediği gibi, söz konusu sağlık şikayetleriyle ilgili gerekli konsültanyon ve tetkikler yapılmadan rapor tanzim edildiğini, her ne kadar müvekkilinin hareketleri “doğal” olarak değerlendirilmişse de müvekkilinin hareket kısıtlılığının yalnızca hareketin yapılıp yapılmaması yönünden değil hareketin yapılabilme süresi yönünden de önemli olduğunu, Ege Üniversitesi’den alınan maluliyet raporunda davacının meslekte kazanma gücünde azalma oranının %0 ve geçici maluliyet oranının 6 hafta olduğunun açıklandığını, mahkeme tarafından alınan sağlık kurulu raporu maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği cetveline göre hazırlanmış bir rapor olmadığını, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 25/09/2017 günü saat 08.00 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait … plakalı toplu taşıma hatlı otobüsü ile seyri sırasında olay mahallinde bulunan durağa giriş yapacağı sırada, seyir yönüne göre yolun sağından tali yoldan çıkan plakası tespit edilemeyen otomobile çarpmamak amacı ile ani ve sert fren yapması sonucu otobüs içerisinde yolculuk yapan ve otobüs durağında inmek amacı ile ayakta bulunan davacı …’nun dengesini kaybederek otobüsün içerisine düştüğü, düşme sonucu davacı yolcu …’nun yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Somut olayda, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 3 Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim üyesince imzalanan 29/08/2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, göre düzenlenmesi usule uygundur. Ne var ki; raporu düzenleyen 3 kişilik heyetin adli tıp uzmanlarından oluştuğu görülmüş ve heyete davacının yaralanma bölgesine göre uzman katılmadan rapor tanzim edilmiştir. Bu haliyle maluliyet raporu hükme esas alınamayacak mahiyette olduğundan yeni bir maluliyet raporu alınmaksızın karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kazadan sonraki şikayetleri ile uygulanan tedaviye yönelik tüm belgelerin (poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları) davacı taraftan sorulup, ilgili yerlerden temin edilmesinden sonra, davacının muayenesi yapılarak, raporda muayene kısmında açıklanan rahatsızlığının devam edip etmediği, kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından içerisinde yaralanma bölgesine göre uzman doktorun da bulunduğu heyetten olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/06/2022