Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1689 E. 2022/1438 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1689
KARAR NO: 2022/1438
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2015/1135 Esas – 2019/1052 Karar
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile … arasında tüketici kredi ve rehin sözleşmesi imlanarak … plakalı araca rehin şerhi işlendiğini, kredi borçlusunun söz konusu aracının davalı sigorta şirketine 25/10/2013 tarih ve … sayılı poliçe ile sigortalandığını, kredi borçlusunun sözleşmenin gereklerini yerine getirmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, işlemlerin devamı esnasında aracın çalındığının tespit edildiğini, sigorta şirketi tarafından konuyla ilgili olarak, kredi borçlusu ile aralarında meydana getirilen … nolu sigorta poliesi kapsamında … numaralı hasar dosyası açıldığını, açılan iş bu hasar dosyasına binaen yapılacak ödemenin rehin alacaklsı olarak dain ve mürtehin sıfatına haiz olmaları nedeniyle kendilerine ödenmesi gerektiğini, bununla ilgili Yargıtay ilamları bulunduğunu, bu itibarla tespit edilecek sigorta kasko poliçe teminat bedelinin davalı sigorta şirketine müracaat tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faziyle dain-i mürtehin olarak kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talep edilen miktarın haksız ve fahiş olduğunu, davacının zararını dava açtığı anda belgelerle ispatlayabilecek durumda olması, somut olarak harcadığı meblağı ve ispatlayabileceği zararını faturalarla talep etmesi gerektiğini, nitekim ekspertiz raporu ile sigortalı aracın rayiç değerinin ortalama 42.000,00 TL olarak tespit edildiğini, Sigortalı aracın üzerinde 38 adet haciz bulunması nedeniyle kasko sigortası genel şartlarının 3.3.4.2 maddesi ve poliçe özel şartı gereği müvekkil şirketin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, aracın ileride bulunması durumunda mülkiye müvekkil sigorta şirketine geçeceğinden avacı tarafça araç kaydında bulunan hacizlerin temizlenmesi gerektiğini, aksi takdirde ileride bulunan aracın müvekkil şirketçe değerlendirilmesi durumu söz konusu olamayacağı gibi, kasko sigortası genel şartları gereği davacı taraf sigorta tazminatına hak kazanamayacağını, müvekkili olan sigora şirketinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini ve temerrüde düşmediğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre mütemerrit olmayan müvekkili şirket aleyhine dava tarihinden önceki bir tarihten itibaren faizi uygulanması da mümkün olmadığını, bununla ilgili Yargıtay kararının olduğunu sigorta şirketinin temerrüde düşürülmemiş olması halinde faizin dava tarihinden itibaren işleyeceğinin açıkça belirtildiğini, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile, 35.300,06-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç üzerine 38 adet haciz bulunması sebebiyle kasko sigortası genel şartlarının 3.3.4.2.maddesi ve poliçe özel şartı gereği sigorta tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece sigortalı araç üzerinde 38 adet haciz bulunması durumuna ilişkin davacının sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiğini, ancak bulunan aracın müvekkili şirkete ait olacağından müvekkili şirketin mağduriyetinin söz konusu olduğunu, sigorta alacağını talep edenin bu hacizleri kaldırma yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, dain mürtehin hakkından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın Tazminatın Ödenmesi başlıklı 3.3.4.2. Maddesi ” Çalınmış olan aracın bulunması için ilgili makamlarca yapılacak araştırmalar 30 gün içinde sonuç vermediği takdirde sigortalı durumu ilgili makamlara başvurduğunu belgelemek suretiyle, sigortacıya bildirir. araç kayıtlarına çalınma durumunu gösteren şerh ve sair açıklamanın konduğunu ve aracın ilgili mevzuata göre devrine engel teşkil edebilecek kısıtlamaların bulunmadığını gösteren belgeler sigortacıya teslim edilir. Sigortacı bu genel şartlara göre tazminatı öder. Bu genel şartların B.3.3.3 üncü maddesinin 2 nci paragrafı uyarınca ilgililer hakkında cezai soruşturma açılmış ise bu soruşturmanın tamamlanmasına kadar sigortacı tazminat ödemesini bekletebilir. Çalınmış olan aracın bulunması, sigorta tazminatının ödenmesinden önce olmuş ise sigortalı, aracı geri almak zorundadır. Sigortacı tarafından değeri ödenen araç, ödemeden sonra bulunursa, sigorta ettiren ve/veya sigortalı keyfiyeti derhal sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Bu durumda anlaşma hükümlerine göre sigortalı tazminatı iade eder veya aracın mülkiyetini sigortacıya devreder.Araçta çalınma dolayısıyla bir zarar meydana gelmiş ise sigortacı zararı öder.” şeklinde düzenlenmiştir.TTK’nın 1457. maddesi ile “Sigortalı mal haczedilirse, sigortacı, zamanında bilgilendirilmek şartıyla, sigorta tazminatını icra müdürlüğüne ödeyerek borcundan kurtulur. Bir malın haczinde, icra memuru, borçludan söz konusu malların sigortalı olup olmadığını, sigortalı ise, hangi sigortacı tarafından sigorta edildiğini sorar; haczedilen malın sigortalı olduğunu öğrendikten sonra, sigorta tazminatının diğer bir bildirime kadar ancak icra müdürlüğüne ödenilmesiyle borçtan kurtulacağını sigortacıya ihtar eder.” düzenlenmiştir. Davalı vekili TTK’nın 1457. maddesi gereğince icra müdürlüğünce somut dosya numarası üzerinden araç üzerine haciz konulduğunun bildirildiği yönünde beyanda bulunmamış olup araç üzerine haciz konulan takip dosyalarından icra müdürlüğünce yazılan yazı örneği sunmamıştır. Bu nedenle TTK’nın 1457. Maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığından araç üzerindeki hacizlerin kaldırılması halinde ödeme yapılabileceğine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.411,35 TL harçtan peşin alınan 603,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.808,35 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/06/2022